ANKARA (İHA) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, ittifaklar konusunda çıkan haberlerin doğru olmadığını, bu yönde hiçbir parti ile temas halinde olmadıklarını söyledi. Yılmaz, Avusturya Başbakanı'nın Türkiye'nin AB'de yeri olmadığı şeklindeki açıklamalarına ise "Türkiye'nin AB'de yeri olup olmadığı hususu, ülkelerin teker teker tercihlerine bağlı değildir" karşılığını verdi.
Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, bugünkü bazı yayın organlarında ,Pazartesi günü yapılan Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) Toplantısı'nda kendisine atfen bazı ifadelerin yer aldığını, bunların kesinlikle doğru olmadığını söyledi. Anlatmak istediğinin, "seçmeninin yüzde 50'sinin tercih belirlemediği" olduğunu dile getiren Yılmaz, "Geri kalan yüzde 50'nin partiler arasında dağılımı konusunda doneler var. Hedefimiz geri kalan yüzde 50'yi mümkün olduğu nispette yanımıza çekip bu seçimlerden başarı ile çıkmaktır. Ben bundan önceki seçimden daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Yüzde 50 oyun iki parti arasında paylaşılmasına ilişkin bir görüşüm olmadı" dedi.
İTTİFAKLAR KONUSU İkinci olarak seçim ittifakları konusundaki görüşlerini daha önce kamuoyuna ifade ettiğini belirten Yılmaz şunları söyledi:
"Bizim çabalarımıza rağmen, bu konuda bir uzlaşma sağlanamadı. Bunun yasal düzenlemesi konusunda bir ilerleme olmadı. Biz ANAP olarak bu meseleyi kapattık. Dolayısıyla bizim şu veya bu parti ile ittifak yapacağımız haberleri doğru değildir. Böyle bir temasımız da yoktur."
Seçime doğru gidilirken ANAP olarak bu seçimin getirmesi gereken istikrar için üzerlerine düşen sorumlulukları yapmaya hazır olduklarını açıklayan Başbakan Yardımcısı Yılmaz, "Bunu bazı riskleri de göz önüne alarak yaptık. 4 Kasım seçimlerinden bir istikrarsızlık çıkarsa bu konuda ANAP'a bir vebal düşmez. Bunun vebalı kendilerini dev aynasında gören partilere aittir" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin seçim ortamına girdiği bu sırada hükümet çalışmalarının da aksamaması gerektiğine dikkat çeken Yılmaz şöyle konuştu:
"Burada iki konuya dikkat çekmek istiyorum. Birincisi, AB'ye uyum çalışmalarında hükümetin yürütmesi gereken yasalardır. 3 Ağustos'ta hükümetin bazı düzenlemeleri yürütmesi gerekirdi. Bunlarda RTÜK ve eğitim konusundaki düzenlemelerdi. Önümüzdeki 1,5 ay sonunda bu çalışmaların sonuçlandırılıp muhtemelen bu konuların komisyonda uygulamaya geçilmesinde olumlu bir şekilde sonuçlanmasına ihtiyaç vardır. Diğer acil bir konu ise fındık üreticilerinin sorunlarıdır. Bir yasa kabul edilmişti. Doğrudan destek dışında tarım üreticilerin desteklenmesi kararına varılmıştır. 2004 yılına kadar arz fazlası olan ürünlerde doğrudan gelir desteği dışında üreticiler desteklenmeye devam edecektir. Bu sene fındıkta bir arz söz konusudur. Üreticilerin içine düştükleri zor durumdan kurtulması gerekmektedir. Geçen yıldan bu yana bir artış söz konusudur. Bir an önce bu kanunun verdiği imkan çerçevesinde Fisko Birlik'in bir destekleme alım kararı alması gerekir. Bu konuyu Bakanlar Kurulu'na getireceğiz. Umuyorum ki daha fazla gecikmeden fındık üreticilerine bir çözüm getirilecektir."
AVUSTURYA BAŞBAKANI'NIN AÇIKLAMALARI Avusturya Başbakanının, 'Türkiye'nin AB ülkesi olacak olgunluğa ulaşmadığını, askerlerin Türk siyasetindeki müdahaleci tavırlarının sürdüğünü, TBMM'de kabul edilen AB'ye uyum yasalarının olumlu olduğunu, ancak uygulamasının görmek istedikleri' şeklindeki açıklamalarının hatırlatılmasını üzerine de Yılmaz, "Türkiye'nin AB'de yeri olup olmadığı hususu teker teker ülkelerin tercihlerine bağlı değildir. 99'da alınan bir Helsinki topluluk kararı söz konusudur. Almanya'daki seçime bağlı spekülasyonlar da yapılıyor. Bizim bu konudaki muhatabımız AB'dir. AB'nin aldığı bir karar söz konusudur. O kararın altında da ülkelerin imzaları var" karşılığını verdi.
GENELKURMAY BAŞKANI'NIN SEÇİM DEĞERLENDİRMESİ Genelkurmay Başkanı'nın seçimlerinin ertelenmemesi yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Yılmaz, şunları söyledi:
"Beyanı şahsi değerlendirmesi olarak görüyorum. Türkiye'de seçimlerin ertelenmesi konusunda bir siyasi boşluğa mahal verilmemelidir. Ancak seçimlerde istikrarsızlığa da meydan verilmemelidir. Biz ANAP olarak bunu yaptık. Diğer partilerden bunu göremedik. Umarım 3 Kasım seçimleri bir siyasi istikrarsızlık getirmez."
Avrupalı muhataplarına Türkiye'nin bugüne kadar hassas olduğu noktaları anlattıklarını söyleyen Yılmaz, "Bunu zaman zaman Avrupalı muhataplarımız gündeme getiriyorlardı. Kendilerine biz de bunun cevabını veriyoruz. Onlara söylediğimiz husus şudur: Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) iki konuda duyarlılığı söz konusudur. Birincisi, rejimin laik karakteridir. İkincisi ülkenin bütünlüğü konusudur. Türkiye'de bütün siyasi partiler bu iki konuyu siyaset malzemesi yapmamak noktasına geldiği zaman, askerlerin bu duyarlılığına da gerek kalmayacaktır. Ama maalesef Türkiye'de bu iki konu siyasi istismar yapıldığı sürece, bu duyarlılığın sürmesi de doğaldır" karşılığını verdi.
Avrupa'nın kendi içi gelişmelerine bakıldığında laik olmayan bir rejimin demokratik olmayacağının görüldüğünü belirten Yılmaz, "Avrupa, Türkiye'nin koşullarını değerlendirirken, meseleye bu açıdan bakmalı. Hiçbir ülkenin demokrasiyi kullanarak herhangi bir partinin demokrasiyi kaldırmasına izin verilemez. Avrupa bunun uzağındadır. Ama hepimiz biliyoruz ki, Türkiye'de hala bu değerler üzerinde politika yapan partiler vardır" ifadelerini kullandı. Yılmaz, kendilerinin yaptırdığı araştırmada şu anda seçmenin yüzde 50'sinin tercihlerini yapmadığı, diğer yüzde 50'nin AK Parti hariç baraj altında olduğunu söyledi.
Yüzde 50'lik kararsız seçmenin seçimde nasıl bir tercihte bulunacağı konusunun bir tahmin konusu olduğunu kaydeden Yılmaz, "Bunda 2 aylık kampanya dönemi etkin olacaktır. Ben inanıyorum ki, ANAP burada en şanslı olacak partidir. Araştırmalara göre, asıl karamsarlığa kapılması gerekenler 3 yıldan beri muhalefette olmalarına rağmen boylarını artıramayanlardır" dedi.
DYP VE SP'NİN GENSORU ÖNERGESİ DYP ve SP'nin gensorusu ile ilgili olarak Yılmaz, "ANAP'ın hükümet içinde olması durumunda böyle bir gensoru vermemiz mümkün değil. Bizim dışımızdaki gensorudaki sorumluluk bu gensoruyu veren kişilere aittir" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Yılmaz, Erdoğan'ın ülkede öğretim eksikliği olduğu için çocuklarını yurt dışında okuttuğu şeklindeki açıklamasına ise "Ben partimle ilgili görüşmelerimi açıklamak için basın toplantısı düzenledim. Erdoğan'la ilgili kamuoyu karar verir" demekle yetindi.
ANAP'TAN AYRILANLAR
Yılmaz, ANAP'tan ayrılanlarla ilgili olarak da, "ANAP'ın içerisinde farklı düşünen arkadaşlarımız olabilir. Şimdiye kadar bu arkadaşlarımızın fikirlerini dile getirmekte hoşgörü gösterdik. Ama arkadaşlarımız bu fikirleri ile arkalarında yeterince destek bulamadıkları için siyasi geleceklerini başka bir partide arama yolunu seçmişlerdir. Aynı şekilde milletvekili aday listelerinde yer alamadığı için partiden ayrılan arkadaşlarımız olabilir. Diğer partilerde de bu gelişmeler olabilir. Ama bütün bunlar ANAP'ın ilkelerine inanmış olanların kararlılığını etkilemez. ANAP, 83'ten beri değişmeyen ilkeleri doğrultusunda devam edecektir. Bizden ayrılanların yolu açık olsun" dedi.