Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, metro hatlarının söz verildiği tarihlerde bitirileceğini belirterek, “Çayyolu ve Sincan hattının 29 Ekim 2013 tarihine kadar tamamlanacak. Keçiören-Tandoğan hattı ise, 2014 yılı içerisinde tamamlanarak hizmete açılacak” dedi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Batıkent-Sincan Metro İnşaat çalışanları ile iftar yaptı. Mesa İstasyonundaki metro çalışanlarının iftar sofrasına konuk olan Bakan Yıldırım, metro inşaat alanındaki çalışmaları da yerinde inceledi.
İftarın ardından Ankara’da devam eden üç ayrı noktadaki metro çalışmaları hakkında bilgi veren Yıldırım, metro inşaatı çalışanlarıyla birlikte katıldığı iftar sayesinde metro çalışmalarını bakanlığının devralmasından sonra ne duruma geldiğini ve nerelere ulaşıldığını görme fırsatlarının olduğunu kaydetti. Metro inşaatlarını Şubat ayında devralmalarının üzerinden 6 ay geçtiğini işaret eden Yıldırım, En az ilerlemiş olan Keçiören metro hattını yüzde 30’luk kazı işlerini yapılmış şekilde devraldıklarını ve aradan geçen süre zarfında yüzde 41’e ulaştıklarını söyledi. Sincan hattında ise yüzde 50’den devraldıklarını ve yüzde 65’lere ulaştıklarının altını çizen Yıldırım, “Kızılay-Çayyolu hattında yüzde 60 ilerleme durumu vardı. Şuanda yüzde 75 seviyesine gelmiş durumdayız. Artık alt yapı işleri, inşaat, mekanik işyeri dahil olmak üzere işin belini kırdık denebilir. En geri durumda Keçiören hattıdır. Onunda 1-2 ay içerisinde yüzde 50’yi geçmiş olacağız” dedi.
“METRO HATLARI SÖZ VERİLDİĞİ TARİHLERDE BİTİRİLECEK”
Daha önce Ankaralılara söz verdikleri gibi Çayyolu-Sincan Hattını 29 Ekim 2013 tarihine kadar tamamlama hedeflerinden sapmanın şuan için söz konusu olmadığını belirten Yıldırım, “Diğer Keçiören-Tandoğan hattını da 2014 yılı içerisinde tamamlayıp hizmete açacağız. Bu metro hatlarıyla ilgili yapılmamış ihalemiz kalmadı. Sadece trenlerin stoklandığı, gar ve bakım-onarım tesisleri var. Onlarında işin yapılmasına ve sürdürülmesine bir mani hali yok. Toplam 2 milyar 132 milyon civarında bir iştir. Metro araçlarının da ihalesi yapıldı. Sözleşmesini de Pazartesi günü imzalayacağız. Böylelikle artık tedarikle ilgili herhangi bir sorunumuz kalmadı. Bugün bu hatta 300 civarında bir çalışanımız var. Onlarla birlikte bir iftar gerçekleştirdik. Ama metro hatlarında şuan bin 300 civarında gece gündü 24 saat esasına göre çalışma gerçekleştiriliyor” diye konuştu.
“ÖMRÜ HAYATINDA HİÇ İŞ YAPMAMIŞ İNSANLAR ÇIKIP AHKAM KESİYOR”
Metro işi zor, ağır ve riski yüksek bir iş olduğunu, bu işleri de birilerinin yapmasının gerek olduğunu ifade eden Bakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Ömrü hayatında hiç iş yapmamış insanlar çıkıyor ve ahkam kesiyor. Efendim oradan giderseniz şöyle olur, buradan giderseniz böyle olur… Ben şaşıyorum. Ankara’ya, Ankaralılara hizmet mi? getirmek istiyorsunuz, yoksa canla başla ve büyük fedakarlıklarla yapılmakta olan bu hizmetlerin gecikmesi için mi? hizmet ediyorsunuz… Bu soruyu acımasızca tenkit edenlerin mutlaka kendi kendilerine sorması lazım. Riski olmayan hiçbir iş yok. Hangi işi yaparsanız yapın mutlaka bir risk vardır. Ama şu da bir gerçektir. Risklere karşı tedbirler almak ve her türlü önlemi almakta işin gereğidir ve olmazsa olmasıdır. Arkadaşlar her türlü emniyet tedbirini çalışmaların emniyetli ve kesintiye uğramadan devam etmesi bakımından her türlü tedbiri alıyor. Buna rağmen istemesek de, azda olsa zaman zaman bazı olaylarda yaşanmıyor değil. Bu tabiatında olan bir şeydir. Biz bu riskleri en az düzeye indirmek için gerekli tüm çabayı arkadaşlarımızla beraber gösteriyoruz. Amacımız biran önce bitsin. Efendim metroları aceleye getiriyorlar. Bunun için tehlike var demek insafsızlık. Ankara’da 10 senedir gündemde olan metroları hala aceleye getiriyorlar gibi yaklaşım Ankaralılara haksızlık olur, büyük kadirlik olur.”
“METRODA İŞLER YOLUNDA KİMSE KAFA BULANDIRMASIN”
Metroda işlerin yolunda olduğunu ve hiç kimsenin kafa bulandırmamasını isteyen Yıldırım, “Arkadaşlarımız büyük fedakarlıkla çalışıyor. Sizden istirhamım olumsuzlukları pompalamak değil, burada sahada çalışanların sesine kulak vermeniz çok daha yararlı olur. İşin içinde bulunmamış, zorluklarını yaşamamış, damdan düşmemiş kişi ve kurumların ortaya koyacağı görüşler Ankara metrolarına bir fayda getirmez. Eğer bir fikriniz varsa buyurun konuşalım. Rencide etmek işin kolay tarafındır. Biz hiçbir zaman tenkit eden tarafta olmayacağız ve olmadık” diye konuştu.
“TERÖRLE MÜCADELEDEN ASLA VE ASLA GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ”
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Bakan Yıldırım, bir gazetecinin son zamanlarda terör olaylarının artığını ve bunu nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna, “Terör olayları zaman zaman artıyor. Zaman zaman mevsim şartlarına göre tabii ki daha azalıyor. Şunu bilmenizi isterim, Bu son iki senedir terörle yapılan mücadele yetmiyor. Yeni yöntemle yapılsın. Nedir bu yöntem… Aktif mücadele, yani herhangi bir terör saldırına karşılık vermek değil, terör tehdidi altında bulunan yerleşim yerlerimizi, oradaki insanların emniyeti, can ve mal güvenliği sağlamak için oralara terör unsurlarını yaklaştırmamak. Yani aktif mücadele devam etmesi. Aktif mücadelede biraz daha risk fazladır. Güvenlik kuvvetlerimiz bunu biliyor. Ama eğer terörde, terörün tehdidinde insanların huzur ve güven içerisinde yaşamasını bu ülkede birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin daim olarak devam etmesinde hepimiz aynı duygulara sahip isek bu aktif mücadeleyi sürdürmek zorundayız. Malum gerek Kuzey Irak’ta şimdi Suriye’de sınırların kontrolü daha da zorlaşmıştır. Yaşanan iç karışıklıklar nedeniyle bugün düne çok daha fazla dikkatli olmak zorundayız. Güvenlik güçlerimizde bunu yapıyor. Bunu yaparken de zaman zaman bazı üzücü hadiselerimiz yaşanıyor ve şehitlerimiz oluyor. Ama bu ülke bu millet birliğin, beraberliğin ve geleceği uğruna terörle mücadelede asla ve asla geri adım atmayacaktır” diye konuştu.
“SURİYE’DE YAŞANAN OLAYLAR NE İSLAMİYETE SIĞAR, NE DE İNSANİYETE SIĞAR”
Bir başka gazetecinin Ramazan ayında olunmasına rağmen Suriye’de akan kanın durmadığını sorması üzerine ise Bakan Yıldırım, “Bu ne İslamiyete sığar, ne de insanlığa sığar. Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek demektir. Bizim dinimiz böyle öngörüyor. Şimdi ben soruyorum; 35-40 yıl boyunca can düşmanı olan bir ülkeye tek bir fiske vuramamış, tek bir mermi atamamış bir yönetim kendi halkının üzerine tüfekle, tankla ve bombayla acımasızca saldırıyor ise bunun ne islamiyetle, nede insaniyetle izahı mümkün değildir” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz