Zayıflamak isterken canından oldu!

Obezite ameliyatı olduktan sonra hayatını kaybeden 26 yaşındaki genç kızın dramı dinleyenleri gözyaşlarına boğdu. Zayıflamak isterken canından olan Melek Yiğit’in annesi doktorları suçlarken, obezite ameliyatlarının riski bir kez daha gündeme geldi.

Obezite, günümüzde her geçen gün büyüyen bir tehlike olarak karşımıza çıkıyor ve pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor.

Ölümle sonuçlanan vakalarla medyada sık sık kendine yer bulan ve tüp mide, mide küçültme, obezite ameliyatı denilen uygulamalar da sorunun en önemli başlıklarından biri.

Asıl iş ameliyat sonrasında

Obezite çok kompleks bir sorun. Obezite cerrahisi de hastanın midesinin % 80’ini çıkarıp alınmasıyla bitmiyor, ameliyat sonrası süreç büyük önem taşıyor. Ameliyattan sonra en az 2 yıl boyunca hastanın sürekli kontrol altında tutulması, takip edilmesi gerekiyor.

Reklam
Reklam

Cenazede gözyaşları sel oldu

Antalya’da 18 yaşında 177 kiloya ulaşan ve obezite ameliyatı sonrası 8 yıldır yatağa bağımlı olan 26 yaşındaki Melek Yiğit, geçtiğimiz günlerde 40 gündür kaldığı yoğun bakımda hayatını kaybetti. Kızını kaybeden anne Senem Yıldız, al ve duvak konulan kızının tabutuna sarılarak, “Annem kurban olurum, sen kalk ben girerim kara topraklara, annem ben dayanamıyorum, kızım gelinliklerini giymiş bugün onun düğünüdür” diyerek gözyaşları döktü.

Kilo sorunu nedeniyle hastaneye gittiklerini ancak kızının mide külçültme ameliyatı olduğunu dile getiren anne Senem Yıldız, şunları söyledi:

“Ameliyatın ardından üçüncü günde drenlerden kaçak olmuş, meğer dikişler kopmuş. O yetmiyor gibi hemen acil ameliyata alındı. Komple mideyi alıp, yemek borusunu kalın bağırsağa bağlamışlar. O esnada hasta yemek yiyemediği için bir vitamin verilmesi gerekiyormuş. Bu 3 doktor mecburi olan bu ilacı bir gün dahi olsa vermemişler. İlacın değeri 1 milyon. Kızım 1 milyon için öldü. O ilaç verilseydi, benim kızımın hiçbir şeyi olamayacaktı. Bize söylemeden biz mide küçültme sandık, meğerse mide bypası yapmış”.

Reklam
Reklam

Kızını doktora götürdüğünde endoskopi yapıldığını midesi alınınca yeme içme olmadığı için enfeksiyon türediğini kaydeden Yıldız, kızının 2 yıl bitkisel hayatta kaldığını toplamda 8 yıl boyunca da yatağa bağımlı yaşadığını, 40 gündür de yoğun bakımda bulunduğunu ve hayatını kaybettiğini kaydetti.

Kızının ölümünden sorumlu olanların cezalandırılmasını isteyen ve bunun için adalet beklediğini belirten Yıldız, “Kızının gelinliğinin kefeni olduğunu kaydeden Yıldız, “Kızımın gelinliği kefeni oldu. Şimdi o doktorlar gelsin kızımı kaldırsınlar nasıl kaldıracaklarsa. 1 milyonluk ilaç için kızım hayallerinden oldu. ‘Anne çeyizlerimi dağıtma ben ayağa kalkacağım, bir şey yapma’ diyordu. Kızım şimdi kara toprakların oldu. Adalet gerçek adaletse, 3 doktorunda öyle bir cezasını verecek ki, kızımın ahı yerde kalmasın. Kızım şimdi gelinliğini giyip çıkacak. Kimse bu işkenceyi görmesin. Bu benim kızımın hayatı ibret olsun. Keşke kızım kilolu kalaydı kara topraklara gitmeyeydi. 26 yaşındaki kızımı kara topraklara koydum” dedi.

Reklam
Reklam

Genç kızın ameliyat edildiği hastanenin doktorları ise, ailenin suçlamalarını kabul etmedi. Doktorlar, yapılması gereken her şeyin yapıldığını belirterek, bu tür ameliyatların her zaman riskli olduğunu ve komplikasyonların gelişebileceğini söyledi.

Obezite cerrahisi riskli mi?

Aşırı şişmanlığı tedavi eden ameliyatlar (mide küçültme ameliyatların çeşitleri) “majör cerrahi” (büyük cerrahi) kapsamındadır ve nadiren de olsa, tüm ameliyatlardan sonra olduğu gibi, birtakım riskler de içerirler. Bu riskler hastanın kilo ve yaşı ile doğru orantılı olarak artmaktadır.

Tüm “olası” komplikasyon ve yan etkilerin çok iyi bilinip “risk” konusunun hastalar tarafından tam doğru algılanması çok büyük önem taşır. Morbid obezler zaten mevcut durumlarında cerrahinin riskinden çok daha fazla yaşamsal risk altındadırlar. Her şeyden önce unutulmaması gereken; morbid obezitenin kendisinin hayatı tehdit eden bir ölümcül hastalık olduğu gerçeğidir.

Ölüm riski:

Mide küçültme / obezite cerrahisi yöntemlerinin ölümcül riski % 0.1 – 0.4 arasında değişir. Öte yandan bu binde 1-4’lük bir “ölümcül” cerrahi risk, konuyu kar/zarar oranı açısından ele alırsak; makul yani kabul edilebilir bir orandır.

Reklam
Reklam