İZMİR (İHA) - Aliağa Mehmet Saka İlköğretim Okulu'nun engelliler sınıfında öğrenim gören yüzde 70 oranında zihinsel engelli 14 yaşındaki A.A., Aliağa'da aynı okulda öğrenim gören 15 yaşındaki M.K.'nın tecavüzüne uğradı. İddiaya göre M.K. yaklaşık üç ay boyunca başka bir okulda öğrenim gören M.O. (15) isimli öğrencinin ayarladığı yerlere götürdüğü A.A. ile cinsel ilişkiye girdi.
A.A. isimli kız öğrencinin babasının da kendisi gibi engelli olduğu öğrenilirken, annesinin aynı okulun kantininde çalıştığı ve kızının arkadaşlarından olayı duyduğu, bunun üzerine Aliağa Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi. Kızının tecavüze uğradığını ancak şikayetçi olmasının üzerinden 1 hafta geçmesine rağmen olayın hâla açıklığa kavuşturulup suçluların cezalandırılmadığını iddia eden anne Semra A. "Bütün Aliağa olayı öğrendi ama yetkililer sessiz kalıyor. Tecavüz olayını
gerçekleştiren öğrencinin babasının bir siyasi partinin eski ilçe başkanı olmasından dolayı olayın üstünün kapatılmaya çalışıldığına dair endişelerimiz var" dedi.
A.A. isimli öğrencinin annesi olayı duyduğu 16 Ocak tarihinde emniyete giderek ifade verdiğini belirterek şunları söyledi: "Kızım 17 Ocak tarihinde Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin kadın doğum bölümünde muayene edildi. Bu sırada tecavüz eden M.K.'nın ifadesi alınmadı. M.K. serbestçe dolaşırken, kızım aradan iki gün geçtikten sonra 19 Ocak'ta bu sefer Karşıyaka Devlet Hastanesi'ne gönderildi. Burada 2. bir rapor düzenlendi. Bütün bu olaylar şaibeli durumlar yaratıyor. Neden iki defa ayrı ayrı
rapor hazırlandı? Bu raporlarda ne yazıyor? Çünkü kapalı zarf içinde gelen bu raporlar bize gösterilmedi, içeriği hakkında bilgi verilmedi. Bu pisliği yapanlar neden eli kolu serbest dolaşıyor? Neden bize kimse yardım etmiyor? Neden bütün Aliağa suskun?"
Anne Semra A., kızının okuduğu okulun kantininde çalıştığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Buradaki çocuklar söyledi bana. Ben kulaklarıma inanamadım. Okulda bütün çocuklar bunu konuşuyormuş. Kızımı karşıma aldım sordum ne oldu diye. Kızımı kandırmış, bir eve götürerek orada tecavüz ediyormuş. Bu sırada kızımı sürekli tehdit ederek, korkutarak susturuyormuş. Kızım o zaman bana anlattı bütün olan biteni. Çünkü kızım zeka özürlü. Yüzde 70 özürlü olduğuna dair belgesi var. Sonra emniyete gittik
olayı anlattık."
Olayı öğrendikten sonra Aliağa Emniyet Müdürlüğü'ne başvurduklarını belirten anne Semra A., burada, psikolog eşliğinde kızlarının ifadesine başvurulduğunu ve Tepecik Hastanesi Nöbetçi Kadın Doğum Uzmanı tarafından yapılan muayene ile birlikte rapor verildiğini belirtti. Anne Semra A. ancak raporun bir nüshasını kendilerine vermeyi reddeden polislerin, raporu kapalı zarf haline getirdiğini söyledi.
Savcılık aşamasında da dosya sorgu ve hazırlık numaralarını alamadıklarını belirten Semra A., tecavüzün üstünün örtülmeye çalışıldığını iddia etti.
Emniyete 16 Ocak günü başvuru yapmış olmasına rağmen M.K.'nın ifadesinin 19 Ocak günü alındığını anlatan anne ayrıca, tanıkların ifadesinin tecavüzü doğrular nitelikte olması üzerine savcının ilk olarak M.K.'nın tutuklanmasını istediğini, daha sonra ise 8. sınıf öğrencisi olan M.K.'nın eğitimini tamamlamasını gerekçe göstererek tutuksuz yargılanmasına karar verdiğini belirtti.
M.K.'nın ceza alması gerektiğini belirten Semra A., şunları söyledi: "İzmir'de çağdaş avukatlar varmış, komşuların yardımıyla onlarla görüşeceğiz. Bu olayın peşini bırakmayacağım, ağır cezada yargılanmasını istiyorum. Bugün benim başıma gelen yarın başkasının da başına gelir diye düşünüyorum. Böyle savunmasız bir çocuğa böyle bir şey yapanın da çocuk olamayacağını düşünüyorum ve ceza almasını istiyorum."