Ankara'da 10 Ekim Cumartesi günü katliam gibi bir patlama meydana geldi. 97 vatandaşımızın vefat ettiği ve yüzlerce kişinin yaralandığı patlamanın ardından olay hakkında soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör saldırısının ardından 3 gün ulusal yas ilan edildi. Vatandaşlar Ankara katliamını gerçekleştiren canlı bombaların kimliğini ve olayın sorumlusu hakkında gelişmeleri takip ederken soruşturma emniyet güçleri tarafından araştırılıyor.
Yürütülen soruşturma kapsamında, canlı bomba olduğu değerlendirilen bir kişinin fotoğraflarıyla patlamada parçalanan kafatası ve yüz dokularının eşleştiği bilgisi geldi. Emniyet kaynakları, “Daha önce istihbarat birimleri tarafından ismi bilinen, IŞİD ile bağlantılı olarak eylem yapacağı noktasında belli süre istihbarat takibinde olan bir kişi. Canlı bombanın bu kişi olacağı noktasında somut deliler var” dedi. Adıyaman nüfusuna kayıtlı şahsın, IŞİD ile bağlantılı olarak Suriye’ye geçtiği, burada bomba eğitimi aldıktan sonra yasadışı yollarla Türkiye’ye girdiği öne sürülüyor. MİT’in de takip listesinde olan söz konusu kişinin Türkiye’ye geçtikten sonra izini kaybettirdiği, yapılan istihbarat çalışmalarında bir sonuca ulaşılamadığı belirtildi. Kimliğinin kesin tespiti için aileden alınan DNA eşleşmesinin sonucu bekleniyor.
YUNUS EMRE ALAGÖZ
Milliyet gazetesinden Tolga Şardan'ın haberine göre katliam sonrası bölgedeki kamera görüntülerini inceleyen polis, Suruç bombacısının ağabeyi Yunus Emre Alagöz’ün görüntüsüne ulaştı. Alagöz’e ait olduğu belirtilen ancak net olmayan görüntü, dijital uygulamalarla netleştirildi. Barış Mitingi’ne katılmak amacıyla Ankara Tren Garı önünde toplanan kitleye yönelik gerçekleştirlen eşzamanlı canlı bomba eylemini soruşturan güvenlik birimleri dün sürpriz bir ipucuna ulaştı. Kamera kayıtlarında yapılan incelemeler sonucunda Suruç bombacısı Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi Yunus Emre Alagöz’ün görüntüsüne ulaşıldı. Bu gelişme üzerine canlı bomba eylemcilerinin arta kalan doku örnekleri Yunus Emre Alagöz ailesiyle örtüştürülmek amacıyla biyolojik çalışma başlatıldı.
Katliamın ardından bölgedeki kamera kayıtlarını özel kamera izleme sistemi içinde değerlendiren güvenlik birimleri, aranan ipucuna nihayet dün ulaştı. Emniyet ve MİT görevlilerinin birlikte yürüttüğü izleme çalışmaları sırasında, radikal dinci terör örgütü IŞİD içinde değerlendirilen Adıyaman Grubu’nda faaliyet gösterdiği tespit edilen Yunus Emre Alagöz’ün eşkaline uyan bir görüntü elde edildi.
DİJİTAL NETLEŞTİRME
Suruç’taki canlı bomba eylemi gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi olan ve halen polis ve UYAP kayıtlarında aranır konumda bulunan Yunus Emre Alagöz’e ait olduğu belirtilen görüntü çok net olmaması nedeniyle dijital görüntü uygulamalarıyla daha net hale getirildi. Yapılan son düzeltme sonrasında, görüntüdeki şüphelinin çok büyük olasılıkla Yunus Emre Alagöz olduğu anlaşıldı.
Bu gelişme sonrasında, olayın ardından ilk aşamada gündeme gelen IŞİD ve Adıyamanlı Dokumacı Grubu bu kez daha güçlü halde soruşturmanın merkezine oturdu. Suruç eylemi sonrasında adı kamuoyuna gelen ve liderliğini Mustafa Dokumacı’nın yaptığı IŞİD bağlantılı grup içinde yeralan ağabey Yunus Emre Alagöz’ün adı kardeşinin canlı bomba eylemi sonrasında kamuoyuna yansımıştı. Ancak, Polis ve MİT’in yaptığı çalışmalar sonucunda Alagöz’ün Adıyaman’dan ayrıldığı ve büyük ihtimalle Suriye’de olduğu değerlendirmeleri yapılmıştı. Ankara eylemi şüphelisi Alagöz’ün adı ve fotoğrafı Adıyaman Emniyet Müdürlüğü’nce geçen Temmuz’da hazırlanan listede yeralmıştı.
İKİNCİ SALDIRGAN DA TESPİT EDİLDİ
Hürriyet gazetesinden Arda Akın'ın haberine göre canlı bombalardan birinin Yunus Emre Alagöz olduğunun tespitinin ardından ikinci canlı bombanın da arananlar listesindeki Ömer Deniz Dündar olduğu ortaya çıktı. İki canlı bombanın ayrı araçlarla Gaziantep’ten geldikleri, Y.Ş.’nin canlı bombalara keşif yaptırdığı tespit edildi. Araçların sahipleri ve Y.Ş. Gaziantep’te gözaltına alındı. Güvenlik güçleri saldırı sonrası bölgede bulunan MOBESE kameralarından ikinci bombacının kimlik bilgilerine de ulaştı. DNA testleri de uyuşan Ömer Deniz Dündar’ın, Yunus Emre Alagöz’le Gaziantep’ten Ford Focus ve Citroen marka iki ayrı araçla Ankara’ya geldikleri belirlendi. Saldırı öncesi, Y.Ş. ile birlikte bölgede keşif yaptıkları tespit edilen canlı bombaların, Suriye’den Türkiye’ye geçiş yaptıkları ihtimali üzerinde duruluyor. Kimliklerin tespit edilmesinin ardından bu sabah Gaziantep’te Y.Ş. ile iki aracın sahibi operasyonla gözaltına alındı. Üç kişinin soruşturmanın yürütüldüğü Ankara’ya gönderileceği öğrenildi.
HAZIRLIK UYUYAN HÜCREDE
Canlı bombaların eyleme nasıl hazırlandıkları, Ankara’ya geliş tarihleri, bağlantıları, alana gelirken kimseyle temas kurup kurmadıklarının belirlenmesi için geriye dönük incelenen kamera kayıtlarından da henüz kesin bir sonuca varılamadı. HTS kayıtlarından da geriye dönük yapılan incelemede somut bilgiye ulaşılamazken, Ankara katliamındaki canlı bombaların örgütün “uyuyan hücrelerinde” eyleme hazırlandığı, olay günü Ankara’ya geldikleri, kimseyle temasa geçmedikleri, telefon veya benzeri iletişim aracı kullanmadıkları ihtimali ağırlık kazandı.
PATLAYICI YURTDIŞINDAN
Ankara katliamını gerçekleştiren canlı bombaların kullandığı TNT patlayıcısının fabrikasyon olduğu tespit edildi. Fabrikasyon patlayıcıların sadece devletlerin kontrolünde üretilmesi nedeniyle saldırganların farklı devlet bağlantıları da araştırılıyor. Bu noktada yapılan değerlendirmede saldırganların patlayıcıyı yasadışı yollardan Türkiye’ye soktuğu da belirlendi.
‘GÖREVLENDİRME’YE EL KONULDU
Ankara katliamı ile ilgili başlatılan “güvenlik zafiyeti” soruşturmasıyla ilgili müfettişlerin incelemesi sürüyor. İçişleri Bakanlığı 2 mülkiye müfettişi, EGM ise 2 polis başmüfettişi görevlendirdi. Miting günü yapılan görevlendirme yazılarına el koyarak incelemeye alan müfettişler, alandaki sorumlu emniyet müdürü, müdür yardımcıları, istihbarat ve terör ekibinin bilgisine başvuruyor. Müfettişler, saldırı öncesi paylaşılan istihbarat bilgileri ve saldırı olabileceğine yönelik gelen uyarı yazılarıyla ilgili yapılan işlemleri de inceliyor. Emniyet kaynakları, “Canlı bomba eylemlerinde kritik ve önemli olan husus, eylemi yapacak kişiyle ilgili önceden istihbarat sağlamak ve eylem yapacağı noktaya yaklaşmadan yakalamaktır. Canlı bomba o alana kadar geldiyse artık 10 bin polis dikseniz de bir anlam ifade etmez. Yasadışı yollardan Türkiye’ye geldilerse MİT, Türkiye içerisine girdikten sonra da takip yapılmadıysa istihbarat birimleri sorgulanmalı” yorumunu yaptı.
HEPSİ ‘DOKUMACILAR’DAN
Diyarbakır, Suruç ve Ankara’da yaşanan bombalı saldırıların ardından gözler IŞİD terör örgütüne çevrildi. IŞİD içerisindeki Dokumacılar Grubu’nun 21 üyesinin ismi belirlendi ve 19’unun fotoğrafına ulaşıldı. Yabancı uyruklu 2 kadının fotoğrafına ise ulaşılamadı. Bu kişilerden 18’inin Adıyamanlı, 3’ünün ise bu kişilerle evlilik yapan yabancı kadınlar olduğu ifade edildi. İstihbarat birimleri bombalı eylem eğitimi alan 21 kişilik listedeki bazı isimlerin Türkiye’ye geçip, ‘uyuyan hücre’ olarak adlandırılan evlerde kaldığını saptadı.
DOKUMACILAR GRUBU KİMDİR?
Emniyet birimlerinin, Ankara’daki saldırının failleri olarak Adıyaman’da örgütlenen IŞİD'çilere yönelik araştırması, gözleri Tel Abyad’da faaliyet gösteren ‘Dokumacılar’ adlı gruba çevirdi . Ankara’daki canlı bombalardan biri olabileceği belirtilen, Suruç canlı bombacısı Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi Yunus Emre Alagöz de Adıyaman'daki 'Dokumacılar' grubundan. Bu grup 2013 yılında Adıyaman’ın kenar mahallelerinde örgütlenmeye başlayıp Suriye’de savaşan IŞİD için adam toplamaya başladı. Grup daha sonra kent merkezinde de faaliyet gösterdi. 2013 yılında ailesine Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ni kazandığını söyleyen Yunus Emre Alagöz de Suudi Arabistan ve Suriye’ye gitti. 2014 yılında Adıyaman’a geri dönen Yunus Emre Alagöz, ‘İslam Çay Ocağı’nı kurup kardeşi Şeyh Abdurrahman Alagöz’le işletmeye başladı. 2014 yılında Diyarbakır bombalı saldırısı faili Orhan Gönder de buraya takılmaya başladı. Çocuklarının IŞİD'e katıldığını anlayan ailelerin şikâyeti üzerine İslam Çay Ocağı iki kez emniyet tarafından basıldı, sonra da kapatıldı. Ardından da Yunus Emre Alagöz ile Suruç intihar bombacısı kardeşi Şeyh Abdurrahman Alagöz IŞİD’e katılmak üzere Suriye’ye gitti. Her ikisi hakkında Adıyaman Emniyet Müdürlüğü tarafından, ‘terör nitelikli kayıp şahıs’ olarak soruşturma açıldı. Diyarbakır bombalı saldırısı sonrasında Adıyaman Emniyet Müdürlüğü ‘canlı bomba eylemcisi olabilecek’ 16 kişilik bir liste hazırladı