Zekat, dini bir vazife olmakla beraber sosyal yardımlaşma bağlamında yapılan bir ibadettir. Müslümanlar arası dayanışmayı sağlar. Yokluk ve varlık arasındaki dengeyi müslümanın müslümana yardımı sayesinde sağlamayı amaçlayan bir ibadettir.
Zekat, İslam’ın beş şartından biridir. Farz olan ibadetlerin arasında yer alır. Tıpkı namaz, hac veya oruç tutmak gibi müslümanlar için yapılması zorunlu olan bir ibadettir. Ancak zekat için namaz ve oruçtan farklı olan bir durum vardır. Zekat, belli bir mal varlığına sahip olduğunuzda farz hale gelir. Eğer dinen belirlenen bu mal varlığına sahip değilseniz zekat vermek size farz değildir. Bunun yanı sıra böyle bir durumda zekat kabul edebilirsiniz. İslam, zekat ibadetini belirli bir temel üzerine oturtmuştur. Zekattaki amaç sosyal dayanışma ve yardımlaşmadır. İslamiyet’e göre zengin sayılan herkes sahip olduğu mal varlığı doğrultusunda hesaplanan para miktarını fakir olan kişiye veya aileye vermek zorundadır.
Zekat konusunda en sık sorulan sorulardan biri de “Zekat nasıl hesaplanır?” sorusudur. Zekat herkesin aynı miktarda vereceği parayı temsil etmez. İslam, müslümanın sırtına kaldıramayacağı yükü yüklemez. Yalnızca durumu iyi olan müslümanlar zekattan sorumludur. İslam’da ise zekat hesaplama hususu şöyle ayarlanmıştır; kişinin asli ihtiyaçlarının haricinde kenarda seksen gram altını bulunuyorsa o kişi zekat vermekle yükümlüdür. Eğer kişinin asli ihtiyaçlarının dışında bir birikimi yoksa zekat vermek zorunda değildir. Zekat verme durumunun kişiden kişiye göre değiştiğini söylemiştik. Kişinin mal varlığına göre vereceği zekat miktarı da değişir. Zekat hesaplaması ise bu durumda önemli bir konudur. Zekat verirken zekat oranları önemlidir ve dikkat etmek gerekir. İslamiyet’de zekat hesaplamasını açıklayacak olursak;
-Altın, gümüş, para, koyun veya keçiden 1/40 oranında,
-Her beş deve için bir koyun verilmesi gerekir.
-İnek, manda ve benzeri büyükbaş hayvanlar için 1/30 oranında,
-Kira getiren mallardan net 1/10 ya da brüt 1/20 oranında,
-Tarım ürünlerinden elde ettiğiniz gelirden ise 1/10 oranında zekat verilmesi gerekmektedir.
Zekat verme konusunda ilk şartın asli ihtiyaçlar haricinde gelir elde ettiğiniz şeylerin de olması gerektiğini daha önce söylemiştik. Ancak zekat vermek için başka temel özelliklere de sahip olmanız gerekir. Öncelikle sahip olduğunuz gelirin üzerinden bir yıl geçmesi gerekmektedir. Daha detaylı açıklayacak olursak; siz yalnızca asli ihtiyaçlarınızı karşılayabilen birisiniz; fakat birdenbire ek bir gelir elde etmeye başladınız ya da biriktirdiğiniz altın miktarı seksen gramı geçti. Bu ek gelir durumu olur olmaz zekat size farz olmaz. Bu ek gelirin üstünden bir yıl geçmesi gerekir ki siz bu ek gelirin zekatını verebilesiniz. Yani İslamiyet kişiyi herhangi bir zorluğa sokmaz. Devamlı bir ek gelirden sonra zekatı farz olarak görür. Bunun haricinde zekat vermek için sahip olmanız gereken başka özellikler olması gerekir. Bunların başında Müslüman olmak gelir. Zekatı yalnızca Müslümanlar verebilir. Kişinin aklının yerinde olması, hür olması ve kişinin borçlu olmaması olması gereken özelliklerdendir.
Gelelim “Zekat kimlere verilir ve kimlere verilmez? sorularına. İslam’ın yardımlaşma köprüsü olarak tanımlanan zekat, fakirlere ve düşkünlere verilmektedir. İslam Peygamberi, yardımı ilk olarak akrabalarımıza yapmamızı tavsiye etmiştir. Yani eğer düşkün, yoksul ve muhtaç olan bir kardeşiniz var ise ona zekat verebilirsiniz. Kardeşinize, kardeşinizin çocuklarına ya da akraba olmayan düşkün kimselere de zekat verilebilir. Peki zekat kimlere verilemez? Bakmakla yükümlü olduğumuz kişilere zekat verilemez. Yani kişi, annesine, babasına, dedesine, ninesine, çocuğuna ve torununa bakmakla mükelleftir. Bu nedenle bu kişilere zekat verilmez çünkü zaten İslam’a göre bu kişilere bakma zorunluluğunuz vardır. Zekat aynı zamanda müslüman olmayan kişilere ve ek geliri olan dinen zengin sayılan kişilere de verilmez.
İslam’da zekatın verilme süresi yoktur. İslam’ın şart koştuğu tek şey asli ihtiyaçların haricinde oluşan gelirin üzerinden bir yıl geçtiğinde yani bu gelir sürekli hale geldiğinde zekatın farz olduğudur. Bunun haricinde müslüman, zekatını dilediği zaman verebilir. Ülkemizde ise Ramazan ayının yardımlaşma ayı olarak nitelendirildiğinden müslümanlar zekatını Ramazan ayında vermektedirler. İslamiyet’de ise böyle bir şartlandırma yoktur.
Bu dünyada herkesin imtihanı farklıdır. Kimileri varlık ile sınanıyorken kimileri ise yokluk ile sınanıyordur. Müslümanın müslümana bu hususta yardım etmesi çok önemlidir. Aslında genel olarak İslam, birliği, beraberliği ve dayanışmayı destekler. Müslümanların bir arada olmasını, birbirlerine dayanmalarını ve birbirlerinin ihtiyaçlarına koşmalarını ister. Tüm bunları Allah rızası için de yapıyor olmak oldukça önemlidir. İslam’ın istediği gösteriş değil, Allah rızası için yapılmış olan yardımlaşmadır. Bu yardımlaşmanın önemini İslam Peygamberi Hz Muhammed’in bir sözünde de açıkça görmekteyiz. O söz ise şu şekildedir: ‘’ Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’’. İslam’da müslümanlar arası yardımlaşma bu kadar önemli ve ince bir meseledir.