Zengin ülkelerin sömürdüğü Banaba adasında içme suyu kalmadı

Zengin ülkelerin 100 yıl boyunca madenleri sömürdüğü Banaba adasında içme suyu kalmadı. Yerel halk, salgın hastalıklar ve kıtlıkla mücadele ediyor.

Büyük Okyanus’ta yer alan Kiribati’ye bağlı Banaba Adası’nda halkın içme suyu kalmadı. Bu nedenle salgın hastalıklar ve kıtlıkla mücadele eden ülke oldukça kötü günler geçiriyor. İngiltere, Yeni Zelanda ve Avustralya’nın 1900’lerde başladığı fosfat madenciliğinin tükettiği adada toprak o kadar yoğun bir şekilde sömürüldü ki, ada topraklarının yüzde 90’ı çıplak kaldı. Yerel halk, üç ülkeden de tazminat istediklerini belirterek, adada sürdürebilir bir yaşam sağlamak için yardım çağrısında bulundu.

"TUZLU SU İÇMEKTEN BAŞKA ŞANSIMIZ YOK"

Banaba'ya son düzgün yağmur bir yıldan daha uzun bir süre önce yağdı. Kiribati ülkesinin bir parçası olan izole orta Pasifik adasındaki insanlar yağmur olmadan, içme, banyo yapma ve mahsul yetiştirme için gereken suyu denizden karşılamaya çalıştı. Ancak, geçen Kasım ayında tuz arıtma tesisi bozuldu. Ve durum adada yaşayan yaklaşık 300 kişi için umutsuz bir hal aldı. Kirlenmiş su içmeye zorlanan insanlar, salgın hastalıklara yakalandı ve açlıktan ölme korkusuyla mücadele etmeye başladı.

Reklam
Reklam

Bir Banaba sakini olan Taboree Biremon, "Deri hastalığı ve ishal özellikle çocuklarda çok yaygın, çünkü kontamine su veya tuzlu su içmekten başka seçeneğimiz yok. Çocuklar iyi değiller, çünkü anlamıyorlar. Alamayacakları yiyecekleri istiyorlar. Çok üzüldük ama yapacak bir şey yok” ifadelerini kullandı.

"KİMSENİN UMRUNDA DEĞİLİZ"

Taboree, ada sakinlerin içecek suları olmadığını ve balıktan başka yiyecekleri olmadığını belirterek, tüm ekinlerin öldüğünü söyledi. ''Ayrıca uyuyamadık çünkü tek yapmak istediğimiz adada su aramaktı. Sadece hayatta kalmanın bir yolunu arıyoruz. Sahip olduğumuz his, denizde sürüklendiğimiz, kaybolduğumuz ve kimsenin umrunda olmadığımız.''

ADA TOPRAKLARININ YÜZDE 90'INI YOĞUN MADENCİLİĞİN ARDINDAN KULLANILAMAZ HALE GELDİ

Bununla birlikte, Banaba’nın yaşadığı kabusun başlangıcı 20. yüzyılın başına uzanıyor. Avustralya ve Yeni Zelanda, 1900 yılında Avustralyalı madenci Albert Ellis tarafından başlatılan fosfat madenciliği yoluyla 20. yüzyılda yerliler tarafından kulsal kabul edilen "te bangabanga" mağaralarının yok edilmesine katkıda bulundu.

Reklam
Reklam

Sonraki 80 yıl boyunca, eşit oranda Avustralya, Yeni Zelanda ve İngiltere'ye ait olan İngiliz Fosfat Komisyonu (BPC), Banaba'daki madenleri o kadar yoğun bir şekilde çıkardı ki, adanın yüzeyinin yaklaşık yüzde 90'ı çıplak kaldı. BPC ayrıldığında, adadaki 22 milyon ton arazi kazınmıştı.

Anahtar Kelimeler: