İSTANBUL (AA) -GÖNÜL ŞAMİLKIZI- Putin, yeni seçilen Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy’i kendine has üslupla “kutladı”. Rusya lideri, Ukrayna’nın Donetsk ve Lugansk vilayetlerindeki ayrılıkçılara kolaylaştırılmış prosedürle Rusya vatandaşlığının verilmesini öngören kararnameyi, Ukrayna’daki seçimden üç gün sonra imzalandı.
Aslında bu, sürpriz bir hamle değildi. Zira Moskova daha 2017 senesinde sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti ve sözde Lugansk Halk Cumhuriyeti “resmi kurumlarının” verdiği resmi evrakların Rusya’da geçerli olmasını ihtiva eden kararı kabul etmişti. Karar, kabul edildiği ilk günlerde ses getirmiş, Ukrayna’nın tepkisine, ayrılıkçıların sevincine neden olmuş, ama aradan geçen süre zarfında pratik bir değerinin olmadığı da ortaya çıkmıştı.
Putin’in bu hamlenin devamı olarak ayrılıkçılara Rusya vatandaşlığı vereceği ise geçtiğimiz aylardan itibaren konuşulmaya başlamıştı. Daha Ukrayna’daki seçim kampanyasının başlarında kararnamenin artık hazır olduğu bildiriliyordu.
Dolayısıyla, karar beklenmedik değildi; sürpriz olan, imzalanma tarihiydi. Putin, pasaport kararnamesine attığı imzayla Vladimir Zelenskiy’e seçimi kazanmasından üç gün sonra adeta “uslu ol” uyarısı yaptı.
Seçimlerin ilk turundan önce Rusya’nın yürüttüğü “Kim olursa olsun, Poroşenko olmasın” propagandası, Zelenskiy’in Rusya ile ilgili sert açıklamalardan kaçınması, ekibinin ise bu konuda sessizliğini koruması, genç komedyenin Moskova ile daha sıcak veya daha dikkatli bir ilişki kuracağına ihtimal verilmesine yol açmıştı.
Putin, daha Zelenskiy görevine başlamadan imzaladığı kararnameyle ilişkinin sadece kendi kuralları çerçevesinde olabileceği mesajını iletmiş oldu.
Ukrayna, Putin’in pasaport kararnamesini BM Güvenlik Konseyi’ne taşıdı ve bunu yeni bir işgal girişimi hazırlığı olarak tanımladı. Haksız da değildi, zira Rusya, daha öncesinde Gürcistan’da (Güney Osetya ve Abhazya’da), Moldova’da (Trans Dinyester’de) ve Ukrayna’da (Kırım’da) benzer denemeler yapmış, hatta Gürcistan topraklarının işgali için otobüslerle Rusya pasaportu dağıttığı “vatandaşlarının” haklarının korunması bahanesini öne sürmüştü. Ukrayna’da da benzerini yapmayacağının bir garantisi yok, ama şimdilik bu, bir işgal girişiminden daha ziyade Ukrayna’nın yeni yönetimini “hizaya getirme” ve Rusya’da giderek yaşlanan ve azalan nüfus sorununu Donbass’daki Ruslar hesabına çözme hamlesi olarak görülebilir.
Rusya, beş sene önce Donbass bölgesinde işgal ettiği toprakların büyük bir kısmından çekilmek zorunda kalınca sınırlı bir bölgeyi istikrarsızlık odağı olarak tutmak, bölgenin tüm doğal kaynaklarını ve altyapısını mahvetmek yolunu seçti. Geçen beş sene içerisinde ise Rusya’nın kontrolü altındaki bölgeler gelişmekten ziyade, fakirliğin, işsizliğin ve kanunsuzluğun hüküm sürdüğü gri alanlara dönüştü. Moskova, böyle bir bölgeyi tamamen işgal edip bütçesine bir yük daha eklemek ve hibrid savaşı açık savaşa dönüştürmek yerine Donbass’ı Ukrayna için sürekli istikrarsızlık odağı olarak beslemeyi tercih ediyor.
Öte yandan, bazı uzmanlar pasaport kararnamesiyle Rusya’da yaşanan nüfus krizi arasındaki bağlantıya dikkat çekiyor. Rusya’da ciddi demografik krizin yaşandığını istatistikler de doğruluyor. Özellikle Rus nüfusun sayısındaki ciddi düşüş Kremlin propagandacılarının bile dile getirdiği bir “tehlike”. Nüfus araştırmaları bu sorunun giderek daha da büyüyeceğini gösteriyor ve uzmanlar, Donbass’daki Kremlin propagandasının etkisi altında olan ayrılıkçıların, oluşan Rus “açığını” kapatmak için iyi bir kaynak olduğuna dikkat çekiyor. Rusya Emeklilik Fonu’nun “Vatandaşlık alsalar dahi, sadece Rusya’da sürekli yaşayanlar emekli maaşı almaya hak kazanacak” açıklaması da bu ihtimali kuvvetlendiren unsurlardan…
Öyle veya böyle, bunlar, Putin’in pasaport kararnamesinin ikincil hedefleri. İlk hedef Zelenskiy’i Putin’in belirlediği çerçevede oyuna dâhil etmek. Ancak Zelenskiy, “Normalleşme ancak Donbass’daki ve Kırım’daki işgale tamamen son verilmesiyle mümkün olabilir” açıklamasıyla Poroşenko’dan farklı davranmayacağının, yani “uslu olmayacağının” sinyalini verdi.
Putin, hiç kuşkusuz, bu tavrı sürdürdüğü müddetçe Zelenskiy’i daha sert hamlelerle köşeye sıkıştırmaya çalışacaktır. Bu hamleler işgal bölgelerinde gerilimi artırmakla sınırlı kalmayabilir. Örneğin, Moskova, Macaristan’la Ukrayna arasındaki gerilimin fitilini ateşleyebilir.
Ukrayna’da geçtiğimiz hafta “Devlet dili olarak Ukraynacanın fonksiyonelliğinin arttırılması” hakkında yasanın kabul edilmesinin ardından Macaristan’la Rusya’nın aynı tepkiyi vermesi, bunun işaretlerinden sadece birisi.
Macaristan’la Ukrayna arasında zaten aylardır zaman zaman dozu artan bir diplomatik savaş yaşanıyor. Budapeşte yönetiminin Ukrayna’nın Zakarpatye bölgesinde yaşayan Macar kökenlilere pasaport dağıtmak, Zakarpatye Bakanlığı kurmak gibi hamleleri sorunun ana kaynağı. Ukrayna, Macaristan’ın Zakarpatye’ye olan ilgisinin bir soy bağından daha fazla olmasından rahatsız. Macaristan ise Kiev’in Ukraynacanın yaygınlaştırılması ve zorunlu hale getirilmesi, eğitimin Ukraynaca egemenliğine girmesi için gösterdiği çabalara oldukça sert tepki veriyor, bunu “faşizm” olarak nitelendiriyor, karşılığında AB ve NATO içerisinde Ukrayna’ya zorluk çıkartmaya çalışıyor.
Bu anlamda Macaristan, Rusya’nın Doğu Avrupa’da Ukrayna’ya karşı en önemli müttefiki konumunda. Budapeşte, aylardır çok açık şekilde Poroşenko yönetimiyle herhangi bir işbirliği yapmayacağını ifade ediyor. Macaristan’dan yeni Cumhurbaşkanı Zelenskiy’e gönderilen tebrik mesajlarında yer alan “yeni dönem” uyarısının alt metninde de aslında “Zakarpatye’de istediklerimizi yapacağını umuyoruz” isteği yatıyor. Zelenskiy bu isteği yerine getirecek mi? Yeni cumhurbaşkanının bu soruyu da cevaplaması gerekecek.
Ukrayna’da geçtiğimiz hafta kabul edilen dil yasasına gelen tepkilerin ardından Zelenskiy, “Göreve başlayınca bu yasayı inceleyeceğim. Ukraynaca bizim devlet dilimiz, bu böyle kalacak. Ancak dili, yasaklar ve cezalarla değil, teşvikle geliştirmek lazım” dedi. Yani selefi Poroşenko’dan farklı olarak açık şekilde yasayı desteklemedi, ancak bu kanunu iptal edeceğine ilişkin net mesaj vermekten de kaçındı. Fakat cumhurbaşkanı olarak göreve başladıktan sonra orta karar duruş sergilemesi pek mümkün olmayacak. Özellikle de sonbaharda Ukrayna’yı bekleyen genel seçimler, Zelenskiy’in çok daha net tavırlar sergilemesini zorunlu kılacak. [Kırım'ın Ruslar tarafından işgalinin anlatıldığı Kırım Ateşi kitabının yazarı olan Gönül Şamilkızı, bölge ülkelerinde uzun yıllar muhabir olarak çalışmıştır]