Zatürre Ölümlerinin Önlenmesi Haftası

Trabzon Halk Sağlığı Müdürü Köksal Hamzaoğlu, erken teşhis ve uygun antibiyotiklerle zamanında yapılan tedavi ile akut solunum yolu hastalıkları kaynaklı ölümlerin büyük bölümünün önlenebileceğini bildirdi. Hamzaoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, akut solunum yolu enfeksiyonlarından özellikle zatürrenin, bebeklik ve çocukluk dönemindeki hastalıkların ve ölümlerin temel nedenlerinden biri olduğunu belirtti. Akut solunum yolu hastalıklarının Türkiye'de kış aylarında beş yaş altındaki çocuklarda sık görüldüğünü ifade eden Hamzaoğlu, şöyle devam etti: "Erken teşhis ve uygun antibiyotiklerle zamanında yapılan tedavi ile akut solunum yolu hastalıkları kaynaklı ölümlerin büyük bölümü önlenebilir. Beş yaş altı çocuklarda zatürreye bağlı ölümleri 3'te bir oranında azaltmak, erken teşhis ve uygun tedaviyi sağlamak, gereksiz antibiyotik kullanımını önleyerek bebek ve çocuklara yönelik koruyucu ve evde tedavi edici yöntemleri geliştirmek amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından Akut Solunum Yolu Enfeksiyonlarının Kontrolü Programı 1988 yılından itibaren yürütülmektedir." Hamzaoğlu, konunun önemi nedeniyle her yıl Kasım ayının son haftasının Zatürre Ölümlerinin Önlenmesi Haftası olarak belirlindiğini işaret ederek, şunları kaydetti: "Konu ile ilgili çeşitli etkinlikler düzenlenerek hastalığa karşı mücadelede güncellenen stratejilerle çocuk sağlığı düzeyi daha iyiye götürülmeye çalışılmaktadır. Akut solunum yolu enfeksiyonlarından ölümler en çok zatürreden olmaktadır. Beslenme bozukluğu, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, sigara kullanımı, çevresel koşullar, mevsimler, kronik solunum yolları hastalıkları, kronik kalp hastalıklarının varlığı, kişisel hijyen koşulları akut solunum yolu enfeksiyonlarında risk faktörlerindendir." Zatürreye neden olan mikropların kişiden kişiye bir iki metrelik mesafelerden yakın temas sonucu bulaşabileceğine de dikkati çeken Hamzaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hastalığın sağlıklı kişilere bulaşması öksürük, aksırık ya da hasta kişilerin konuşması sırasında havaya yayılan damlacıkların doğrudan solunması yoluyla gerçekleşir. Yüksek ateş, titreme, sarı veya yeşil renkte balgam çıkarma, pas renginde olan koyu kırmızımsı kıvamlı balgam, göğüs ağrısı, kuru ve hırıltılı öksürük, soluk alındığı zaman sırta çivi batırılıyormuş gibi ağrı hissi, şiddetli baş ağrısı, şiddetli bir titremenin ardından ateş yükselmesi, yorgunluk, önde meme bölgesi ve arkada ise kürek kemiğinin ucunda duyulan ağrı, solunum hareketleri ve öksürüğe bağlı olarak şiddetlenen göğüs ağrısı, kas ağrısı, iştah azalması, dalgınlık, algılama bozuklukları, dudaklarda oluşan uçuklar, halsizlik, aşırı susama, hızlı solunum, bayılacak gibi olma, baş dönmesi, yüzde şişme, boğaz ağrısı, yan ağrısı da bu hastalığın belirtilerindendir." Hamzaoğlu, zatürrenin erken teşhis ve doğru tedavisinin bebek ölümlerini azaltacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı: "Çocuklarımızın sağlıklı olabilmeleri ve zatürre gibi tedavisi mümkün hastalıklardan dolayı kaybedilmemeleri için atılacak en önemli adım anne ve babalar ile genel olarak tüm toplumun bilgilendirilmesidir. Bebeklerin düşük doğum ağırlıklı olarak doğmalarının önlenmesi, yeni doğan bakımının iyileştirilmesi, uygun ve dengeli beslenme, aşıyla korunabilir hastalıklara karşı aşılama programının eksiksiz uygulanması, ev ve çevre koşullarının iyileştirilmesi, pasif sigara içiciliğinin önlenmesi, kronik hastalıkların uygun şekilde takip ve tedavisiyle zatürre ve zatürreye bağlı ölümler azaltılabilir. Tüm bebekler ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeli, 6 aydan sonrada uygun ek gıdalara birlikte en az 2 yıl anne sütü ile beslenmesine devam edilmelidir. Unutulmamalıdır ki anne sütü ile beslenmeyen çocuklar 2 kat daha sık zatürreye yakalanır."