Sadece bir demet maydanoz kadar ağır bir organımız pankreas… Oysa ki, ağırlığıyla kıyaslanmayacak derecede büyük bir işlevi var. Vücudumuzda kan şekeri düzeylerinin düzenlenmesinde görev yapan ‘insülin’ ve ‘glukagon’ isimli hormonları üreterek dolaşım sistemimize verir. Bir diğer önemli görevi ise gıdaların sindirimine yardımcı olan çeşitli enzimleri üreterek ince bağırsaklarımıza salmaktır.
10 HASTADAN 1’İ ERKEN TEŞHİS EDİLEBİLİYOR
12-15 cm uzunluğunda, 60-80 gram ağırlığındaki pankreas, karnımızın arka kısmında, mide ile omurgamız arasında yatay olarak konumlanır. Dalakla, bağırsakları ve karaciğeri besleyen büyük hayati damarlarla ve safra yollarıyla çok yakın komşudur. İşte hem bu hayati damarlara yakın komşuluğu hem de organın yeri sebebiyle ‘pankreas organının kanseri’, en geç bulgu veren kanser türleri arasında ilk sıralarda gelir. Öyle ki, pankreas kanserli vakaların yalnızca yüzde 10 ila yüzde 15'i hekime başvurduğunda ameliyat edilebilir evrede yakalanabiliyor. Hastalar uygun şekilde ameliyat edilip mevcut onkolojik tedavileri alsalar dahi, sadece dörtte biri 5 yıl yaşayabiliyor. Ameliyat edilemeyen evrelerdeki hastalar için ise ortalama yaşam beklentisi genellikle 3 ila 6 ay arasında değişiyor. Peki, bu en sinsi ve çok hızlı ilerleyen kanserle savaşmak ve erken teşhis mümkün mü? VM Medical Park Pendik Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Metin Kement, pankreas kanseri ile ilgili önemli bilgiler verdi…
AİLENİZDE VARSA MUTLAKA TEST YAPTIRIN
Pankreas dokusundan ortaya çıkan kanserler organın konumu sebebiyle erken evrelerinde genellikle şikayete yol açmazlar, bu sebeple nadiren erken yakalanabilirler. Ancak pankreas kistlerinden ortaya çıkan kanserler veya aile öyküsü nedeniyle tarama yapılan kişilerde bu kanserlerin erken tespiti mümkün olabilir. Her 10 pankreas kanseri vakasının 8'inden fazlasında tanı 60 yaş ve üzerindeki kişilerde konulmaktadır. Her 10 pankreas kanseri vakasının 1’inde ailesel yatkınlık söz konusudur, ailesel yatkınlığı olan kişilerde pankreas kanserleri daha erken yaşlarda ortaya çıkabilir. Pankreas kanseri riski erkeklerde kadınlara göre 1.3 kat daha fazladır. Pankreas kanserini tehlikeli hale getiren üç faktör vardır. Birincisi pankreas kanserleri organın yerleşimi sebebiyle genellikle geç bulgu verirler, ikincisi pankreas çok hayati büyük damarlar ile yakın komşuluk göstermektedir. Üçüncüsü günümüzde onkolojik tedavilerde (ilaç-ışın) çok ciddi ilerlemelere rağmen, henüz pankreas kanseri için çok etkili tedaviler mevcut değildir.
DİYABET VE OBEZİTE EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRLERİ
Pankreas kanseri riskini artırabilecek risk faktörleri şunlardır:
Pankreasın kronik iltihabı (kronik pankreatit)
Pankreatik kanser aile öyküsü
BRCA2 gen mutasyonu, Lynch sendromu ve ailesel atipik mol-malignant melanom (FAMMM) sendromu da dahil olmak üzere kanser riskini artırabilen genetik sendromların aile öyküsü
Sigara içmek
Obezite
Geniş çaplı bir çalışma, sigara içimi, uzun süredir devam eden diyabet ve kötü beslenme kombinasyonunun, pankreas kanseri riskini tek başına bu faktörlerden herhangi birinin riskinin ötesinde artırdığını göstermiştir.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Maalesef organın yerleşiminden dolayı pankreas kanseri vakalarının büyük çoğunluğunda belirtiler ileri evrelerde ortaya çıkmaktadırlar. Bu belirtiler şu şekilde sıralanabilirler;
Sırtınıza yansıyan üst karın bölgesinde ağrı
İştah kaybı ve/veya istenmeyen kilo kaybı
Gözlerinizdeki beyazların ve cildinizin sararması (sarılık)
Yeni başlangıçlı diyabet
Depresyon
Kan pıhtılaşmasında artış
KORUNMAK İÇİN SAĞLIKLI KİLO VERİN
Pankreas kanseri riski iki şekilde azaltılabilir:
Sigarayı bırakmak: Sigara içiliyorsa bırakmaya çalışılmalı. Gerekirse destek grupları ve ilaçlarla nikotin replasman tedavileri dahil olmak üzere sigarayı bırakmada yardımcı olacak stratejiler hakkında hekimlerle konuşulmalıdır. Sigara içilmiyorsa, başlanmamalıdır.
Sağlıklı kilo vermek: Sağlıklı kilolar mümkün olduğunca korunmalıdır. Kilo verilmesi gerekiyorsa, yavaş ve sürekli kilo vermek hedeflenmelidir (haftada 0,5 ila 1 kg). Günlük egzersizler, kilo vermeye yardımcı olmak için daha küçük porsiyonlarda sebzeler, meyveler ve kepekli tahıllar açısından zengin sağlıklı bir diyetle birleştirilmelidir. Meyveler, sebzeler ve kepekli tahıllarla dolu bir diyet, kanser riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ailede pankreatik kanser öyküsü varsa, bir genetik danışmanla görüşülmesi iyi olabilir.
MÜZİK TERAPİSİ VE EGZERSİZ İLE SAVAŞIN!
Pankreatik kanser tedavisinin ilk amacı mümkünse kanserli dokuları ortadan kaldırmaktır. Bu bir seçenek olamadığında, amaç yaşam kalitesini yükseltmek ve kanserin büyümesini ve daha fazla zarara yol açmasını önlemek olmalıdır. Tedavi ameliyat, radyasyon, kemoterapi veya bunların bir kombinasyonunu içerebilir. Pankreatik kanser ilerlemiş ve bu tedavilerin bir yarar sağlaması mümkün değilse, hastalar semptomlarını azaltan yöntemler ile mümkün olduğunca rahat ettirilmeye çalışılır (palyatif bakım). Öte yandan kanserli bireyler sık sık stres yaşarlar. Bazı araştırmalar, pankreatik kanserli kişilerde stresin diğer kanser türlerine sahip kişilerdekinden daha yaygın olduğunu düşündürmektedir. Stres, hastalarda uyumakta zorluk ve sürekli olarak kanser hakkında düşünmeye yol açabilir. Hastalar kızgınlık veya üzüntü hissedebilirler. Bazı durumlarda bunları aşmada ilaçlar ve psikoterapiler yardımcı olabilirler. Tamamlayıcı tıp ve alternatif terapiler de bu sıkıntılar ile başa çıkmada belirli oranlarda yardımcı olabilirler. Örnekler, şunları içerir: Sanat Terapisi, Egzersizler,Meditasyon, Müzik Terapisi, Gevşeme Egzersizleri ve Tinsellik.
PANKREAS KANSERİ TESTİ VAR MI?
Ortalama riske sahip kişileri pankreas kanserleri için tarayacak uygun bir test henüz ülkemizde mevcut değil. Bunun yanında EUROPAC isimli Avrupa'da pankreas kanseri araştırmaları yapan bir organizasyon, ailesel öyküleri sebebiyle pankreas kanserine yakalanma riski ortalamanın üstünde olan 40 yaş ve üzeri kişilerin 3 yılda bir bilgisayarlı tomografi taraması ya da ‘endoluminal ultrason’ testi ve gerekirse ERCP denilen işlemi de yaptırmalarını içeren bir tarama programı yürütüyor. Bu işlemler sırasında pankreas sıvısından örnek alınabilir ve bu örnekler pankreas kanserinde en sık karşılaşılan 3 özel gendeki (K-Ras, p53 ve p16 olarak adlandırılan genler) bozukluklar açısından incelenebilir.