YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Anayasa uzmanları: Artan terör olayları, yeni anayasayı engellemeye yönelik

Yeni anayasa sürecini tartışan konun uzmanları, artan terör olaylarının yeni anayasa sürecini engellemeye yönelik olduğunu...

Anayasa uzmanları: Artan terör olayları, yeni anayasayı engellemeye yönelik

Yeni anayasa sürecini tartışan konun uzmanları, artan terör olaylarının yeni anayasa sürecini engellemeye yönelik olduğunu belirtti. "Hükumet asla geri adım atmamalı" uyarısında bulunan anayasa uzmanları, “Anayasaya hakim olan otoriter ve vesayetçi ruh, önceliği insan onuruna, hak ve özgürlüklere veren, halkın iradesinin belirleyiciliğini kabul eden ve hukuk devletini esas alan bir anayasa ile ortadan kaldırılabilir. ” görüşünü dile getirdi.
Anayasa Hukukçuları Derneği tarafından Malta Köşkü’nde gerçekleştirilen basın toplantısına; Dernek Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, Anayasa Hukukçuları, Prof. Dr. Serap Yazıcı, Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, Prof. Dr. Mehmet Turhan, Doç. Dr. Hüseyin Özcan, Doç. Dr. Faruk Bilir ve Dernek Genel Sekreteri Avukat Cahit Özkan katıldı.
Basın toplantısında Anayasa Hukukçuları yeni anayasa süreciyle ilgili değerlendirmede bulundu. Farklı görüşlerin açıklandığı toplantıda katılımcılar Türkiye’de yeni anayasa yapılması konusunda geniş bir mutabakat olduğunda görüş birliğine varırken yöntem ve anayasanın şekli konusunda görüşlerini açıkladı. “Yeni Meclis, yeni anayasa, yeni Türkiye” mesajı veren hukukçular, yeni anayasanın kısa olması gerektiğini belirtti. Son günlerde artan terör olaylarının anayasa sürecini engellemeye yönelik olduğunu aktaran anayasa uzmanları Meclisin kesinlikle geri adım atmaması gerektiğine işaret etti.
Toplantıda dernek adına basın açıklamasını okuyan Anayasa Hukukçuları Derneği Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, 1982 Anayasasının meşruiyet sorununun 30 yıldır hat safhaya ulaştığını söyledi. Anayasada insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti doğrultusunda yapılan iyileştirmelerin sorunu aşmaktan uzak kaldığını belirten Hakyemez, “Anayasaya hakim olan otoriter ve vesayetçi ruh, önceliği insan onuruna, hak ve özgürlüklere veren, halkın iradesinin belirleyiciliğini kabul eden ve hukuk devletini esas alan bir anayasa ile ortadan kaldırılabilir. ” dedi.
Türkiye’de yeni bir anayasa yapmanın demokrasinin rüştünü ispatlamasının bir göstergesi haline geldiğini vurgulayan Hakyemez, referandum ve milletvekilleri seçimleri öncesinde yapılan açıklamalar ve verilen sözlerin yeni anayasa beklentisini açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
Anayasa çalışmaları sırasında asli görevin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne düştüğünü vurgulayan Hakyemez şöyle konuştu: “Seçimlere katılım oranı ve temsil kabiliyetiyle TBMM’nin yeni anayasa yapmaya hem hukuken, hem de demokratik meşruiyet açısından ehil olduğu tartışmalardan uzaktır. Anayasanın uzun ömürlü olması ve katılımcı, müzakereyi esasa alacak bir yöntemle gerçekleştirilmesi hayati önem arz etmektedir. ”

'TARİH, YENİ ANAYASAYI ENGELLEMEYE ÇALIŞANLARI DA YAZACAK'
TBMM’nin Türkiye’nin önünü açacak anayasa değişikliğini gerçekleştirmekte zorunlu olduğunu dile getiren Hakyemez, anayasanın özgür bir ortamda halkın onayına sunulmasının da ayrıca önemli olduğunu aktardı. Hakyemez, “Sorunlardan arındırılmış, yeni anayasa yapan TBMM ve bu sürece katkı verenleri tarih altın harflerle yazacaktır. Sürece destek vermeyenler ve hatta engellemeye çalışanları da tarih ayrı bir şekilde yazacaktır.” şeklinde konuştu.
Meclisin açılmasıyla birlikte 1 Ekim’den sonra parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerden başlamak üzere ziyaretlerde bulunacaklarını aktaran Hakyemez, Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı, yüksek yargının başındaki yöneticiler başta olmak üzere çeşitli kurum yöneticileriyle bir araya geleceklerini ifade etti.
Açıklamaların ardından toplantıya katılan anayasa hukukçuları basın mensuplarının sorularını cevapladı ve süreçle ilgili görüşlerini açıkladı.

PROF. DR. FENDOĞLU: USUL VE ESASLAR KONUSUNDA KANUN ÇIKARILMALI
Anayasa’nın yöntemi konusunun önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, öncelikle partiler arası uzlaşma komisyonu kurulması gerektiğini kaydetti. Fendoğlu, burada gerçekleştirilen çalışmanın ardından Anayasa Komisyonu’na gideceğini ve taslak metinin ise internet ortamında halk ve sivil toplum kuruluşunun değerlendirmesine sunulması gerektiğini aktardı.
Anayasa çalışmalarından önce yeni anayasanın yapılması konusunda usul ve esasları belirleyen bir kanun çıkarılması gerektiğini belirten Fendoğlu, “Burada yeni anayasanın yapılması konusunda yöntem, kaç milletvekilinin el kaldırmasıyla bu anayasa kabul edilecek gibi konular üzerinde durulmalı.” önerisinde bulundu.
Son yıllarda Türkiye’de demokrasi ve insan hakları konusunda önemli reformlar yapıldığına işaret eden Fendoğlu, bu reformların taçlandırılması için yeni anayasa yapılması gerektiğini dile getirdi.
Türkiye’nin yeni anayasa konusunda uzlaşmaya her zamankinden daha yakın olduğunu savunan Prof. Dr. Fendoğlu, şöyle konuştu: “Türkiye’de çok büyük bir demokratik ortam var. İnsanlar görüşlerini çok rahat söyleyebiliyorlar. Ortadoğu’da ifade özgürlüğü anlamında bir numarayız. Çoğu Avrupa Birliği ülkelerinden daha özgürlükçü bir hava olduğunu görüyorum. Medya’da aynı şekilde. Türkiye’de bu anlamda tam bir ortam olduğunu düşünüyorum. Yeni bir anayasa yapmamak için hiçbir engel yok.”
Türkiye’de çok önemli bir kesimin yeni anayasa arzusunu sergilemekte mutabık olduğunu belirten Prof. Dr. Serap Yazıcı da, Fenoğlu’nun açıklamalarının aksine uzlaşma ortamının çok da kolay oluşacağını beklemediğini söyledi. Yazıcı, anayasa talebini dile getiren grupların, beklentilerinin birbirine çok da uymadığını aktardı. Yüzde 95 temsil kabiliyeti taşıyan parlamentonun Türkiye’deki tüm kesimleri temsil ettiğini belirten Yazıcı, toplumdaki beklenti farklarının aynı şekilde parlamentoya da yansıyacağını söyledi. Yazıcı, “Haliyle anayasanın yapımı süreciyle ilgili yöntem sorunun aşabildiğimiz taktirde sürecin çok kolay ilerleyeceğine kani değilim. Bütün siyasi partiler seçim beyannamelerinde bazı ortak vurgulara yer vermiştir. Ancak bunları TBMM huzurunda maddeleri formüle etme aşamasında çok kolay anlama sağlanacağı kanısında değilim.” diye konuştu.
Yazıcı buna örnek olarak Milliyetçi Hareket Partisi’nin kırmızı çizgileriyle BDP’nin olmazsa olmazlarının taban tabana zıt olmasını gösterdi.

'YENİ ANAYASA YAPAMAMAK, TÜRKİYE İÇİN DÜNYANIN SONU DEĞİL'
Türkiye’nin anayasa beklentisini böylesine yüksek bir eşiğe taşımaması gerektiğini savunan Yazıcı, “Anayasa yapmak tabii ki çok önemli. Pek çok sorunumuzun çözümü için yeni bir anayasa yapmaya ihtiyacımız var. Ama eşikleri çok yükselttiğimizde eğer yeni anayasa yapmaya muvaffak olamazsak aynı ölçüde hayal kırıklığıyla karışlaşabiliriz.” ifadesini kullandı.
Yazıcı, yeni anayasa yapmak için azami gayret sarf edilmesi gerektiğini ancak bunun yapılamamasının Türkiye için dünyanın sonu olmayacağına vurgu yaptı. Türkiye’nin yeni anayasa yapılamaması durumu için B planına ihtiyacı olduğunu vurgulayan Yazcı, B planını şöyle açıkladı: “Türkiye eğer yasal mevzuatında yer alan demokrasinin evrensel standartlarıyla bağdaşmayan, özgürlükler düzeninin evrensel standartlara yükselmesini engelleyen düzenlemeleri sistematik bir biçimde gözden geçirir ve bunların demokratikleşmesini sağlarsa çok büyük bir rahatlama yaşar.”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, “Yeni anayasa yapılabilsin ya da yapılmasın hükumetin parlamento çoğunluğu ile demokratikleşme yönünde çalışma yürüteceği” açıklamasını hatırlatan Yazıcı, açıklamanın hem umut verici hem de sevindirici olduğunu aktardı.

PROF. DR. TURHAN: YENİ ANAYASA KISA OLMALI
Türkiye’nin bir takım sakıncaları olmakla birlikte kısa anayasa yapmak zorunda olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mehmet Turhan, “Eğer uzun anayasa olursa, teferruata giren bir anayasa olursa yani çerçeve anayasa olmazsa o zaman uzlaşma da o derece güçleşecektir. Eğer partiler uzlaşmak istiyorlarsa kısa anayasa yapacaklar.” ifadesini kullandı.
Kendisinin de Prof. Dr. Serap Yazıcı gibi uzlaşmanın zor olacağını düşündüğünü belirten Turhan, “Yeni Anayasa yapılması arzusu var. Toplumda yeni bir başlangıç yapma arzusu var. Fakat bunu derinleştirdiğinde birbiriyle anlaşamadıklarını görüyorsunuz. Ama acaba anlaşabilecek miyiz? Bunu bende bilmiyorum.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, da Turhan’ın ‘kısa anayasa’ teklifinin doğru olduğunu belirtti. Toplantıya katılan anayasa hukukçularının bile bazı konularda fikir ayrılığına düştüğüne dikkat çeken Fendoğlu şunları söyledi: “Eğer biz az öz bir anayasa yaparsak, sorun yaratan cümlelere girmezsek ihtilaflarımız çok az olur. Herkesin ittifak ettiği cümleler alalım. Elbette zordur, fakat imkansız değildir. Az öz bir anayasa yaparsak sorun üretmeyen bir anayasa yapmış oluruz.”
Basın mensuplarının Türkiye’de son günlerde artan terör olaylarını hatırlatması üzerine Anayasa Hukukçuları Derneği Bakanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, Meclis'in anayasa adımlarını atmasının ardından bu olumsuzlukların daha da artabileceğini söyledi. Türkiye’de ne zaman demokratikleşme konusunda bir adım atılsa birilerinin süreci engellemek için harekete geçtiğini belirten Hakyemez, “Bizim bunlardan korkmamız gerek. Biz zaten 30 yıldır terörle birlikte yaşıyoruz. Bu saatten sonra bunun yoğunlaşması bir anlamda anayasanın yapılmaması noktasında bir gayrettir. Meclis anayasa yapım sürecine başladıktan sona yoğun terör olayları yada benzer olumsuzluklar yaşandığında hiçbir şekilde geri adım atmaması gerekiyor.” dedi.
Hakyemez, anayasa değişikliği ile mevcut anayasadaki sorunlu maddeler düzeltilerek terör örgütlerinin elindeki kozların alınabileceğini sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler