YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Ankara Sanayi Odası 49. Yıl Ödül Töreni…(4)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü PKK'nın 2012 yılını final yılı ilan ettiğini fakat başarılı...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü PKK'nın 2012 yılını final yılı ilan ettiğini fakat başarılı olamadığını söyleyerek, "Bakın, 2012 yılını kendileri için final yılı ilan etmişlerdi. Ama şimdi final yılı olmadığını gördüler. Şimdi diyorlar ki 'finali bir yıl daha erteledik'. Avucunuzu yalayacaksınız. Siz bu ülkede bizimle final falan yapamazsınız. Ya insan gibi yaşar, bu milletin içinde barınırsınız yahut da kendinize yaşayacak başka ülkeler bulursunuz. Veyahut da ebediyen mağaralarda, inlerde kalırsınız ki biz sizi inlerinizde de bulacağız. Bu işin lamı cimi yok" dedi.

Başbakan Erdoğan, Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) 49. yıl ödül töreninde yaptığı konuşmada, bütün yatırımcı ve girişimcilere istihdam sağlamaya devam ettikleri için teşekkür ederken, 2008 yılı sonlarında başlayan küresel krizin dünya ekonomisi üzerinde oluşturduğu baskıdan söz etti. Birçok ülkedeki bütçe açıklarının arttığına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, merkez bankalarının karşılıksız para basarken, işsizlik oranlarının da tarihin en yüksek oranlarına ulaştığını kaydetti. "Türkiye olarak biz Eylül 2012 döneminde yüzde 9.1 işsizlik oranıyla son yılların en düşük seviyelerinde bulunuyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, "Biz, 2012 yılında da, 2013 bütçemizde de ücretler üzerinde, sosyal harcamalar üzerinde hiçbir kısıntıya, kesintiye gitmiyor, enflasyonun üzerinde artışlarla yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu.

"Türkiye olarak biz 2012 yılında yüzde 3.2, 2013'te yüzde 4 ve 2014-2015 yıllarında da yüzde 5'lik büyüme hedefliyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"ABD'de son 5 yıl içinde kamu borcunun milli gelire oranı 40 puan artı ve yüzde 107'ye ulaştı. Bizde bazıları bu işlerin nasıl hesaplandığını bilmez. Çıkarlar, 'bizim borcumuz şu kadar derler', ama bunu milli gelire oranlamak suretiyle yapılacağını bilmediği için de hep açığa düşerler. Atalarımızın güzel bir ifadesi var, 'borç yiğidin kamçısıdır' derken oradaki yiğit milli gelirdir. Eğer milli gelirimiz gerçekten iyiyse oradaki borcun oranı ona kıyaslandığında her şey çok açık, net ortaya çıkar. Euro Bölgesi’nde kamu borçları 27 puan arttı, yüzde 93'e ulaştı. Bu oran Japonya'da bir felaket, yüzde 237'ye, Yunanistan'da yüzde 171'e, İtalya'da yüzde 126'ya ulaştı. Bizde ise kamu borçları azalmaya devam ediyor. Son on yılda Türkiye'nin kamu borç yükünü 40 puan azalttık. 2002 sonunda yüzde 74 olan AB tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranı bu yıl sonunda yüzde 36 civarında gerçekleşecek. Kamu borç stokunun milli gelire oranı ise 2002 yılında yüzde 61.5'ti, 2011 sonunda biz bunu yüzde 22.4'e çektik. Şu anda da bu oranın yüzde 18'ler civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Elbette biz kendimizi en kötü örneklerle kıyaslayacak değiliz, kendimizi, kendi istikametimizi dünyanın diğer ülkelerine göre belirleyecek değiliz. Bizim bir istikametimiz var, bir rotamız var. Biz, sağa sola bakmadan kilitlendiğimiz bu hedeflere doğru kararlılıkla ilerlemeye devam ediyor, devam edeceğiz."

"IMF'NİN 20. SIRADAKİ ORTAĞI KONUMUNA YÜKSELDİK"

Salonda bulunan işadamlarından 10 yıl önceki atmosfer ile bugünkü atmosfer arasındaki farkı hatırlamalarını isteyen Erdoğan, "10 yıl önceki psikolojiyle bugünküler arasında kıyas bile kabul etmeyecek farklılıklar var. Bu bütün hesaplar çok açık, net ortaya koyuyor. 10 yıl öncesini hatırlayın, her alandaki başarısızlığının yanında Türkiye'nin Türkiye ekonomisini, sanayicisinin üzerine tam anlamıyla karamsarlık, tam anlamıyla umutsuzluk hakim olmuştu" diye konuştu.

10 yıl öncesine ilişkin örnekler veren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"O gün 10 yıl sonra enflasyonun yüzde 6'lara düşeceği söylenseydi açıkçası hiç kimsenin buna inanacak ne dermanı vardı, ne hali vardı. Paradan 6 sıfırın atılacağı söylendiğinde buna hiç kimse inanmıyordu. Hatta bazıları çıkıp, köşe yazarlarından 'Taksim Meydanı'nda eşek gibi anırırım' diyordu, ama bunlar anırmadı, hala vurmaya devam ediyorlar. O gün 23.5 milyar dolar seviyesinde olan IMF borçlarının 860 milyon dolara kadar gerileyeceği söylenseydi, hem de tarihin en büyük küresel krizlerinden biri devam ederken bu borcun 1 milyar doların altına düşeceği söylenseydi buna hiç kimse inanmazdı. Ve bakın bugün burada mayıs ayında da sıfırlıyoruz, artık biz IMF ile stand-by anlaşması yapmıyoruz. Şu anda bizden 5 milyar dolar borç istiyorlar, şu anda teknik görüşmeleri yapıyoruz. 5 milyar dolar biz IMF'ye borç vereceğiz. Oralara geldik ve bunun da yanında şu anda biz, IMF'nin 20. sıradaki ortağı durumuna yükseldik. 27.5 milyar dolar olan Merkez Bankası döviz rezervinin şu anda 121 milyar dolara ulaşacağı söylenseydi buna da hiç kimse inanmazdı, buyurun şu anda bizim Merkez Bankamızın döviz rezervi 121 milyar dolara ulaştı. Bu 10 yıl içinde en başta bu umutsuzluğu, inançsızlığı, karamsarlığı ortadan kaldırdık. 10 yıl boyunca Türkiye'nin bütün meselelerini çözebileceğini, iddialı hedefler otaya koyabileceğini, bu hedeflere ulaşabileceğini gösterdik. İmkanlar, şartlar oluştuğunda, özellikle güven ve istikrar sağlandığında Türkiye evelallah hepsinin üstesinden gelebilecek ülkedir. Böyle bir insan potansiyeline sahiptir. Bunu da bu süre içinde göstermiştir, göstermeye de devam edecektir."

"BU MİLLETE BÜYÜK DÜŞÜNMEK YAKIŞIR"

Başbakan Erdoğan, "Bu millete büyük düşünmek yakışır. Eğer büyük düşünürseniz büyük işleri başarırsınız, ama cüce, küçücük, minicik düşünürseniz o zamanda çok yalnız kalırsınız" diyerek, "İşte biz 2023 hedeflerinin mümkün olduğunu, ulaşılabilir olduğunu ısrarla vurgularken birileri çıkıp bunun nasıl olmayacağını anlatmakla meşgul oluyorlar" dedi.

Muhalefetin ihracatta 500 milyar dolar hedefine ulaşılamayacağı şeklinde açıklamalarda bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bakıyorsunuz Türkiye'deki ana muhalefet başta olmak üzere bazıları ‘Bunu nasıl başaracaksınız?' diyor. İşin işindeki 'başaracağız' diyor, sen bu işlerle yakından, uzaktan alakan yok, kalkıp diyorsun ki 'nasıl başaracaksın?'. Şu anda damdan düşen o. Sen, hayatında daha bir şey ihraç etmiş değilsin, neyin değerlendirmesini yapıyorsun, işin içindeki diyor; 'biz bunu başaracağız'. Bunlar 10 yıl önce 36 milyar dolar ihracat yaparken, biz, 10 yıl sonra 150 milyar dolara ulaşacağız dediğimizde de bize aynı şeyleri söylüyordu. Biz, 150 milyar dolara geldik, bak oluyor. AB üyesi ülkelerde ciddi manada Türkiye'den ithalatı azaldığı halde bunu başardık. Neden? Dünyada farklı pazarlara girdik, bunları yine siz başardınız. Bugün de burada ödülleri alıyorsunuz. Bütün mesele nedir biliyor musunuz? İnanç. Yine atalarımızın bir sözü var, 'inanç tekeden bile süt çıkartır', mesele bu. İnanmak çok önemli, azmetmek çok önemli, kararlılık çok önemli."

"SİYASET KURUMUNDAN VE SİVİL TOPLUMDAN TERÖRLE MÜCADELEYE DESTEK ALAMIYORUZ"

Başbakan Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde ise terör konusuna değindi. "Şu anda Türkiye'nin daha büyük atılım yapmasının daha hızlı kalkınmasının önündeki tek ve en büyük engel artık terör ve terör örgütüdür" diyen Başbakan Erdoğan, "Esasen bugün çok daha net bir şekilde görüyoruz ki terör sadece ve sadece Türkiye'nin büyümesini engellemek amacıyla faaliyet gösteriyor. Bu karanlık hedefe matuf olarak destek görüyorlar. Bizim artık milletçe çok daha iyi görmemiz, çok daha iyi analiz etmemiz gerekiyor. Ortada bir hak mücadelesi yok, ortada Türkiye'yi istikrarsızlaştırmaya yönelik karanlık bir çaba var. Biz terörün bu karanlık yüzünün görülmesi ve buna karşı topyekun mücadele verilmesi için yıllardır uyarılarımızı yapıyoruz, çağrılarımızı tekrar ediyoruz" diye konuştu.

"Üzülerek ifade etmeliyim ki ne siyaset kurumundan ne sivil toplumdan ne diğer kesimlerden biz terörle mücadeleye, Milli Birlik ve Kardeşlik Projemize yeterli desteği alamadık ve alamıyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, "Elbette verine destekleri, verilen katkıları, yapılan samimi gayretleri görmezden gelecek değiliz. Ancak bunlar yeterli değil. Milletçe teröre karşı daha kapsamlı, daha samimi, daha güçlü bir mücadeleyi başlatmak ve Türkiye'nin olduğu kadar Türkiye ekonomisinin önünde bir engel olan bu sorunu hep birlikte açmak zorundayız" şeklinde konuştu.

Hükümetin çıkardığı teşvik yasası ile bölgeye yatırımın önünü açtığına dikkat çeken Erdoğan, terör örgütü PKK'nın ise bu yatırımların önüne geçmeye çalıştığını, engellemeye çalıştığını ifade etti. "Fakat biz diyoruz ki bütün bunlara rağmen biz bunları bitireceğiz. Bunlar yapılacak" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz eğer meydanı onlara bırakacak olursak o zaman sorumluluğumuzun farkında olmamış oluruz. O zaman bizim siyaseti bırakıp çekilmemiz lazım. Bu ülke bizim. Onun için biz başından beri hep şunu söyledik; tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Bundan taviz verilmez. Bunun dışında düşünenler zaten dışta kalacaklar. Ama yok aynı merkezde toplanırlarsa bu ülkede onlar da nasibini alır. Aksi takdirde farklı şeylerden nasibini alırlar. İnanıyorum ki biz milletçe bu terörle mücadelede er veya geç bu işten zaferle biz çıkacağız. Tabi ki bu işin bedeli var, şehitlerimiz var, vesaire. Bakın, 2012 yılını kendileri için final yılı ilan etmişlerdi. Ama şimdi final yılı olmadığını gördüler. Şimdi diyorlar ki 'finali bir yıl daha erteledik'. Avucunuzu yalayacaksınız. Siz bu ülkede bizimle final falan yapamazsınız. Ya insan gibi yaşar, bu milletin içinde barınırsınız yahut da kendinize yaşayacak başka ülkeler bulursunuz. Veyahut da ebediyen mağaralarda, inlerde kalırsınız ki biz sizi inlerinizde de bulacağız. Bu işin lamı cimi yok."

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler