Anayasa Mahkemesi (AYM), kapsamlı analiz için alınan numunelerin sonuçları çıkıncaya kadar, iş yerinin geçici olarak kapatılmasını da içeren ihtiyati tedbir kararlarında uğranılan zararlarda, "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının sorumlu tutulamayacağı"nı öngören kanun hükmünü iptal etti.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan karara göre, Yozgat İdare Mahkemesine, şikayet üzerine numune alınan bir iş yerinin 8 saat süreyle kapatılması ve yediemine teslim edilen gıdanın tüketim tarihinin geçmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebiyle dava açıldı.
Davayı gören mahkeme, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 26. maddesinde yer alan "İhtiyati tedbirlerin uygulanması sonucu Bakanlığa herhangi bir sorumluluk yüklenemez, Bakanlıktan herhangi bir tazminat talep edilemez." cümlesinin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal başvurusunda bulundu.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, söz konusu kanun hükmünün iptaline karar verdi.
Kararın gerekçesinde, Anayasa'nın 125. maddesinde, "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." ifadesinin yer aldığı hatırlatılarak, böylece idare edilenlerin, idarenin kanunsuz ve keyfi davranışlarına karşı korunduğu belirtildi.
"Geçici olarak üretimin durdurulması, piyasaya arzın, tüketimin engellenmesi, toplatma ve benzeri ihtiyati tedbirlerin" idari işlem niteliğinde olduğu ifade edilen gerekçede, itiraz konusu kuralda, idarenin işlemlerinin hukuka uygunluğunun denetlenmesinin engellendiği, bu işlemlere karşı yargı yolunun dolaylı olarak kapatıldığı kaydedildi.
- "İdarenin mali sorumluluğu gerekir"
Gıda ve yemlerin üretiminin, dağıtımının, satışının ve tüketiminin durdurulması gibi ihtiyati tedbir uygulamalarında, tedbir uygulanan kişilerin maddi ve manevi zarara uğrayabileceğine işaret edilen gerekçede, şu değerlendirme yapıldı:
"Tedbir uygulanmasına yol açan genel sağlığa yönelik risk şüphesinin oluşmasına, tedbire maruz kalan kişinin kendisi sebep olmuş ise meydana gelen zarara bu kişinin katlanması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Ancak Bakanlıkça haksız ya da kusurlu şekilde uygulanan veya herhangi bir hukuka aykırılık bulunmasa dahi sonuçları itibariyle ilgilisine hakkaniyete aykırı biçimde külfet yükleyen zararlara yol açan ihtiyati tedbir uygulamaları söz konusu olabilir. Bu tür ihtiyati tedbirler nedeniyle meydana gelen zararların, idari işlemden doğan zarar niteliğinde olduğu ve Anayasa'nın 125. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca idarenin mali sorumluluğunu gerektirdiği tartışmasızdır."