İSTANBUL (AA) - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Kudüs imanımızın iftiharıdır, itibarıdır. Nitekim 'gitti' demekle gitmez, 'düştü' demekle düşmez, 'İsrail'in başkenti' demekle bu tartı bu sıkleti çekmez, çekemez. ABD'nin hastalıklı yönetimi, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımıştır. Tek kelimeyle yangına körükle gitmiştir." dedi.
Bahçeli, Yenikapı'da gerçekleştirilen "Zulme Lanet, Kudüs'e Destek" mitinginde yaptığı konuşmada, zulme karşı yükselen, yükseldikçe arşa değen, değdikçe zalimleri deviren Hakk'ın, hakikatin ve hidayetin onuruyla Yenikapı'yı doldurduklarını, iman dolu gönülleriyle günahkarlara aşılmaz duvarlar ördüklerini ifade etti.
Gazze'deki masumlar için ayakta, Beytüllahim'deki garibanlar için arayışta, Ramallah'taki mazlumlar, Nablus'taki mağdurlar, El Halil ve Eriha'daki mahzunlar için Allah aşkına kıyamda, Türk ve İslam yurtlarının feryadından dolayı yaslı, Kerkük'ten Kudüs'e, Telafer'den Kıbrıs'a, Kaşkar'dan Karabağ'a yaşanan her acının, yapılan her saldırının, kurulan her tuzağın hem hasmı, hem de karşısındaki haysiyet kalesi olduklarını aktaran Bahçeli, "Çünkü, biz büyük Türk milletiyiz. Çünkü, biz İslam’ın kanla, canla, irfanla harcı karılmış sûruyuz. Türklüğün inanç, iddia ve iradeyle temellenmiş şuuruyuz." diye konuştu.
Tarihi Türk ve İslam şehirlerini, buralarda nefes alan, envai çeşit zorluğa ve zorbalıklara göğüs geren kardeşleri en halisane duygularla kucakladığını anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bilsinler ki yalnız değiller. Bilsinler ki çaresiz değiller. Bilsinler ki sahipsiz değiller. Kudüs şairi olarak da bilinen merhum Mehmet Akif İnan bizlere 'Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde/Götür Müslümana selam' diye seslenmişti. 'Dayanamıyorum bu ayrılığa/Kucaklasın beni İslam' diyordu. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa, mukaddesatımızın üç cevheri, üç faziletli mekânıdır. Ancak Mescid-i Aksa şimdilerde mahcuptur, Kudüs müstevlilerin kuşatmasına maruzdur. Siyonizm, kutsallarımıza musallat olmuştur. Melanet meydan okumaktadır. Hıyanet gövde gösterisi yapmaktadır. Haçlı emelleri tekrar belini doğrultmuştur. Evanjelist, Kabalist, Emperyalist tahakküm Kudüs'ün bağrına zehirli mızrak olup saplanmıştır. Diyor ya Sezai Karakoç; 'Ve Kudüs şehri/Gökte yapılıp yere indirilen şehir/Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri/ Altında bir krater saklayan şehir/Kalbime bir ağırlık gibi çöküyor şimdi/Ne diyor? Ne diyor Kudüs bana şimdi?"
Kudüs'ün, tüm ağırlığıyla, yaşanan tüm zulüm nedeniyle Müslümanların vicdanlarının üzerine çöktüğünü dile getiren Bahçeli, "Kudüs eziyet ve işkence altında, batılın kapanındadır. Kudüs’te haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik hakimdir. Efendimizin müşerref olduğu İsra ve Miraç mucizesinin onuru, ilk kıblemizin ebedi ve ezeli şehri zalimlerin odağındadır. Zulüm karşısında sessiz kalan dilsiz şeytandır. Şiddete tepkisiz kalmayacağız. Zulme seyirci olmayacağız. Müslüman Türk milleti olarak, dilsiz şeytanlığı ayaklarımızın altında ezip geçeceğiz." dedi.
"400 yılı aşan bir süre hakimiyetimiz altında adalet, hoşgörü ve huzurla yönetilen, Harem-i Şerifimizin kalbgahı Kudüs, 9 Aralık 1917’de İngilizler tarafından işgal edildi. O gün bugündür Kudüs kan ağlıyor." ifadelerini kullanan Bahçeli, Mescid-i Aksa'nın bu yüzden hüzünlü, Kubbetü's Sahra'nın bu nedenle mahzun, Filistinlilerin de bu sebeple mazlum olduğunu belirtti.
- "Kudüs imanımızın iftiharıdır, itibarıdır"
Kudüs'ün İslam anlamına geldiğini, aynı zamanda Türklüğün derin izlerini taşıdığını anlatan Bahçeli, "Kudüs imanımızın iftiharıdır, itibarıdır. Nitekim 'gitti' demekle gitmez, 'düştü' demekle düşmez, 'İsrail'in başkenti' demekle bu tartı bu sıkleti çekmez, çekemez. ABD'nin hastalıklı yönetimi Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımıştır. Tek kelimeyle yangına körükle gitmiştir." ifadesini kullandı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, ABD Başkanı Trump'ın, skandal bir kararla Tel Aviv'deki büyükelçiliğini 14 Mayıs günü hiçbir ıslah ve terbiye hali göstermeksizin ve üstelik İsrail'in kuruluş yıl dönümünde Kudüs’e taşıdığını hatırlatarak, "ABD Başkanı bu hakkı nereden almıştır? ABD Başkanı Ortadoğu ve hatta dünyanın dengeleriyle oynamaya nasıl cür'et etmiştir? Bu düşmanlık değil midir? Karşımızdaki bu iç yaralayıcı tablo, dinler arası savaş çağrısı, bölgesel, hatta küresel kaos çığırtkanlığı sayılmayacak mıdır?" diye konuştu.
Tüm dünyanın gözünün Kudüs'e sabitlendiğini, bölgenin adeta barut fıçısı ve fitili tutuşturulmuş bomba gibi olduğunu, Ortadoğu'daki istikrarsızlığın daha da kemikleşip, daha da şiddetleneceğini aktaran Bahçeli, şunları söyledi:
"Görünen yakın gerçek maalesef budur. Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınmasından sonra, bölgede barış ve işbirliğinden akıl sağlığı yerinde olan hiç kimse bahsedemeyecektir. Siyonizm'in lobi çalışması, Trump'ın densizliği, Netanyahu'nun cani politikaları zehirli meyvesini vermiştir. Kudüs, bizzat kriz havarisi Trump tarafından dinamitlenmiştir. Kıyamet günü senaryolarına derinlik katılmıştır. ABD'nin, büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması uluslararası hukukun ihlali, inkarı, istilasıdır. Aynı şekilde inanç ve insan haklarına hakarettir, kesif bir hücumdur. Yüce dinimiz İslam'ın mahremi ve mirası çiğnenmiştir. 14 Mayıs, insanlık tarihinin utanç sayfasıdır. 14 Mayıs, terörist devlet olan İsrail'in gerçek yüzünün bir kez daha tescillendiği karanlık günün adıdır. Geldiğimiz bu aşamada ABD, Filistin davasında adil ve tarafsız arabulucu sıfatını tamamen kaybetmiştir. Trump, Siyonizm'e gönüllü şekilde tutsak düşmüş, maşalığına talip olmuştur. 1967'de Filistinlilerin elinden zorla alınan Doğu Kudüs bugün perişan haldedir. Kutsallarımız, alçak ve ahlaksız emellerin tasallut ve tahrikiyle can çekişmektedir. İsrail, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasından sonra sivil ve masum Filistinlilere ateş ve ölüm olup yağmıştır."
Bahçeli, 14 Mayıs günü Gazze'de son yılların en vahşi katliamının yaşandığını, sayıları 60’ı geçen Filistinlinin şehit edildiğini, 3 bine yakın Filistinlinin yaralandığını, 8 aylık Filistinli Leyla bebeğin katillerce hedef alındığını, 2014 yılında İsrail hava saldırısında iki bacağını kaybeden, buna rağmen Gazze'de mücadelesiyle devleşen 29 yaşındaki Fadi Ebu Salah'ın caniler tarafından katledildiğini dile getirdi.
"Gazze'de dram vardır. Gazze'de acı vardır. Filistin'de kan ve göz yaşı egemendir. İsrail bebek katilidir. İsrail, engelli, sivil, silahsız insanlara kurşun sıkacak, bomba atacak kadar kudurmuş, denge ve denetimini kaybetmiştir. Özellikle Gazze’de insanlık suçu işlenmiştir." diyen Bahçeli, İsrail'i ve zulmünü lanetlediğini, ABD'yi ve hunhar politikalarını kınadığını ifade etti.
Bahçeli, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gereken Netanyahu ve çetesinin döktükleri kanların, aldıkları canların, kast ettikleri umut ve hayallerin bedelini ama bu dünyada, ama mahşerde muhakkak surette ödeyeceklerini belirtti.
- "Birleşmiş Milletler, ahlaken ve vicdanen çökmüştür"
Zulmün, yapanın yanına kâr kalmayacağını kaydeden Bahçeli, "İmanımız bu yöndedir. Mazlumların ahı, bu şerefsizleri mahvı perişan edecektir. Yalın ayaklarıyla vatanlarını müdafaa edenleri Allah görmektedir. Sapanlarla, taşlarla, sopalarla ağır silahlara direnen kahramanları beşeriyet vicdanı vurgun yemiş gibi izlemektedir. Unutmayınız ki galip olan yalnızca Allah'tır. İnananların kazanacağını müjdeleyen yine Yüce Allah'tır. Ne var ki insanlık derin ve kahredici bir sukut içindedir." dedi.
Üç maymunu oynayan Birleşmiş Milletler'in ahlaken ve vicdanen de çöktüğünü bildiren Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Soruyorum, nerede insanlık? Nerede medeniyet, nereye sindi vicdan ve adalet? Hani Riyad? Hangi delikte Abu Dabi? Nereye kayboldu Kahire? Malum İslam ülkeleri kaçak güreşiyor, Kudüs'ü anmadan, Filistin davasına temas etmeden, İsrail ve ABD'yi ağızlarına almadan cılız kınama mesajlarıyla durumu kurtarmaya çalışıyorlar. Alayına yazıklar olsun, alayına yuh olsun. Korkaklık bunların ruhlarına işlemiş. İş birlikçilik bunların meziyetleri haline gelmiş. Müşriklere hizmet, münafıklığa himmet bunlara nüfuz ve sirayet etmiş. Türkiye hamd olsun, yanlışa yanlış, zalime zalim, haine hain diyecek kutlu bir cesaret ve dirayettedir. İsrail teröristtir. İsrail canidir. İsrail, İslam ve insanlık düşmanı mevkiine yerleşmiştir. Iğdırlı Hasan Onbaşı'nın aziz hatıralarını barındıran; tarih, kültür ve inancımızın muazzam ülkülerini taşıyan Kudüs asla terk edilmeyecek, asla yüz üstü bırakılmayacaktır. Yenikapı'daki muhteşem irade bunun güvencesidir."
Kudüs'ün 3 semavi dinin buluşma noktası olduğunu, bu itibarla Kudüs'e saldırının, Filistinlilere ambargo, diğer dinlere de hakaret ve saygısızlık olduğu görüşünü dile getiren Bahçeli, dün Haçlılara kan kusturan Türk milletinin, aynısını tekrar yapacak inanca, akla, kabiliyete, kahramanlığa ve adamlığa sahip olduğunu belirtti.
"Zulme tahammül göstermemeliyiz. Tefrikanın, tezviratın, küresel müstevlilere tekmil veren bölgesel mihrakların fermanını yırtmak için müteyakkız bir ruhla teyakkuz halinde olmalıyız. Olur da gaflete düşersek, tehditleri hafife alırsak, tehlikelere gözlerimizi yumarsak felaket çığ gibi üzerimize çökecektir." ifadelerini kullanan Bahçeli, başka çare ve çıkışımızın olmadığını aklımızdan çıkarmamız gerektiğini kaydetti.
- "Kudüs, İslam'dan ayrılamaz, koparılamaz"
Karmaşa çoğaldıkça, kıvrılıp içinden geçebilecek çatlakların da çoğalacağına inandığını anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Derin uykuya dalan ahlakı sallayıp kaldırmalı, feci komaya giren adaleti dürtüp ayaklandırmalıyız. İnanıyorum ki Türk ve Türkiye sevdalıları olduğu müddetçe şeytani planlar kazanamayacaktır. Karamsar olmayın, yılgınlık göstermeyin, cumhurun ittifak ruhu her zilleti yenecek kudrete, hezimeti silecek bilenmiş kuvvete sahiptir. Biriz, beraberiz, güçlüyüz, Türkiye'yiz. Kalp sineden, can ciğerden ayrılır mı? Ayrılmaz. Kudüs de İslam'dan ayrılamaz, koparılamaz. Ateşle su, hakla batıl, doğruyla yanlış arasında tarafsız kalınır mı? Kalınmayacağına göre, tarafız, tavırlıyız, Kudüs ve Filistin davası karşısında manen intifadayız, kurtuluşuna kadar da infial halindeyiz. Unutmayınız, Kudüs Harem-i Şerif'tir. Kudüs Miraç'tır. Kudüs kıbledir. Kudüs namustur. Bu namusa el uzatan Siyonizm'in tetikçileri ve onların iş birlikçileri kaybetmeye hem insanlık hem de Allah indinde mahkumdur. Kulun hesabı varsa, Allah'ın da hesabı vardır. Kul tuzak kurmuşsa, onu bozacak, onu alt edecek ilahi bir tuzak kesinkes varlığını gösterecektir. Kudüs'ü bir asır önce bırakmak zorunda kalmıştık. Ancak bu kez kaderine terk etmeyeceğiz, etmemeliyiz."
Bahçeli, hiçbir zaferin bedava kazanılmayacağını, hiçbir başarının yatılan yerden elde edilemeyeceğini belirterek, "Zorlayacağız, zora dayanacağız, zorbaların üstüne üstüne gideceğiz, haklı davamızdan tek bir adım geri atmayacağız. Çünkü Kudüs düşerse tarih düşer, İslam tökezler. Kudüs düşerse Ankara kaybeder, İstanbul kavrulur. Buna da kimsenin hakkı yoktur. Bunu da hiç kimse yapamayacak, başaramayacaktır." dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 13 Aralık 2017’de yapılan Olağanüstü İstanbul Zirvesi’nden sonra bugünkü toplantısı ve alınan kararlarının tarihi önemde olduğuna değinen Bahçeli, 21 Aralık 2017’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 128 ülkenin iradesiyle reddedilen, ABD’nin Kudüs kararının, hiçbir dayatmayla meşru seviyeye çıkamayacağını ifade etti.
Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin herkes tarafından tanınıp teyit edilinceye kadar mücadelenin durmamasını isteyen Bahçeli, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bir yanımız Kudüs, diğer yanımız Gazze'dir. Tıpkı ruhumuzun bir tarafı İstanbul, diğer tarafı Ankara olduğu gibi. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi kurtuluş olan Mübarek Ramazan ayında, mukaddesatımızın muhteşem bir diriliş ruhuyla ayağa kalkması, Müslümanların birlik ve beraberlik duygusuyla kenetlenmesi başlıca niyazımdır. Kudüs'ün kalbi Mescid-i Aksa, Mescid-i Aksa'nın kalbi ise Muallak Kayasıdır. Hepimiz bu kayanın manen ardındayız. Hepimiz Mescid-i Aksa'nın selamını alan, çığlığını derinlerimizde hisseden Müslüman Türk milletinin mensuplarıyız. Rabbim sizlerden razı olsun."