Başkent Üniversitesi Yüreğir Hastanesi Erişkin Kemik İliği Nakil Medikal Direktörü Prof. Dr. Can Boğa, anız yakmanın sadece çevreyi değil insan sağlığını da ciddi boyutta etkilediğini söyledi.
Prof. Dr. Boğa, Avrupa ve Amerika da uygulanan en üst düzey FACT-JACIE standartlarını ülkemizde ilk defa uygulamaları nedeniyle Başkent Üniversitesi Yüreğir Hastanesi Erişkin Kemik İliği Nakil Merkezi’ne çok sayıda yeni hastanın başvuruda bulunduğuna dikkati çekti.
‘’Gün geçmiyor ki, merkezimizde yeni bir hastaya lösemi tanısı konmasın.’’ diyen Prof. Dr. Can, şunları kaydetti: ‘’Genci, yaşlısı yüzlerce hasta bu ölümcül hastalıkla boğuşuyor. Görev yapan sağlık ekibi de bu yıpranmadan payını alıyor. Bu hastalıkların ortaya çıkmasının ülkemize maliyeti de çok büyük oluyor. Her hasta ve yakınları, hastalığın teşhisini öğrendiklerinde, ilk olarak, bu hastalığın neden oluştuğunu soruyor.’’
HASTA ÖYKÜLERİ ALINIYOR
Prof. Dr. Boğa, hasta ve hasta yakınlarına, hastalığın nedeninin kesin bilinmediğini ama araştırmaların bir çok nedeni olabileceğine işaret ettiğini söylediklerini belirterek şöyle devam etti: “En çok dikkat çekilen noktalardan birisinin kendi çevremiz olduğunu anlatıyoruz. Hastaların kendi çevrelerinden etkilendikleri konusunda kanıtlar sunuluyor. Bu nedenle hastaları değerlendirirken her hastaya kimyasal maddeler, zehirli gazlar, tarım ilaçları ve boya maddelerine maruz kalıp kalmadıklarını, bilmedikleri ilaç, bitkisel maddeleri kullanıp kullanmadıklarını ve nerelere seyahat ettiklerini soruyoruz. Çünkü, insan vücudu, bu ve benzer durumda karşılaşılan mikrobik hastalıklardan etkilenebiliyor.”
Her yıl, bütün ikazlara rağmen yakılan anızların çevreye yaydığı zehirli gazlara dikkati çeken Prof. Dr. Boğa, ‘’ Çok sayıda hidrokarbon ve diğer zehirli bileşikleri hızla çoğalan hücrelerimizi ve solunum sistemimizi tehdit ediyor. O kara renkli dumanlar kaygısızca havaya salınmaya devam ediyor. Bölgede yaşayan binlerce masum çocuğa, yetişkinlere ve yaşlılara yapılan büyük bir haksızlık.’’ diye konuştu.
Vücutta hızla çoğalan hücrelerin çevre şartlarına duyarlı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Boğa, ‘’ Hızlı çoğalan kemik iliği hücreleri ve üreme hücreleri en duyarlı olanlardır. Sayıları etkilenme konusunda fikir veriyor. Her gün bu hücrelerin milyonlarcası bir fabrikada olduğu gibi üretilir. Bu üretim ve olgunlaşma sırasında öyle korkunç şeylere maruz kalıyorlar ki. Örneğin bilinçsizce kullandığımız ilaçlar, Bir kısmı kemik iliğini baskılayarak, bir kısmı ise vücudun anormal hücreler ile savaşan hücrelerini yavaşlatarak etkili oluyor.’’ dedi.
Prof. Dr. Boğa, çevresel tehlikelerin hepsinden korunmanın da mümkün olmadığını belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı: ‘’Ancak etkili denetimleri arttırarak, eğitim verilerek ve en önemlisi medya yolu ile insanların çevremizdeki tehlikeye daha duyarlı olması sağlanarak bu tehlikelerin bir kısmından uzaklaşılabilir. Yoksa kemik iliği nakline kadar uzanan mücadelenin gittikçe artması kaçınılmaz.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz