Türk Toraks Derneği (TTD) Genel Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tıbbi adı pnömoni olan zatürrenin, akciğerin iltihaplanması olarak tanımlandığını söyledi.
Zatürrenin, başta bakteriler olmak üzere, virüsler ve mantarlar gibi çeşitli mikroplara bağlı olarak geliştiğini dile getiren Bayram, en sık görülen, hekime başvurmaya neden olan, en fazla ölüme yol açabilen hastalıklar arasında yer aldığına işaret etti. Prof. Dr. Bayram, zatürrenin, özellikle çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, böbrek, şeker, kalp veya akciğer gibi kronik hastalığı bulunanlarda, sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımında daha sık görüldüğünü belirtti.
Prof. Dr. Bayram, zatürrenin, tüm dünyada tedavi giderlerinin, iş-okul günü kayıplarının ve ölümlerin büyük bir kısmından sorumlu olduğunun altını çizerek "Dünyada, her dakika 2 çocuk zatürreden dolayı hayatını kaybetmektedir. Zatürre, bütün dünyada çocuk ölümlerinin yüzde 16'sından sorumludur. Her yıl yaklaşık 700 bin çocuk zatürreden ölmektedir. Ülkemizde 5 yaş altı çocuk ölümlerinin yüzde 13,5'inden zatürrelerin de dahil olduğu alt solunum yolu enfeksiyonları sorumludur. Zatürre, yetişkinlerde de mikrobik hastalıklar içinde en fazla ölüme yol açan hastalıktır." diye konuştu.
Antibiyotiklerin yaygın kullanılmasına ve etkin bağışıklama politikalarına bağlı olarak enfeksiyon hastalıklarından ölümlerin giderek azalmasına karşın zatürrenin hala yüksek hastalık ve ölüm nedeni olduğuna dikkati çeken Bayram, şöyle devam etti:
"Zatürre, İngiltere ve ABD'de ölüm nedenleri arasında 6. sırayı, enfeksiyonlara bağlı ölümler arasında ise birinci sırayı almaktadır. Ayakta tedavi edilen hastalarda ölüm oranı yüzde 1-5 iken, hastanede tedavi edilen olgularda oran yüzde 12'ye, yoğun bakım desteği gerektiren hastalarda ise yüzde 40'a ulaşmaktadır. Ülkemizdeki ölüm sebepleri arasında yüzde 4,2 ile beşinci sıradadır. Özellikle yaşlılarda ve eşlik eden müzmin ciddi hastalıkları olan kişilerde zatürre, daha ağır seyredebilmekte ve ölümcül olabilmektedir."
TTD Solunum Sistemi Enfeksiyonları Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Cenk Babayiğit de bazı zatürre türlerinin hasta kişiden sağlam kişilere doğrudan bulaşma riski bulunduğuna işaret etti.
Hastalığın genellikle, hastanın kendi ağız, boğaz veya sindirim kanalında bulunan mikropların akciğere ulaşmasıyla meydana geldiğini anlatan Babayiğit, "Normal durumlarda hastalığa neden olmayan bu mikroplar, vücut savunması zayıf düşmüş kişilerde zatürre oluşturur. Bu nedenle zatürrenin ortaya çıkmasında bulaşmadan çok, kişinin vücut direncini düşüren risk faktörleri rol oynamaktadır. Grip ve benzeri solunum yolu enfeksiyonları da zatürreye zemin hazırlar." uyarısında bulundu.
Doç. Dr. Babayiğit, çocuklarda, özellikle 1 yaş altındaki bebeklerde, erken doğan bebeklerde zatürreye yol açan mikroplarla enfeksiyonun daha kolay oluşabildiğinin altını çizerek "Çocukluk yaş grubunda yetersiz beslenme, anne sütü ile beslenememe, kalabalık yaşam koşulları, başta sigara olmak üzere ev içi ve ev dışı hava kirliliği ve özellikle eksik aşılanmanın zatürre gelişimine zemin hazırlayan faktörlerdir." dedi.
Bazı zatürre türlerinin, üşüme-titreme, 39-40 dereceye varan yüksek ateş, öksürük, kirli, iltihaplı balgam çıkarma ve yan (böğür) ağrısı gibi şikayetler eşliğinde ani olarak ortaya çıktığı, bazılarında sinsi geliştiğini dile getiren Babayiğit, şu bilgileri verdi:
"Birkaç gün devam eden iştahsızlık, halsizlik, eklem ve kas ağrılarını takiben kuru öksürük, ateş yükselmesi, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Ağır zatürre durumlarında bir hastada deri ve mukozanın mavi-mor renk alması, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabilir. Yaşlılarda, zatürre, ateş yüksekliği olmadan, aşırı halsizlik, bilinç bulanıklığı ve genel durumun bozulması ile kendini gösterebilir. Çocuklarda zatürre belirtileri çocuğun yaşına ve zatürreye yol açan etkene göre değişim gösterebilir. En sık bulgu ateş, öksürük ve hızlı solunumdur. Zatürresi olan çocuklarda bazen tek bulgu hızlı soluma olabilir. Ağır zatürre durumlarında ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabilir."
Doç. Dr. Babayiğit, hastalığın antibiyotikler, bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler ile tedavi edildiğini belirterek ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış ve solunum desteği de uygulanabildiğini aktardı.
Zatürre gelişme veya zatürrenin ağır seyretme riski yüksek olan yaşlı ya da bağışıklığı düşük olanların zatürre ve yıllık grip aşısı yaptırmaları gerektiğini vurgulayan Babayiğit, şunları kaydetti:
"Ayrıca, bu kişilerle birlikte yaşayan veya onların bakımından sorumlu olan kişilerin de bulaştırma riski nedeniyle grip aşısı olmaları önerilir. Zatürreye yol açabilen veya kolaylaştırıcı olan grip salgınları sırasında korunma için kalabalıkla ve hasta bireylerle temasın azaltılması, maske kullanılması, düzenli el yıkanması yararlı önlemlerdir. Zatürreye en sık pnömokok adı verilen bakteri yol açar. Bu bakteriye karşı hazırlanmış iki farklı tip aşı bulunmaktadır. Pnömokok aşıları, yüksek riskli kişilere uygulandığında, özellikle ağır enfeksiyonlara karşı koruma sağlayabilmektedir. Grip virüsü, bizzat kendisi zatürreye yol açabildiği gibi solunum yollarında oluşturduğu hasar sonucu, diğer mikroplara bağlı zatürre gelişimini de kolaylaştırır. Grip zemininde zatürre gelişmesi, hastalığın ağır seyretmesine ve ölüm riskinin artmasına yol açar. Bu nedenle gribe yakalanma riski yüksek kişilerin grip aşısı yaptırmaları, bu kişileri gripten olduğu kadar zatürreden de korur. Grip ve zatürre aşıları yüksek ateşli bir hastalığın seyri sırasında yapılmaz. Grip aşısı, yumurtaya karşı ağır, yaşamı tehdit eden alerjisi olanlara uygulanmamalı. Bunun dışında her iki aşı da oldukça güvenlidir."