Zehirli ayakkabılar konusunda uzmanlar konuştu

Zehirli ayakkabılar hakkında Prof. Dr. Şuayip Yalçın, bir kere zehirli ayakkabı giymenin kansere neden olmayacağına dair açıklama yaptı. Yalçın zehirli ayakkabılar konusunda bilgilerini aktardı.

Son dönemin en fazla konuşulan ve merak edilen konularından zehirli ayakkabılar hakkında uzmanlar açıklamalarda bulundu. Kanser hastalığına neden olabileceği iddia edilen zehirli ayakkabılar hakkında değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, tüketicileri bilgilendirdi. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın, zehirli ayakkabıların bir kez giyilmesiyle kanser olunmayacağını belirtti.

Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC), Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü ve Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği’nin desteği ile gerçekleşen uluslararası konferans kapsamında düzenlenen basın toplantısına, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın, Uluslararası Kanser Savaş Örgütü(UICC) Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk ile Karmanos Kanser Merkezi Wayne State Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Philip Agop Philip katıldı. Kongre Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın yaptığı açıklamada, son yıllarda gastrointestinal kanserler(sindirim sistemi kanserleri) konusunda önemli gelişmeler olduğunu, bu kongrede de bu tümörlere yönelik tanı, tedavi ve bakım ile ilgili gelişmelerin tartışıldığını ve tedavi standartları konusunda güncel bilgilerin yenilenmekte olduğunu ifade etti.

Reklam
Reklam

"ZEHİRLİ AYAKKABILAR BİR KEZ GİYİLİNCE KANSER OLUNMAZ"

Prof. Dr. Şuayip Yalçın konuşmasında son günlerin en fazla konuşulan konularından olan zehirli ayakkabılar konusuna değindi. Yalçın, zehirli ayakkabı olarak anılan ayakkabıların aslında zehirli olmadığını, ancak istenilen miktarın üzerinde kanserojen madde içerdiğini ifade etti. Yalçın açıklamasında, “Zehirli ayakkabılar, zannedildiği gibi zehirli değil. Bu ürünlerin kanserojen madde taşıması bu kişilerin hemen kanser olacağı veya daha sonra kanser olacağı anlamına gelmiyor. Bizim ülkemizin tüzüğü var ama bunlar uyulmamış. Uzun dönemde bu maddeler kansere yol açabilir. Ama hasbelkader bir kez ayakkabı, çanta giyildi diye kanser olunmaz” dedi.

"HALKIMIZA KANSER ÖCÜ GİBİ GÖSTERİLİYOR"

Prof. Dr. Yalçın, ülkemizde kanserin vatandaşlara öcü gibi gösterildiğini söyledi. Yalçın, zehirli ayakkabılar, çantalar gibi ürünleri halkın haketmediğini ifade etti.

Yalçın açıklamalarına şöyle devam etti:

“Bunun için alınmış kurallar var. Bu tür kanserojen elemanlardan Avrupa Birliği ve Amerika’nın standartlarına göre, ülkemiz standartlarıyla bir araya gelerek bunlardan korunulması lazım. Buradaki temel sorun bu kurala uyulmamış olmasıdır. Buna da taviz verilmemiş olması sevindiricidir. Halkımıza kanserin öcü gibi gösterilmesi, kanserle insanların bazı durumlarının terbiye edilmeye çalışılması kanser algısını yanlış duruma çeker. Kanser korkusu ile birlikte kanserle baş etmelerini güçleştirir. Hem yeni insanları hem de kanserli hastaları zor durumda bırakıyor. Mevzuata uymayan maddelerle mücadele ederken bizler halkı korkutmadan yapmak istiyoruz. Halkımızı değil, o suçluları korkutmakta fayda var. Bu tür ayakkabıları, çantaları halkımız hak etmiyor. Uygun cezalar verilmeli”

Reklam
Reklam

"KANSER EN ÖNEMLİ ÖLÜM NEDENLERİNDEN BİRİ"

Uluslararası Kanser Savaş Örgütü(UICC) Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, kanserin en önemli ölüm nedenlerinin başında geldiğini söyledi. Prof. Dr. Kutluk, “Kanserin dünyadaki en önemli ölüm nedenlerinin başında yer alacağını söylüyorduk. 2011 yılında bu gerçekleşti. 2012 yılında yayınlanan ölüm raporlarına göre 7 milyon 870 bin kişinin ölümüyle kanser, 7 milyon 20 bin kişiyle kalp hastalıklarının önüne geçti. Biz hangisinin önemli olduğunun savaşını vermiyoruz. Problemin boyutunun artmasının göstergesi bu. Her yıl 14 milyon kişi kanser oluyor, 8 milyon kişi ölüyor” şeklinde konuştu

KANSERE ÇARE İLAÇLAR GELİŞTİRİLİYOR

Karmanos Kanser Merkezi Wayne State Üniversitesi'nden Prof. Dr. Philip Agop Philip de, kanser tümörlerinin küçültüldüğü ve yok edildiği ilaçların geliştirildiğini, bu ilaçlarla birlikte tedavide başarının artacağını dile getirdi. Prof. Philip "Tümörün yuvasını yıkan ilaçlar söz konusu" dedi.

“SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİ SIK GÖRÜLEN KANSERLERDİR”

Reklam
Reklam

Sindirim sistemi kanserlerinin ülkemizde sık görüldüğünü ve bu kanserlerin özellikle kalın barsak, mide, pankreas, yemek borusu, karaciğer, safra yolları kanserlerini, nöroendokrin ve GIST’leri içerdiğini ifade eden Prof. Dr. Şuayib Yalçın şunları söyledi:

“Bu kanserler genellikle sinsi seyirli olup genellikle ileri evrede belirtilere yol açtıkları için çoğu kez geç aşamada tanı konur ve tedavi şansı azalır. Bu nedenle bu kanserlerden korunmak için tedbirler alınmalıdır. Bunların başında tütünden uzak durma, sağlıklı beslenme, kilo kontrolü ve egzersiz gelmektedir. Ayrıca enfeksiyonlardan korunma, Hepatit B’ ye karşı aşı olma, alkolden uzak durmak gereklidir. Kalın barsak kanserleri ülkemizde en sık görülen sindirim sistemi kanseridir. Bu kanserden hem korunmak mümkündür, hem de tarama testleri ile erken tanı ve tedavi mümkün hale gelmektedir. Bu hastalıkta esas tedavi cerrahidir, ancak birçok hastada bu mümkün olmamakta ya da daha sonra metastaz gelişmektedir. Bu amaçla uygulanan adjuvan tedavi dediğimiz yardımcı kemoterapi ile nüksetme riski azalmaktadır. İleri evrede de günümüzde uygulanan tıbbı tedavilerle yaşam süresi uzamıştır. Bu konuda son yıllarda kemoterapi dışında bevasizumab, setuksimab, panitumumab, regorafenib gibi ilaçların ortaya konması ile en az 3 sıra sistemik tedavi şansı doğmuştur. Ayrıca cerrahi dışında görüntüleme ve girişimsel radyoloji alanındaki gelişmeler sonucunda bazı hastalarda yeni bazı lokal tedavi seçenekleri ortaya çıkmıştır”

Reklam
Reklam

ÇOCUKLUKTAN İTİBAREN BESLENMEYE DİKKAT EDİLMELİ

Kanserden korunmada bireylerin tedbir alması dışında toplumsal ve sosyal önlemlerin de alınması gerekli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yalçın şöyle devam etti:
“Bunların başında çocukluk çağından itibaren sağlıklı yaşamın desteklenmesi gereklidir. Bunun için çocukların korunması çok önemlidir. Çocuklara doğru ve sağlıklı yaşam biçimlerinin kazandırılması ve onları yanlış beslenme alışkanlıklarına sevk edecek zararlı etkilerden çocukların korunması gereklidir. Ayrıca sağlıklı çevre oluşturulması, kamusal alanlarda ve toplumsal yaşam alanlarında havalandırmanın özendirilmesi, yaşam alanlarının aktif yaşamı destekleyecek şekilde yapılandırılması, sadece çocuklar için değil genç yaşlı herkes için önemlidir”

“ÜLKEMİZDE GELENEKSEL BESLENME TARZI GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR”

Özellikle mide ve yemek borusu kanseri ülkemizde hala önemli sorun oluşturmaya devam etmekte olduğunu, bunun önüne geçmek için de beslenme tarzımızın bilimsel taramadan geçirilmesi ve halkın bilinçlendirmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yalçın ayrıca şu bilgileri paylaştı:

Reklam
Reklam

“Kanser tarama programlarına halkın dikkati çekilmeli ve bu konuda farkındalığın ve katılımın artırılması ve ülkemize özgü programların etkin uygulanması gereklidir. Kanser konusunda yanlış ve korkutucu imajlar oluşturulmamalıdır. Kanser için kullanılan amansız hastalık tanımı artık doğru değildir. Özellikle sistemik tedavilerde yaşana gelişmeler ileri evredeki hastalarda tam iyileşme sağlamasa bile yaşamın uzamasına ve daha kronik bir seyir izlemesine neden olmaktadır. Erişkin yaşta görülen tüm kanserlerin üçte ikisi başarı ile tedavi edilmektedir. Bu oran çocukluk çağında % 80’lere ulaşmaktadır. Pankreas kanserinin erken tanısı hala zordur. Bu kanserle sigaranın, beslenme ve obezitenin ilişkisi gösterilmiştir. Bu hastalıkta esas tedavi cerrahidir ancak çok az kişide cerrahi mümkündür ve cerrahi sonrası nüksler çok sık görülür. Ancak ameliyat sonrası koruyucu tedavinin etkinliği gösterilmiştir. Artık bıçak değdi, hasta daha kötü oldu fobisini yıkma zamanı gelmiştir. Bu hastalıkta ileri evrede de birçok etkin ilaç geliştirilmiştir. Bu ilaçlarla tedavi başarısında artış sağlanmıştır.”

Reklam
Reklam