Dün akşam canlı yayında konuşan eski İYİ Parti İBB Grup Başkanvekili İbrahim Özkan'ın açıklamalarıyla İYİ Parti ile CHP arasındaki kriz tırmandı. Bugün İYİ Parti lideri Meral Akşener'in "Sayın Erdoğan bilir, Sayın İmamoğlu da öğrenecek" sözlerini sarf etmesinden dakikalar sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da temel atma törenindeki konuşmasında "Bazı dostlar haddini aşan cümleler kullanıyor" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Merkezinin aldığı karara aykırı olarak İstanbul'da İmamoğlu'nu desteklemek için girişimlerde bulunan İbrahim Özkan önce Akşener'in talimatıyla istifa etmiş, sonra aynı göreve tekrar seçilince bu kez istifaları istenmişti. Özkan dün akşam tv100 canlı yayınında bazı İYİ Partililerin CHP ile yerel seçimlerde iş birliği için görüşmeler yürüttüğünü, bu görüşmelerin İstanbul ve Ankarayı' da kapsadığını hatta Akşener'in bundan haberdar olduğunu öne sürdü. Bu açıklamalar Akşener'i hayli öfkelendirdi.
Partisinin Uşak il binasında yaptığı konuşmada Akşener, görüşmelerden haberi olmadığını kaydetti. Yaşananların bir siyasi partinin iç işlerine karışmak demek olduğunu belirten Akşener, "Ben 1997 yılında bu olayı Doğru Yol Partisi'nde yaşadım. Dolayısıyla ben bu konuda idmanlıyım. Şu andan itibaren bunu bir savaş ilanı olarak kabul ediyorum. Varım, buyursunlar" dedi.
Akşener zehir zemberek açıklamalarına bir sonraki programında da devam ederken şunları söyledi:
"Dün bir aydınlanma yaşadım, sayın Erdoğan bilir. İmamoğlu da öğrenecek. Ben sayın Erdoğan hapse giderken oradaydım. Çoluğu çocuğu ile ilgilenen bendim. Evinin önünde polis noktası kaldırıldığında oradaydım. Ama en ağır hakaretleri işiten ben oldum. Aynı şekilde Saraçhane'ye 2. kere gittim. Bugün sövenler, o gün rahmetli anama kadar götürdüler işi. Ama kazanana kadar ağzımı açmadım. O masaya götürdüm, masadan kovuldum. Ama ikisi de (Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş) korkup, milletin isteğini kabul etmediler."
Akşener ile yakın sıralarda bir başka törende konuşma gerçekleştiren İmamoğlu'nun üstü kapalı sözleri de dikkatlerden kaçmadı:
"Yeni bir oyunla karşı karşıyayız. Omuz omuza mücadele ettiğimiz, aynı masayı paylaştığımız, birlikte iş ürettiğimiz, aynı kaseden çorba içtiğimiz dostlarımızı bize karşı kışkırtıyorlar. Bunu üzülerek takip ediyorum. Sayıları az da olsa bir kısım dostlar oyuna geliyor, bazen haddini aşan cümleler kurabiliyorlar. Biz başından beri 'Eski dost düşman olmaz' dedik."