HABER

Anevrizma nedir? Anevrizma neden olur? Anevrizma belirtileri nelerdir? Anevrizma tedavisi yöntemleri nelerdir?

Anevrizma nedir sorusu atardamar duvarında oluşan baloncuk şeklindeki patolojik gelişmeler için kullanılan genel tanımlama olarak özetlenmektedir. Anevrizma belirtilerinde tek gözlemlenebilen nokta baş ağrısına sebep olmasıdır. Ancak patladıktan sonra fark edilebilen anevrizmalar duvar yapılarına göre gerçek ya da yalancı olarak sınıflandırılır. İnsanlar için hayati önem taşıyan anevrizmaların her ne kadar genetik olmadığı söylense de 1. derece akrabalarda görülme sıklığına göre gözlemlenebilir.

Anevrizma nedir? Anevrizma neden olur? Anevrizma belirtileri nelerdir? Anevrizma tedavisi yöntemleri nelerdir?

Değerli Okurlar,

Bu ilk yazımda atardamarların duvarında oluşan, vücudumuzun gizli saatli bombaları "anevrizmalar"dan bahsedeceğim.

ANEVRİZMA NEDİR?

Anevrizma, atardamarların duvarında oluşan “baloncuk” şeklindeki patolojik genişlemeleri tarif eden genel tıbbi tanımlamadır. Beyin atardamarları ve aort damarı, anevrizmaların en sık yerleştiği bölgelerdir. Anevrizmalar, morfolojilerine göre 'saküler' ve 'fusiform' olarak sınıflandırılırlar.

Damar duvarının belirli bir noktasından çıkıp, nispeten yuvarlak bir şekle sahip anevrizmalara, saküler anevrizma adı verilir. Damar duvarında “iğ” şeklinde bir genişleme şeklinde olan anevrizmalar, fusiform anevrizmalar olarak tanımlanır. Ayrıca, anevrizmalar, duvar yapılarına göre “gerçek anevrizmalar” ve “yalancı (psödo) anevrizmalar” olarak sınıflandırılırlar.

Anevrizmalar, genellikle vücutta baş ağrısı hariç belirti yaratmazlar. Bu yüzden, geç fark edildiği için tedavi süreci oldukça zordur. Anevrizma duvarları, çok ince yapıda oldukları için, zamanla incelerek patlar ve beyin kanamasına sebep olur. Patladıktan sonra farkedilen anevrizmalar, insan hayatı için hayati bir önem taşır.

ANEVRİZMA KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Anevrizma, doğuştan olan genetik bir hastalık değildir. Hastalığın görülme olasılığı, yaş ile doğru orantılı bir şekilde artar. Kişinin 1. derece akrabalarında çok fazla anevrizma hastalığına rastlanıyor ise, hastalığın görülme riski artar. Bu yüzden böyle bir durumda, düzenli aralıklarla görüntüleme ile kontrol sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra, polikistik kistik böbrek hastalığı, feokrositoma, aort koartasyonu, fibromusküler displazi gibi bir hastalığı bulunan kişilerde, anevrizma görülme olsalığı artar.

ANEVRİZMA BELİRTİLERİ NELERDİR?

Beyin atardamarları ve aort damarı, anevrizmaların en sık yerleştiği bölgelerdir. Beyin anevrizmalarının toplumda görülme sıklığı, %2-3’dür. Polikistik böbrek hastalığı tanısı almış hastalarda ve yakınlarında, anevrizmaya bağlı subaraknoid kanama hikayesi olan kişilerde, beyin anevrizma gelişme riski daha yüksektir.

Anevrizmanın çeşitli belirtileri vardır. Bunlar;

• Baş ağrısı

• Göz arkasında ağrı hissi

• Bulantı-kusma

• Göz kapağında düşüklük

• Çift veya bulanık görme gibi şikayet ve bulgular oluşturabilir.

ANEVRİZMASI OLAN HASTALAR NELERE DİKKAT ETMELİDİR?

Anevrizmalar patlamadan önce teşhis edilirse, panik yapmaya gerek yoktur.

Geliştirilen yöntemlerle artık, anevrizma çok düşük riskler ile tedavi edilmektedir. Anevrizma tedavisinde genellikle kapalı yöntem ile cerrahi müdahele tercih edilmektedir. Teşhis konulduğu anda, Girişimsel Nöroradyolaji alanında uzman bir doktora görünülmelidir. Eğer tedavi aksatılırsa, anevrizmalar ciddi sonuçlara yol açabilmektedir.

Bu süreçte ağır sporlar yapmamaya, eşya kaldırmamaya dikkat edilmelidir. Ayrıca, tansiyon hastalarında kan basıncı kontrol altına alınmalıdır. Anevrizmalar vücudun kasılması ve zorlanması esnasında patlayabilir. Bu yüzden, kabızlık sorunu yaşayanlar, vücudu zorlamamak için bazı önlemler almalıdır. Sigara ve alkolde patlamayı tetikleyen etkenlerdir. Bu süreçte, sigara ve alkolden uzak durulmalıdır.

ANEVRİZMA TEDAVİSİ NEDİR?

Anevrizma tedavisinde, 2 tür yöntem vardır.

Bunlar;

Kapalı anevrizma tedavisi (endovasküler tedavi) ve açık cerrahi (kliplseme) yöntemleridir.

1. KAPALI ANEVRİZMA TEDAVİSİ (ENDOVASKÜLER TEDAVİ)

Kapalı yöntemde, hastanın kafatası açılmaz ve damar yolu ile anevrizma tedavisi gerçekleştirilir. Tedavinin başında, atardamarın içine 2mm boyutlarında bir kateter yerleştirilir. Ayrıca, 0.5mm çapında bir mikrokateter, anevrizmayı kapatmak için kullanılır. Mikrokateterin içi tellerle doludur ve kateterden geçerek, anevrizmanın içine bu teller yerleştirilir. ‘Koil’ adı verilen bu teller, anevrizmanın içini doldurarak kan girişini engeller. Kan girişi engelledikten sonra, mikrokateterler geri alınır. Bu işleme ‘koilleme’ denmektedir. Bu işlemin birçok avantajı vardır.

Bunlar;

– Kapalı anevrizma tedavisinden sonra hasta, 2-3 gün içerisinde normal hayatına geri döner.

– İşlem kapalı olarak gerçekleştirildiği için, vücutta herhangi bir yara izi olmaz.

– Yan etkilerin gelişme riski daha düşüktür.

– Birden fazla anevrizması olan hastalar, tek seansta bütün anevrizmalardan kurtulabilir.

2. AÇIK ANEVRİZMA TEDAVİSİ (KLİPSLEME)

Açık anevrizma tedavisinde, hastaya genel anestezi yapılır ve beyine ulaşmak için hastanın kafatasından bir parça alınır. Anevrizmaya sebep olan atardamar, mikroskop sayesinde bulunarak, anevrizma boynu arasına klips yerleştirlir. Bu sayede, anevrizmaya kan girişi engellenir.

PEKİ ANEVRİZMA TEDAVİ YÖNTEMLERİ RİSK TAŞIR MI?

Kapalı anevrizma tedavi yönteminin riski, açık tedavi yöntemine göre daha düşüktür. Fakat, anevrizma tedavi yöntemlerindeki risk faktörleri, anevrizmanın kanayıp kanamamasına göre değişiklik gösterir.

Kanamış olan anevrizmalarda, risk faktörü daha fazladır. Kanama olmadan müdahele edilirse, kapalı yöntemde risk %1’e kadar düşer. Ayrıca risk oranı, hastanın durumuna göre değişiklik göstermektedir.

Anevrizmanın boyutu, yeri, damarla olan ilişkisi, hastanın yaşı risk faktörlerini etkilemektedir.

ANEVRİZMA TARAMASININ ÖNEMİ

Ortalama olarak her sene 15.000 insan, rüptüre (patlamış) anevrizma nedeni ile yaşamını yitirir.

Rüptüre anevrizmalar, 50 yaşının üzerindeki erkeklerde sıkça görülen bir ölüm nedenidir. Rüptüre anevrizmaların çok önemli bir kısmı, erken tanı ve medikal tedavi ile önlenebilmektedir.

Anevrizmalar herhangi bir bulgu vermeden önce gelişip büyüyebilirler. Bu yüzden yüksek riskli kişilerde anevrizma taraması yapmak büyük önem arz etmektedir. Anevrizma tanısı konulduğu anda anevrizmalar genellikle ilaç veya cerrahi yöntemlerle başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler.

Aort anevrizması tanısı konulduğunda, Girişimsel Nöroradyoloji doktorları kalp hızını ve kan basıncını azaltacak ilaçlar verirler, bu da patlama riskini azaltır. Geniş aort anevrizması tanısı konulduğunda, genellikle aortun hastalıklı kısmının replase edilmesi şeklindeki cerrahi ile tedavi edilebilir. Bu durumda sonuçlar, çok büyük bir oranda başarılıdır.

Sağlıklı Günler Dilerim...

www.drerenerdem.com

En Çok Aranan Haberler