Taylan YILDIRIM/İZMİR, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İzmir'de Ekonomi Muhabirleri Derneği üyeleriyle kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. Genel ekonomik değerlendirmelerde bulunan Nihat Zeybekci, dünyadaki mücadelelerini hep ekonomik olduğunu anlatırken, dünyada farklı ekonomik birlikteliklerin olduğunu söyledi. Zeybekçi, şöyle konuştu:
"Çin'in liderliğini yaptığı yeni bir bankacılık kulübü en son Putin'in ortaya koyduğu Şangay birliği, IMF'ye alternatif başlatılan girişimler tüm bunları gördüğümüz zaman dünyadaki mücadele ekonomi mücadelesi haline geldi. Rusya'ya, İran'a yaptırılan yaptırımlar da hep ekonomik oldu. Rusya'nın, Kırım'a, Ukrayna'ya girişimlerini diğer ülkeler hep ekonomik olarak cevap verdi."
Türkiye'de siyasetin sadece ekonomik gerçeklerle yapılamadığını da anlatan Zeybekci, politikanın sadece reel ekonomi, ekonominin matematiği ile siyaset doğru orantılı yapılmasını arzu ettiğini anlatırken şöyle konuştu:
"Keşke, akıl, bilimle Türkiye'de siyaset yapılsa. Bazen öyle olmuyor hayallerle siyaset yapılıyor. Türkiye'nin 12 yıllık geçmişine, son 2-3 yıllık geçmişine bakacak olursak 2014 yılında dünya ekonomik otoriterleri eleştirilerini düzeltti. Türkiye'nin finansal ve mali yapısı dünya standartlarının üzerine kavuştu. Bankalarının sermaye yeterlilik oranları yüzde 16'lara ulaştı. Son 10 yıllık dönemde sağladığı en önemli başarılardan birisi kamu maliyesindeki kamu borçlanmasındaki başarısıdır. Dünyanın dikkatini çeken başarıdır. Bunları üst üste koyduğumuzda Türkiye artık ekonomik genel yapı olarak farklı bir boyuta geçmek zorunda, raya geçmek zorunda. Türkiye'nin artık Mevlana'nın dediği gibi yeni şeyler söylemesi lazım. Türkiye'nin tüm alanlarda artık göçmesi lazım, bir yerden bir yere varması lazım. Olduğu yerde donmaması lazım. AK Parti hükümetlerinin reformist yaklaşımlarla 25 ayrı katagoride bin 200 civarındaki eylem planlarıyla Türkiye'nin yeniden yapılandırılması, başarması lazım. Hedefimiz 2023'e ulaşalım. Türkiye bunları her alanda başkalarının kontrol ettiği dünyalarda yaptı. Sermayeyi başkalarının kontrol ettiği, tasarımları, patentleri başkalarının kontrol ettiği alanlarda tamamen fasoncu bir anlayışla bu destansı başarıyı sağladı. Ar-Ge'nin milli gelirden aldığı pay yüzde yarımdan yüzde 1'e geldi. AB'de bunun ortalaması 2.5, Japonyanın yüzde 3'ün üzerinde olduğu ortada. Burada yapmamız gereken büyük boşluk var. AK Parti hükümetlerinden önce eğitimin süresi ortalama 4 yıldı, bu 7.4 yıla çıkartıldı. Rakiplerimize baktığımız zaman Kore'de 11.8, AB ülkelerinde 12 yıl. Yeme- içmemizden keserek, bunu artırmaya devam etmemiz lazım. O zaman başka lige çıkarız."
"TÜRKİYE'NİN BİR DEVLET POLİTİKASININ OLAMASI LAZIM"
Türkiye'nin bir devlet politikasının olmadığını bunun olması gerektiğini ifade eden Bakan Nihat Zeybekci, devlet politikası oluşması için 25 ayrı sektörde yapılan planının içinde bunların yer aldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Petrokimya ile devlete politikasının her şeyin üzerinde tartışılması lazım. Ulaştırma politikasının tartışılması lazım. Bilim sanayi teknoloji ile ilgili devlet politikasının olması lazım. Örneklerine bakacak olursak Almanya ve Kore'de var. Milli politikalarımız, hedeflerimiz olmalı. Siyasetle ilgili gelişmeleri, reel sektörden gelen birisi olarak üzülerek seyrediyorum. Üzülerek görüyorum ki projeler tartışılmıyor. İnşaat demirinde, dünyanın en büyük üreticisiyiz. En büyük hurda ithalatçısıyız, metalurjide bir devlet politikamız yok. Türkiye olarak destansı başarı yazdık ama fasoncu olarak, fason üretim yapan bir ülke olarak yaptık. Artık politikalarımızı, ölçülerimizi, doğrularımızı yeniden gözden geçirmemizin zamanı."
"SEÇİM BAŞARI SIFIR OLMALI"
Seçim barajının sıfır olması gerektiğini söyleyen Bakan Nihat Zeybekci, 7 Haziran'da
“Bu seçimleri önemli buluyorum. Muhtemelen Türkiye'nin önüne tarihi bir fırsat gelecek parlamentoda. Partimin genel görüşü budur, arkadaşlarımızın kimisi farklı görüşlerde, yüzde 3 olsun diyenler var. Ben seçim barajı sıfır olsun diyorum. Ama sağlam bir yapı kurularak sıfır olsun. En kılcal damarlarına kadar siyasi irade kendini temsil imkanı bulsun. Siyasi değişimini de yapmalı. Bu seçimlerde Türkiye'nin önüne tarihi bir fırsat gelecek. Siyasi, ekonomik, kültürel tüm reformları yapabilecek güçte bir parlamento ortaya çıkacak diye tahmin ediyorum. Böyle güçte parlamento ortaya çıkıp da reformlar yapılabilirse, Türkiye çok hızlı bir değişimi, baş döndürücü bazı sıkıntıları bazı baş dönmeleri yaşanabilir."
"PİYASALAR SEÇİMLERİ SEVMİYOR"
Nisan ayı enflasyon oranının beklentinin üzerinde çıkmasına da değinen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Nisan ayının beklentilerin üzerinde olduğunu vurguladıktan sonra şunları ekledi:
"Beklentilerimizi tarımın nisan ayında negatif katkısının bu şekilde olmayacağı yönündeydi. Piyasalar seçimleri sevmiyor. Bir yıl içinde 3 defa yaparsanız hiç sevmiyor. Ekonomiyle alakası olmayan Türkiye'yle alakası olmayan genel, dünyadaki dalgalanmaları Türkiye'de olumsuzluk olarak yorumlamaya yatkın bir beklenti var. Böyle yapan dilek ve temenniler grubu var. Ekstra spekülasyon manpülasyon olunca enflasyonla ilgili nisan ayının geleneksel iklimsel tarihi etkisinin üzerinde etkisi oldu. Bizim yıllık enflasyon hedeflerimiz yüzde 5.5'ten 6.8 olarak revize edildi, bu acele edilen bir revizyondu. Kurdan kaynaklanan ithal maliyetlerin yükselmesiyle, enflasyona katkısını koyarsak, bunların hepsinin geçici olduğunu düşünüyorum. Yakın bir gelecekte öngörülmeye başlamasıyla piyasalarda artık erken rahatlamayı görmeye başlayacağız. İthalatta pariteden kaynaklanan hammadde fiyatının aşağı gitmesiyle, - 38 - 40 milyar dolar aşağı gitti- istisnasız tüm dünyada olduğu gibi dış ticaret dengeleri bir kademe altta oluşacak. Ama Türkiye, bir kademe altta olurken pozitif biçimde olacak. Nisanda ihracat yüzde 15 düştü. Ukrayna, Rusya'ya ihracatımız düştü. Önümüzdeki hafta Türkiye başka boyuta da geçiyor. Salı günü, uzun bir çalışmanın 1.5 yıla varan çalışmanın semerelerini alıyoruz. Gümrük Birliği anlaşması egemen bir ülkenin imzalaması gereken bir anlaşmadır. Tek taraflı, asimetrik yapıya sahip. Karar alma mekanizmalarında yoksunuz, alınan tüm kararlara otomatik olarak kapılarınızı açıyorsunuz. Gümrük Birliği kapsamında serbest olan ürünler AB'de serbest şekilde dolaşamıyor. Bazı gruplarda gümrük birliği dışında kalmışsınız. Salı günü istediğimiz her şeyi 4 alanda almış olarak müzakerelere başlıyoruz. 2016'nın sonuna varmadan önce pozitif bir sonuçla elde edeceğimize inanıyorum."
PATATESTE DE İTHALAT İZNİ ÇIKABİLİR
Gıda kontrol komitesi kurulduğunu ve bunun günübirlik olarak piyasayı yakından takip ettiğini söyleyen Nihat Zeybekci, tarımda 1 TL'nin altında olan bir ürünün pazarda 5-6 TL olmasının kabul edilemez olduğunu söyledi, Sembolik olarak enflasyonla ilgili, sivri biberi enflasyonun sorumlusu olmaktan kurtarmayı düşündüklerini belirten Zeybekçi, "Kuru fasulyede de geçen yıl artış olmuştu. Halbuki üretim tüketimden fazla. Tarım Bakanlığıyla görüşüp ithalat izni verdik. Düzenlediğimiz anda kuru fasülye fiyatlarında aşağı yönlü hareket başladı. O izni kullanmadan, ithalat yapmadan fiyatları düşürdük. Başka ürünlerde patateste de aynı vaka söz konusu. Üreticiden 1 liranın altında alınıyor, pazarda 5 lirayı gören bir patates. Yakın komşu ülkelere baktığınız zaman KKTC'de farklı bir fiyat var. Buna müsaade etmeyeceğiz. İlgili bakanlıklar istişare ederek Türkiye'de tüketicinin bir anlık süpeküslasyonla manülpülatif kötü niyetli yaklaşıma müsaade etmeyeceğiz. Hal Yasası'nın pozitif etkisi olması lazım. Artık ay sonunda enflasyon sonucunu beklemeden harakete geçeceğiz. Müdahale edeceğiz. İnteraktif olacağız" diye konuştu.
"PARASAL SIKIŞTIRMALARIN FAZLA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, seçimlerden sonra ek parasal sıkılaştırma önlemleri gerekip gerekmediği sorusuna, "Bankaların fazla garantici olduğu bir ortamda, oranlarının bu kadar yüksek olmasını fazla buldum ben. Parasal sıkılaştırmanın fazla olduğunu söylemeye çalışıyorum. Ekonomi yönetimi olarak iyi çalışmamız gereken, iyi konuşmamız gereken bir konu. İlave parasal sıkılaştırmaların yararlı olacağına inanmıyorum. Ama biz kurul olarak aldığımız kararlara tam olarak katılan bir anlayışa sahibiz. Türkiye yüzde 3 büyümeyle istediği sonuçları alamaz. Türkiye, 1.6 milyon ortalama istihdam yaratması gerekiyor. İç piyasa yeterli desteği veremedi. İç tüketimde büyümeye destek veren açıklığı yapmamız gerekiyor. Enflasyonla mücadelesinden de vazgeçmeden bunu yapmamız gerekiyor. Yüzde 5'lik büyüme ortalama olarak yakalanmalı. Yüzde 13.1 ihracat artışıyla yakaladık" diye yanıt verdi.
"YÜZDE 9 İLE BİR PARTİNİN DIŞARDA KALMASINI KİM DOĞRU KARŞILAR?"
HDP'nin barajı aşıp- aşamayacağıyla ilgili soruyu yanıtlayan Bakan Nihat Zeybekci, bu partinin barajı aştığı zaman iktidar değişikliği olmuyor, hükümetle ilgili bir şey olmuyor. Milletvekili sayısında farklılıklar oluşuyor. Bence aşamaması durumunda Türkiye'ye büyük bir yeni bir değişim gelir, büyük bir fırsatı yakalama ortaya çıkar. Bunu AK Parti'li olarak söylemiyorum. Bu sistemde mevcut sistemde millet tepkisini ortaya koyduğunda, güçlü iktidarlar ortaya koyuyor. ANAP, Adalet Partisi, AK Parti olarak kendisini gösteriyor. Hiç güçlü muhalefet yaratmadı, hemen arkasında iki puan gerisinde muhalefet yaratmıyor. Türkiye'nin HDP'nin illa barajı aşmasına, buna milletin menfaati demiyorum. Aşmayacak görünüyor. Bu böyle olduğunda Türkiye büyük bir fırsatı, uzlaşma metniyle gelecek nesillere Türkiye yeniden siyaseti, devleti, özgürlükleri yeniden dizayn etmeli. Türkiye farklı bir noktaya gelir, eğer bu fırsatı değerlendirirse, her türlü fırsatı yakalar. Bu HDP barajı geçmediği için değil, milletvekili rakamı yakalandığı için olur. Benim baraj konusudaki görüşüm belli, sıfır baraj. Ancak Yüzde 9 oy almış partinin dışarıda kalmasını kim sempatik, doğru karşılayabilir" dedi.
"İZMİR'İ TEKRAR EGE'NİN BAŞKENTİ HALİNE GETİRMEMİZ LAZIM"
Nihat Zeybekçi, Manisa ile İzmir arasındaki teşvik oranı farklılığına yönelik soru üzerine Manisa'da 3'üncü bölge teşvikleri bulunduğunu, İzmir'de ne yapabileceğine bakılması gerektiğini vurgulayarak, "Serbest bölgeyle ilgili çok önemli bir çalışma var. ESBAŞ'ın genişlemesiyle ilgili. Başka ikinci bir Serbest bölge. Sektörel anlamda başka yerde örneği olmayan serbest bölgeler. Serbest bölge demek tüm teşviklerin üzerinde. Bunları İzmir'de çoğaltmamız lazım. İzmir'i tekrar Ege'nin başkenti haline getirmemiz lazım. Tarih, coğrafya, akıl bunu diyor. Afyon'daki teşvikler niye burada yok dersek burayı tam tanımamış oluruz" dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, açıklamalarının ardından gazetecilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz