Kalbin hızlı veya kuvvetli atışını izah edecek bir neden bulunduğunda çarpıntı pek önemsenmez. Örneğin, koşarken kalbin hızlandığını ve çarpıntı olduğunu herkes bilir ve telaşlanmaz. Ama oturulan yerde kalbin koşar gibi atması huzursuz eder.
Çarpıntısı olan bir kişinin, çarpıntım var derken doktora tam olarak ne kastettiğini anlatması çok önemlidir. Taşikardi denilen kalbin hızlı atması durumunda, kalp dakikada 100'ün üzerinde atar. Hastalar bunu çarpıntı olarak ifade ederler. Bradikardi adı verilen kalbin yavaş atması durumunda, kalp dakikada 60'dan az atar, bazı hastalar bunu da çarpıntı olarak nitelerler.
Aritmi denilen çarpıntılarda, kalbin düzensiz atımı söz konusudur. Hastalar göğüslerinde bir kuş çırpınıyor ya da göğüs boşluğu içerisinde bir fıçı yuvarlanıyor gibi hissederler. Nabız ölçüldüğünde, kalbin bir kaç atımdan sonra durduğu hissedilir. İnsanı rahatsız etmekle birlikte, çoğu masumdur ve hastaya zarar vermez.
Paroksismal taşikardi, birden başlayan ve birden geçen çarpıntılardır. Bu hastalarda her şeyin iyi olduğu bir anda kalp aniden deli gibi atmaya başlar, çarpıntı bir kaç dakika sürdükten sonra aniden geçer.
Atrial fibrilasyon'da kalbin tamamen düzensiz atması söz konusudur. Kişi nabzını ölçtüğünde, kalp vuruş şiddetlerinin devamlı değiştiğini hisseder.
"Çarpıntı nedenleri 4 ana gruba ayrılabilir:
Yiyecek ve içeceklere bağlı çarpıntılar, en sık çay ve kahve içenlerde görülür. Ayrıca alkol alanlarda ve enerji içecekleri tüketenlerde de görülmektedir. Yutulan ilaçlara bağlı çarpıntılar da vardır, bazı ilaçlar çarpıntı yapabilir.
Sinirsel çarpıntılar, daha çok kalbin hızlanması yani taşikardi şeklinde olur. Bazen de kalp atışlarında düzensizlikle seyreden ekstrasistol denilen çarpıntı türü ortaya çıkar. Herkes hayatında bir kez dahi olsa sinirsel çarpıntı geçirmiştir. Sevgiliyle ilk bakışmada, patronla yapılan tartışmada çarpıntı olmuştur. Kalp yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlar, birlikte ağız kuruluğu, fenalık hissi olabilir. Bazı hastalar bayılacakmış gibi olurlar.
Çarpıntı şikayetleri devamlı stres altında yaşayan duygusal insanlarda daha çok görülür. Anksiyete veya gerginlik durumunda olan, devamlı kendini sıkıntı içerisinde hisseden insanlar sanki başlarına kötü bir şey gelecekmiş gibi bir duygu hissederler ki bu genellikle çarpıntıyla birlikte olur.
Bu hastalar uykularının iyi olmadığını, sabah çok yorgun kalktıklarını söylerler. İçlerinde hep bir sıkıntı vardır, kolay öfkelenirler. Panik hastalarında da çarpıntı ön plandadır. Panik atak hastaları arkadaşlarıyla birlikte sohbet ederken bile birden boğulma ve ölüm korkusuyla birlikte, çarpıntı şikayetiyle doktora koşarlar.
Bazı insanlar çarpıntım var derken kalplerinin hızlı atmasını kastederler. 100'ün üzerinde atan kalp, genellikle çarpıntı hissi verir. Buna karşılık kalbi ortalama olarak 60 civarında atan kişi, durduk yere birden 80'e çıkarsa, o da çarpıntı hisseder. Kalbin her zamankinden yavaş atması da hastalar tarafından çarpıntı olarak algılanabilir.
Bazı insanlar kalplerinin sayıca hızlı atmasını değil de, kuvvetli vurmasını çarpıntı olarak söylerler. Örneğin, yüksek tansiyonlu hastalarda, damar içinde artmış kan basıncına karşı çalışan kalp, her zamankinden daha kuvvetli kasılır. Bu hastalar kalp atım sayısı artmamasına rağmen, çarpıntıları olduğunu söylerler.
Kalbin düzensiz çalışması da çarpıntı şeklinde algılanır. Aritmi adı verilen bu durumun pek çok şekli olabilir.
Çarpıntı şikayetiyle gelen hastada iki noktaya odaklanılır. Öncelikle hastanın çarpıntı şikayetiyle tam olarak neyi kastettiği anlamaya çalışılır. İkinci olarak da çarpıntı şikayetini gidermek için nasıl bir tedavi verileceği düşünülür.
Tedaviyi belirlemek için hastanın çarpıntı şikayetinden ne kastettiğinin bilinmesi lazımdır. İlk adım olarak hasta muayene edilir, kalbi dinlenir. Bazen basit bir muayene bile çarpıntının nedeninin anlaşılmasını sağlar. Ardından kalp elektrosu çekilir. Çarpıntıya neden olabilecek hastalıkları ekarte içmek için de, kan ve idrar tahlilleri yapılır. Hastanın tiroid bezinin çalışmasını anlamak için tiroid hormonlarına bakılır. Kansızlıktan şüpheleniliyorsa kan sayımı yapılır.
Çarpıntının ne derece ciddi olduğunu tam olarak belirlemek için, hastaya holter adı verilen küçük bir alet takılır. Holter aleti küçük bir kayıt cihazıdır, 24 saat hastanın üzerinde kalır ve bu süre boyunca hastanın elektrosunu alır. Çarpıntı şikayeti olduğu zaman, aletin üzerindeki bir düğmeye basılır. Böylece hastanın çarpıntı şikayetinden neyi kastettiği tam olarak anlaşılmış olur.
Holter aleti, çarpıntının sinirsel durumlara ya da kalp atışlarındaki düzensizliğe bağlı olup olmadığını gösterir.
Vücudu etkileyen hastalıkların hepsi çarpıntıya neden olur. Kalp tüm kasları ve organları besleyen, ona kan gönderen bir pompadır. Dolayısıyla herhangi bir yerde sorun olması halinde, oraya daha fazla kan göndermek için kalp daha fazla çalışır ve her seferinde daha kuvvetli basar. Bu da çarpıntıya neden olur.
Çarpıntıyla kendini gösteren hastalıkların başında kansızlık (anemi) gelir. Hastalar soluk benizlidirler, avuç içleri beyazlaşmıştır. Göz içlerine bakıldığında solgun oldukları görülür. Çarpıntıyla seyreden ikinci bir hastalık guatrdır. Aşırı salgılanan tiroid hormonu çarpıntıya sebep olur.
Bu hastalarda çarpıntıyla birlikte terleme, zayıflama, aşırı sinirlilik bazen de gözlerde büyüme fark edilir. Bir diğer çarpıntı sebebi olan hastalık hipoglisemidir. Hipoglisemi adı verilen şeker düşmesi ataklarında, kısa süreli çarpıntı nöbetleri görülebilir. Yüksek ateşle seyreden her türlü hastalık ve enfeksiyon çarpıntı yapabilir.
Vücudun dengesini bozan, sağlığı olumsuz etkileyen pek çok ciddi hastalık da ileri evrede çarpıntıya sebep olur.
Kalp çarpıntısı olan kişilerin en başta sigarayı bırakması gerekir. Bazı kişilerde tek bir sigara içmek bile çarpıntıya neden olabilir. Alkol de aynı şekilde çarpıntı nedenidir. Alkolü azaltıp çarpıntının geçip geçmediği denenmelidir. Çay, kahve ve kafein içeren bütün içecekler, enerji içecekleri çarpıntı yapabilir. Alışık olmayan biri 4 bardak üst üste kahve içerse, çarpıntı yaşar. Bu yüzden çarpıntısı olan kişilerin çay - kahve tüketimini tam kesmese bile sınırlaması yararlı olur.
Çarpıntısı olan kişiler az tuzlu yemeli ve tansiyonlarına dikkat etmelidir. Tansiyon yükselince çarpıntı artar. Çarpıntısı olan kişilerin kilolarına da dikkat etmeleri gerekmektedir. Şişman kişiler çarpıntıdan daha çok şikayet ederler.
Çarpıntısı olan kişilerin duygusal yüklenmelerden, tartışmalardan, öfkeden, sinir bozucu ortamlardan uzak durması gerekir. Son olarak da yağlı yiyeceklerden, ağır yemeklerden uzak durmaları ve çok aşırı miktarda yememeye dikkat etmeleri gerekmektedir.
Çarpıntı olduğunda ilk yapılacak şey paniklememektir. Paniklemek çarpıntıyı arttırmaktan başka bir işe yaramaz. Çarpıntıyla birlikte bayılma veya göğüs ağrısı gibi bulgular yoksa, sakin bir şekilde tansiyon ölçülmelidir. Tansiyon yüksekse çarpıntının nedeni bu tansiyon yüksekliği olabilir. O takdirde doktorla görüşüp tansiyonun kontrol altına alınması gerekmektedir.
Çarpıntıyla birlikte göğüste baskı hissi varsa veya daha önce kalp - damar hastalığı teşhisi konulduysa, o zaman doktorun önerileri doğrultusunda aspirin veya dil altı ilacı alınabilir.
Çarpıntısı olan kişinin sakin bir şekilde yatağa uzanmasında fayda vardır. Hastanın bir üzüntüsü varsa, ona anlayışlı bir şekilde yaklaşmak, derdini paylaşmak, özellikle sinirsel çarpıntılarda hastayı teskin etmek çok yararlı sonuç verir.
10 dakikalık beklemeye rağmen çarpıntı geçmediyse, doktora görünülmesini tavsiye ederim. Doktor, çarpıntının nedeniyle ilgili tetkikler yapacak ve sonuca göre tedavi önerecektir.
Bazı çarpıntıların insan hayatını tehdit eden sonuçları olabilir. Çarpıntıyla birlikte göğüste baskı hissi, fil ayağıyla göğse basma gibi bir ağrı hissedilirse kalp damarlarında bir sorun var anlamına gelir ve önemlidir.
Durduk yere gelen bir çarpıntıyla birlikte daha önce hiç olmadığı kadar terleme olduysa, damar sorununu ve tansiyonun düştüğünü gösterir, bu da önemlidir.
Çarpıntıyla birlikte bayılır gibi olmak, kalbin duraksadığı anlamına gelir. Ciddi bir durumdur.
Çarpıntı sırasında gerçekten bayılma olursa, bu çok önemlidir. Ayıldıktan sonra kişi kendini iyi hissetse bile, mutlaka bir doktora gitmelidir.
Kalbin tüm rahatsızlıkları çarpıntıya neden olabilir. Hipertansiyonlu hastalarda görülen çarpıntılar, kalp kaynaklı çarpıntılar olarak kabul edilir. Bu hastalarda kalbin atımında herhangi bir düzensizlik olmadığı halde, kalbin önündeki yükün artması çarpıntıya neden olur. O hastalarda tansiyonun dikkatle ölçülmesi, daha sonra da diyetle ve ilaçla kontrol altına alınması gerekir. Kontrol altına alınınca çarpıntı şikayeti de geçer.
Kalbin çarpıntıya neden olan bir diğer hastalık grubu, kalbin kapak hastalıklarıdır. Küçük yaşta kalp romatizması geçiren hastalarda, ileride kalp kapaklarının hastalıktan etkilenmesiyle, kalp kanı pompalama sırasında sorun yaşamaya başlar. Kapaklardaki arızalar eğer hafifse çarpıntı olmaz. Ama darlık fazlaysa, kalp boşluklarının büyümesi ve kalp yetmezliğinin başlamasıyla çarpıntı şikayeti ortaya çıkar.
Kardiyomiyopati, kalp kasının kalınlaşması ve tembelliği ile seyreden hastalık grubudur ve çarpıntı yapabilir. Kalbin damar hastalıkları, kalp krizi, damar tıkanıklıkları da çarpıntıya neden olur.