Zirve Yayınevi'ndeki Cinayetlere Ilişkin Dava

Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin davanın 81. duruşmasının öğleden sonraki bölümünde tutuklu

Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin davanın 81. duruşmasının öğleden sonraki bölümünde tutuklu sanıklar Adil Akçay ve Abdullah Atılgan, savunma yaptı. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Adil Akçay, davanın tanığı ve sanığı İlker Çınar'ı hayatında 4 kez gördüğünü, kendisi hakkındaki iddialarının doğru olmadığını öne sürdü. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini yıkmaya yönelik eylem ve söylemlerinin olmadığını savunan Akçay, İl Jandarma Komutanlığı Aşırı Sağ Faaliyetler biriminde, Fethullah Gülen cemaatinin hiçbir zaman terör örgütü gibi gösterilmediğini ve cemaatle ilgili "örgüt" nitelendirmesinin kendilerine ait olmadığını iddia etti. Çınar'ın sözde Asimetrik Harekat Planı’nın 2008 yılında hazırlandığını iddia ettiğini öne süren Akçay, bu planın 3 Ağustos 2010 tarihinde hazırlandığının teknik raporda belirtildiğini savundu. Davanın tutuklu sanıklarından Haydar Yeşil'e ait hard diskteki belgelerin içeriğinin 3 Ağustos 2012 tarihinde aleyhlerine yönelik olarak değiştirildiğini iddia eden Akçay, "İlker Çınar, kendisinin hazırlamış olduğu sahte belgelerle bizi suçlamıştır" dedi. Abdullah Atılgan da iddianamede kendisinin kullandığı belirtilen 3 ayrı telefonun aynı gün ve saatte 3 ayrı noktada birden sinyal verdiğini savunarak, şu iddialarda bulundu: "Benim adıma HTS kayıtları çıkartılan bu üç telefonun aynı gün ve saatte Mersin, Uşak ve Afyonkarahisar'da sinyal verdiği ve benim kullandığım iddia ediliyor. Bunun gibi iddianemede yüzlerce örnek gösterebilirim. HTS kayıtlarını çıkartarak iddianameye koyanların bu durumu görmemesi mümkün değil. Benim aynı anda 3 ayrı noktada görünmem mümkün değil. Benim adıma çıkartılan 2 telefon arasında 623 arama var. Benim kendi kedimi aramam mümkün değil. İlker Çınar'la yapılan telefon görüşmelerinin ise tamamının jandarmaya tahsisli görev telefonlarından yapıldığı görülüyor. Çınar'la yapılan telefon görüşmelerinin sadece benim tarafımdan yapılmadığı ortaya çıkıyor. Sadece benimle görüştüğünü iddia etmişti. Adıma kayıtlı telefonun HTS kayıtları elime ulaşınca iddianamedeki iddiaların gerçek dışı olduğu ortaya çıktı." İddia makamının kendisinin İlker Çınar'la Ruhi Abat'ı buluşturmak için 23 Temmuz 2006 tarihinde, gece Mersin’e geldiğini söylediğine değinen Atılgan, "Bu tarihte Mersin’e geldiğim şeklindeki iddia makamının ifadesi doğru değildir. Ben o tarihte Mersin’de değilim. Sivas’ın Suşehri ilçesindeyim ve HTS kayıtlarım da bunu doğruluyor. İlker Çınar 24 Temmuz 2006 tarihinde Ruhi Abat'la kendisini Mersin'in Tarsus ilçesinde benim tanıştırdığımı söylüyor. Bu da doğru değil" ifadelerini kullandı. Duruşma yarın saat 09.30'da Abdullah Atılgan'ın savunmasıyla devam edecek.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz