İngiltere'de yayınlanan Financial Times gazetesi, bugünkü başyazısında Zeytin Dalı Harekâtını ele alıyor ve son gelişmelerin bölgede ABD'nin etkisi azalırken Rusya'nın belirleyici aktör haline geldiğini gösterdiğini vurguluyor:
"Türkiye Afrin operasyonuna Zeytin Dalı Harekâtı adını verdi. Siviller için Suriye'nin ender korunaklı yerlerinden birisine düzenlenen bu operasyona daha uygunsuz bir ad düşünülemezdi.
"Suriye krizinin zaten karmaşık olan yapısı bu harekâtla daha da karıştı. Operasyon ayrıca ABD ve Türkiye arasındaki uçurumun ne kadar büyüdüğünü de gösterdi.
"Bir diğer yandan ise Zeytin Dalı Harekâtı'yla Batılı güçlerin bölgedeki vekâlet savaşlarında ne denli kısıtlı kaldığını gözler önüne serdi.
'TÜRKİYE'NİN GÜVENLİK KAYGILARI'
"Türkiye'nin son derece samimi güvenlik kaygıları var. Bu inkâr edilemez. Ankara, Kürtlerin IŞİD'e karşı en etkin silahlı güç olarak sivrilmesini ümitsizlik içinde izlemek durumunda kalmıştı.
"PKK ile bağlantılı Kürt güçler tarafından domine edilmiş olan Suriye Demokratik Güçleri'nin ABD desteği almasını engelleyemediler.
"Önce ABD'nin hava desteği geldi, ardından da ABD ordusunun özel kuvvetleri. ABD bu güçlere önce örtülü ardından da açıktan silah desteği de verdi.
'TILLERSON'IN AÇIKLAMALARI ANKARA'YI ÖFKELENDİRDİ'
"Ancak IŞİD yenilgiye uğratıldıktan sonra ABD'nin bu desteği geri çekeceği yönünde bir anlayış vardı. Ankara, Kürtlerin emellerinin Fırat Nehri'nin batısına geçmesini istemiyordu.
"İşte bu yüzden ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ABD askerlerinin öngörülebilir gelecekte Suriye'de kalmaya devam edeceğini söylediğinde Ankara ihanete uğramışlık hissi içerisinde derin bir öfkeyle karşılık verdi.
"Türkiye'nin başlattığı harekâtın kısa süreli ve sınırlı kalması olası bir senaryo. Afrin'in dağlık bölgelerinin kontrolünü iyi silahlanmış deneyimli Kürt savaşçılara karşı korumak kolay değil. Ayrıca bir güç gösterisinin ardından geri çekilmek mantıklı bir seçenek olabilir.
"Ancak Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'ye karşı kişisel düzeyde garezleri de var.
"Bunlardan biris Washington'un Fethullah Gülen'i Türkiye'ye iade etmeye yanaşmaması. Bir diğer ise Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın Türk bankalarını yaptırımlarla karşı karşıya bırakabilecek bir davada hüküm giymiş olması.
RUSYA FAKTÖRÜ
"ABD ile gerilimin tırmanması Erdoğan'ın içeride de işine gelebilir. ABD karşıtı hisler her zaman Türkiye'de güçlü olmuştur. Bu hisler şu anda iyice yükselmiş durumda ve bir de Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı seçilebilmek için MHP'nin desteğine güveniyor.
"Afrin harekâtı Suriye'nin kuzeybatısındaki en önemli aktör olmaya devam eden Rusya'nın onayı olmadan yapılamazdı.
"Rusya'nın stratejik düşüncesini tam olarak kestirmek kolay değil.
"Kremlin, Esad karşıtı Türklerin operasyonuna izin vererek, Suriye'nin liderine arkasındaki desteğin şartsız olmadığını göstermek istemiş olabilir.
"Ama bir yandan da Afrin'in yanı başındaki İdlib'de İran ve Rusya'nın desteklediği güçler, Türkiye'nin desteklediği muhalifleri bölgeden çıkarmak için ilerliyor.
"Rusya'nın aklında ne olursa olsun, Moskova son gelişmelerin iki NATO müttefiki ABD ve Türkiye'nin arasını daha da açmasıyla duyduğu memnuniyeti gizlemekte zorlanıyor.
'ABD DIŞ POLİTİKASININ ETKİSİ AZALIYOR'
"Suriye'deki büyük aktörlerin oynadığı satranç oyunundaki son hamle olan Afrin harekâtı aynı zamanda tehlikeli bir adım.
"Suriye Demokratik Güçleri, ABD'yi müttefiklerine karşı olan sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyor. Türk güçleri ile ABD destekli güçlerin karşı karşıya gelme riski var. Bu çatışmalar yeni bir mülteci akınına da yol açabilir- ki bu da Avrupa Birliği'ni ürkütüyor.
"Yaşananları Türkiye'nin Batı'dan biraz daha uzaklaşması olarak okumak cazip gelebilir. Ancak tüm bu olan biten bir yandan da ABD dış politikasının nasıl bir kargaşa içinde olduğunu, Moskova etkisini artırırken ABD'nin bölgesel gelişmeleri şekillendirme becerisini nasıl yitirdiğini de gösteriyor."