ANKARA (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 13 Eylül Pazartesi günü başlayacak yeni eğitim-öğretim yılı öncesinde 'zorunlu bağış' toplayan okul yöneticileri hakkında gerekli işlemleri başlatacaklarını açıkladı.
Çelik, "Türkiye'de zorunlu bağış bir diye bir komedi var, bağışın zorunlusu olmaz. Biz böyle bir şeyi kabul etmiyoruz. Fakir fukaranın gırtlağına yapışıp, onlardan para alınmasını kesinlikle tasvip etmiyorum. Bunu yapanlar hakkında gerekli işlemi yapacağız" uyarısında bulundu.
Çelik, 2004-2005 eğitim-öğretim yılı başlamadan öncen AK Parti'nin 'Türkiye Bülteni'ne açıklamalar yaptı. Türkiye'nin bugüne kadar kadar her alanda olduğu gibi eğilim alanında da rölantide çalıştığını belirten Bakan Çelik, ülkenin artık buna tahammüllerinin olmadığını kaydetti. Bu sene Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin ilk defa Türkiye'nin en büyük bakanlık bütçesi olarak gerçekleştiğini ifade eden Çelik, bundan önce hep Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin birinci bakanlık bütçesi olduğunu vurguladı. Bu durumun hükümetin eğitime verdiği gösterdiğini anlatan Çelik, "Geçtiğimiz yüzyılın başlarında ülke olarak emperyalizme karşı bir istiklal mücadelesi verdik ve bu istiklal mücadelesi ile bu ülkede hür ve bağımsız olarak yaşıyoruz. Ama bağımsız olarak yaşamak yetmez, hür ve bağımsız olmanın yanısıra müreffeh bir toplum da olmamız gerekiyor. İşte bu da eğitimde mümkündür" dedi.
Türkiye'deki eğitim sistemi ile ilgili sorunları 6 maddede özetleyen Bakan Çelik, sorunları 'Okullaşma oranındaki problemler', 'Türkiye'deki ilk ve orta öğretim müfredatının yenilenmemesi', 'Öğretmen niteliğinin, kalitesinin düşüklüğü', 'okulların fiziki mekanlarının yetersizliği', 'eğitimin teknolojik altyapısındaki eksiklikler' ve 'rehberlik sistemindeki noksanlıklar' olarak sıraladı.
Okullardaki 'zorunlu bağış' krizine de değinen Bakan Çelik, "Türkiye'de zorunlu bağış bir diye bir komedi var, bağışın zorunlusu olmaz. Biz böyle bir şeyi kabul etmiyoruz. Fakir fukaranın gırtlağına yapışıp, onlardan para alınmasını kesinlikle tasvip etmiyorum. Bunun olmaması için gereken neyse yapıyoruz. Bu konuda da bir genelge yayımladık. Bu tür zorlamalara ve fiyat belirlemelere müsaade etmiyoruz. Bunu yapanlar hakkında da gerekli işlemi yapacağız" uyarısında bulundu. Türkiye'de 60 bin tane okul olduğunu, her okulun kendine ait bir bütçesinin olmadığını kaydeden Çelik, "Okulun camı kırılıyor, laboratuarda önemli bir eşya kırılıyor, kapısı kırılıyor, yakıt bitiyor gibi. Okulların bütçesi olmadığı için okullar ya vakıflar, dernekler aracılığı ile ya da okul aile birlikleri aracılığı ile bunu temin ediyorlar. Bir veli çocuğunun devam ettiği okula bir bağışta bulunuyorsa bunu gönüllü olarak yapıorsa kimse sen niye veriyorsun bu parayı demez" ifadesini kullandı.
Çelik, ücretsiz ders kitabı uygulamasının bu yıl da devam edeceğini açıkladı. Ücretsiz ders kitabı uygulamasının 200 trilyon liraya malolduğunu hatırlatan Çelik, şu ifadeleri kullandı: "Büyük bir para ama çocuklarımızın eğitimi için feda olsun. Halktan topladığımız vergileri halkımızın çocuklarının eğitimi için harcıyor olmaktan gurur duyuyoruz. Bu yıl da özel poşetler içinde harmanlanmış olarak yer alah özel kitaplarını en ücra köşeye kadar ulaştıracağız. Bu konuda bir problem olmaması için bütün tedbirler alındı".