Gezi broşürlerinde bu şehir için, ülkedeki kültürel ve manevi her şeyin merkezi olarak bahsedildiğini okuyabilirsiniz. Biz hala bunun biraz abartı olduğunu düşünüyoruz, çünkü şehir bu ünvanı biraz da halk köylerinden alıyor. Ama yine de Andong, Güney Kore’ye yapılacak herhangi bir tatil planında bulunması gereken bir yer.
Nakdong Nehri’nin manzarası dışında şehrin kendisi çok da güzel değil. Şehrin dışındaki doğal güzellikler daha ilgi çekici. Örneğin Andong Hahoe halk köyü bunlardan en önde geleni. Bu köy, Yangdong (pek de yakın değildir) ile beraber UNESCO listesinde yer alıyor ve geleneksel Kore Kültürü'nü çok iyi yansıtıyor. UNESCO, köyleri listesine alma sebebini şu şekilde belirtmiş: “düzenleri ve konumları - ormanlık dağlarla korunan bir nehir ve açık tarım alanları- Joseon Hanedanlığı’nın (1392-1910) ilk dönemlerindeki kendine özgü Aristokratik Konfüçyüs Kültürü'nü yansıtır".
Halk köyü, geleneksel hanok evlerinin bir birleşimi. Buyongdae Cliff kesinlikle görülmeli ve eğer şanslıysanız Kore Maske Dansı gösterisine de denk gelebilirsiniz. Hahoe Maske Müzesi buraya yakındır.
Bongjeongsa Tapınağı doğanın ortasında, biraz uzakta bulunuyor ve Kore’deki en eski tahta yapıya ev sahipliği yapması nedeniyle görülmeye değer bir yerdir. Aynı şeyler, Sinsedong 7 Katlı Tuğla Pagoda için de geçerli. Şehrin kuzeydoğusunda bulunan Konfüçyüs Dosan Okulu da Kore Konfüçyüsçülüğü’ne ev sahipliği yapyor ve resmedilmeye değer bir yer. Eğer burayı ziyaret ederseniz Andong jjimdak (buharda pişmiş tavuk) ve soju’yu (bir çeşit yerel likör) kesinlikle tatmalısınız.