Anasaya Mahkemesi, altı ay önce karar verildiği halde gerekçeli karar yazılmadığı için tahliye edilmeyen eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un itirazını haklı buldu. Yüksek Mahkeme, tahliye talebinin etkili şekilde incelenmediğini, gerekçeli karar açıklanmadığından Yargıtay önüne gidemediğini belirterek, Başbuğ’a olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmesi gerektiğinin altını çizdi ve dosyayı mahkemeye gönderdi.
Radikal'in haberine göre, bu karar, Başbuğ’un tahliyesi değil, mahkemenin tahliye ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir yanıt vermesini gerektiyor. Ne var ki, Anayasa Mahkemesi’nin kararını açıkladığı saatlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. maddesiyle yetkili mahkemeleri kaldıran yasayı onadı. Yasanın Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla Ergenekon Davası’na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi lağvedilmiş oldu. Şu halde, Başbuğ’un tahliye talebine kimin bakacağı bilinmiyor. Avukat Hüseyin Ersöz, nöbetçi ağır ceza mahkemesinin bakması gerektiğini savunuyor.
Ergenekon Davası’nda, “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını açıklamasından sonra tahliye talebinde bulunmuştu. Fakat mahkeme, gerekçeli kararını yazmadığı için ‘karar vermeye yer olmadığına’ hükmetmişti. Bu karara yönelik İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan itiraz reddedilince Başbuğ, geçen ay avukatı İlkay Sezer aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.
Başbuğ’un başvurusunu bugün değerlendirmeye alan Anayasa Mahkemesi, kararını açıkladı. Mahkeme Başbuğ’un “ilk derece yargılamasında devam eden özgürlükten yoksun bırakılma kapsamındaki şikâyetlerini süre aşımı nedeniyle kabul edilemez” bularak reddetti. Buna karşın, Ergenekon Davası altı ay önce bittiği halde gerekçeli karar yazılmadığı için tahliye talebi hakkında karar verilmeyişine ilişkin şikâyeti kabul edilebilir buldu. Kararda, şöyle denildi:
“Özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının mahkemesince etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi, mahkûmiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği kapsamında Anayasa’nın 19. maddesinin 8. fıkrasının ihlal edildiğine, gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi amacıyla karar örneğinin mahkemesine gönderilmesine...”
Anayasa’nın 19. maddesinin 8. fıkrasında ise “Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir” deniliyor.
Anayasa Mahkemesi’nin kararını açıkladığı saatlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de TMK’nın 10. maddesiyle ile yetkili mahkemeleri kaldıran yasa değişikliğini onayladı ve hemen Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Böylece TMK mahkemelerinin kaldırılmasıyla birlikte, Başbuğ’un tahliye edilmesine ilişkin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosya üzerindeki yetkisi ortadan kalktı. Peki, bu durumda dosyaya kim bakacak?
Ergenekon Davası avukatlarından Hüseyin Ersöz, “Yasa değişikliği Resmi Gazete’de yayımlandığında 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevi sona erecek. Bu mahkemeler tasfiye edilmiş oluyor ve dosya üzerinde herhangi bir karara imza atamayacaklar. Kişisel görüşüm, bu tahliye talebini nöbetçi ağır ceza mahkemesi değerlendirecek. Nöbetçi ağır ceza mahkemesi tahliye talebini değerlendirmek için dosyayı 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden talep eder. Dosya incelenir ve karar verilir” diyor.
Bilinen o ki, 13. Ağır Ceza Mahkemesi halen gerekçeli kararını yazmakla meşguldü. Bu nedenle gerekçeli kararın tamamlanması yarım kalmış oldu. Gerekçeli karara, görevlendirilecek olan bir ağır ceza mahkemesinin devam etmesi bekleniyor. Ancak dosyaya hakim olmayacak olan mahkemenin kendi vermediği bir kararın gerekçesini yazıp yazamayacağı konusu ise tartışmaları da beraberinde getirecek.
Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar sonrası eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer Silivri'ye gelerek müvekkilinin tahliyesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe sundu. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Sezer, "Başbuğ'un Anayasa Mahkemesi'nin kararına tepkisi ne oldu?" sorusuna, "Dosyada bireysel başvuru ile ilgili aşamalardan ilk günden beri kendisinin haberi var. 'Önemli bir karar' olarak değerlendirdi. Sonucunu bekleyeceğiz" şeklinde cevapladı. Sezer, Anayasa Mahkemesi'nin kararını şöyle değerlendirdi:
"Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurumuza ilişkin olarak biraz önce elimize ulaşan kararı bana göre sadece müvekkilimiz açısından değil benzer şekilde hakkı ihlal edilen ve bu şekilde gerekçesiz kararlarla cezaevinde tutulan pek çok masum insan için de uygulanması gereken, hak ihlalinin yapıldığını gösteren önemli bir karar. Emsal bir karar olmasını diliyorum. Ve ben biraz sonra müvekkilimin tahliyesi yönünde bir dilekçeyi mahkemeye sunacağım. Aslında kanaatimizce böyle bir dilekçe vermeye gerek yok.
Çünkü bireysel başvurumuzda Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlalini tespit etmekle beraber, bu kararın bir örneğini mahkemeye göndermesini talep etmiştim. Bu talebimiz de kabul edilmiş. "Bu ihlalin şu saatten itibaren ortadan kaldırılması gerekiyor. Bugün ayın altısı. Yani Sayın Başbuğ'un tutukluluğunun üzerinden 26 ay geçmiş durumda. Çok ciddi bir süre. Ancak Başbuğ'dan çok daha uzun süre tutuklu bulunan ve benzer şekilde bu dosyalardan suçsuz yere tutulan insanlar var. Bir an önce onların da özgürlüklerine kavuşmasını diliyorum. Hukuken incelenecek bir karar olursa derhal ama derhal biraz sonra müvekkilimin tahliyesi yönünde bir karar verilmesi gerektiğini inanıyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, özel yetkili mahkemeleri (ÖYM) kaldıran yasayı dün Anayasa Mahkemesi’nin İlker Başbuğ ile kararından hemen sonra onayladı. Gül’ün onayının ardından jet hızıyla Resmi Gazete’nin dünkü mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren yasayla, Türkiye ’de ‘Sıkıyönetim’ ve ‘Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ ile başlayıp “Özel Yetkili Mahkemeler” ile süren 41 yıllık olağanüstü yargılama dönemi kapanmış oldu. Ergenekon’dan Bolyaz’a, 28 Şubat’tan 12 Eylül ve KCK’ya kadar ÖYM’lerde görülen toplam 5600 dava da normal ağır ceza mahkemelerine devredilecek. Bu mahkemelerde görevli yargıç ve savcılar da devir işlemlerinin ardından normal adliyelerde görevlendirilecekler. Yasa, ÖYM’lerde sonuçlanan davaların gerekçeli kararlarının yazımı konusunda da süre sınırı getirdi. Buna göre, Ergenekon davasının gerekçeli kararı 15 gün içinde yazılacak.
Başbakan Tayyip Erdoğan , AYM’nin İlker Başbuğ kararı için “Hayırlı olsun dileklerimi özellikle ifade etmek isterim. Bu konuda geçmişte benim Sayın Başbuğ ile ilgili düşüncelerimi biliyorsunuz. Yerel mahkemenin kararı bizim için önemli fakat Cumhurbaşkanımızın özel yetkili mahkemelerle ilgili kanunu onaylaması sürece farklılık getirir mi getirmez mi onu tam bilemiyorum” değerlendirmesinde bulundu. Yerel mahkeme ile yeni kurulacak olan ağır cezalarda kararın değerlendirmesinin söz konusu olacağını, Ankara’ya dönünce de konuya ilişkin tam değerlendirme yapıp, gerekli bilgileri alacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, “Ben hayırlı olmasını diliyorum, temennim budur” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , Anayasa Mahkemesi’nin İlker Başbuğ kararını “Tarihi bir karar” olarak nitelendirdi. Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “İlker Başbuğ’un hapse atılması, tutuklanması zaten toplumun vicdanında kabul görmemişti. Anayasa Mahkemesi en azından aldığı bu tarihi kararla bir hatayı da düzeltmiş oluyor” dedi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın Aydın Doğan’ın Yargıtay’daki davasına müdahale konuşmasını doğrulamasına ilişkin olarak ise “Erdoğan, yargısı ve yasama organıyla kendisinin sözünden çıkmayan, kendisinin istediği gibi karar veren, biat etmiş bir devlet oluşturmak istiyor” diye konuştu.