HABER

Ankara Sanayi Odası 54. Yıl Ödülleri Töreni

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3) - "Dün Reyhanlı'yı hedef alan roketlerin, yarın hangi Avrupa veya Amerikan şehrini vuracağını kimse bilmez. Terörün karakteri böyledir. Biz, Allah'ın izni ve milletimizin ferasetiyle, bu terör dalgasının da üstesinden geliriz" - "Onlar ne denli aleyhte açıklamalar yaptıysa işte büyüme açıklandı, 11,1. Dünyada bir numara neresi? Türkiye. Ne oldu? Hani kredi derecelendirme kuruluşları? Özür dilediler mi? Yok. Bunlarda yüz yok ki özür dilesinler"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dün Reyhanlı'yı hedef alan roketlerin, yarın hangi Avrupa veya Amerikan şehrini vuracağını kimse bilmez. Terörün karakteri böyledir. Biz, Allah'ın izni ve milletimizin ferasetiyle, bu terör dalgasının da üstesinden geliriz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşen Ankara Sanayi Odası 54. Yıl Ödülleri Töreni'nde yaptığı konuşmada, bölgenin (Afrin) gerçek sahiplerinin huzur ve güven içinde yaşayabilecekleri bir yer haline getirilmesi konusunda gereken çalışmalara başlanacağını bildirdi.

Kendi sınırlarına dayanan 3-5 mülteci karşısında dehşete kapılıp ortalığı ayağa kaldıranlardan, bu coğrafyada öldürülen 1 milyon insan için de "birazcık hassasiyet" göstermelerini isteyen Erdoğan, uluslararası sistemin bu bölgede ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanmakta olan bu zulümlere gözünü kapatmaya devam ederse kendi meşruiyet zeminini ortadan kaldıracağını söyledi.

Erdoğan, bunun için "dünya 5'ten büyüktür" diyerek tüm ülkeleri ve kuruluşları ikaz etmeye, kendilerini derleyip, toparlamaya davet ettiklerini ifade etti.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"BM Güvenlik Konseyini, bölücü terör örgütü Afrin'de kendisine tabi olmayanları vahşice infaz ederken toplantıya çağırmayanların şimdi böyle bir girişimde bulunmaya asla hakları yoktur. Türkiye olarak bizim hiçbir yeri işgal etmek gibi bir amacımız da yoktur. Bizim tek gayemiz vardır, o da gönülleri fethetmektir. Bizim ecdadımız bu işi böyle yapmış, biz de böyle yapacağız. Ecdadımızdan böyle gördük, evlatlarımıza miras bırakacağımız anlayış da budur."

- "Terör örgütüne ücretsiz olarak bu silahları veriyorlar"

Erdoğan, kendi geçmişleri sömürge ve zulümle örülü olanlardan, gönüllerin fethi gibi bir inceliği anlamalarını beklemenin biraz zorlama olacağını belirterek, en azından her fırsatta dünyaya telkin ettikleri demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi değerler üzerinde bir anlayış birliğini oluşturabileceklerini ümit ettiğini vurguladı.

Dün DEAŞ için seferberlik ilan edenlerden, bugün bölücü örgüt konusunda sadece hakkaniyetli bir yaklaşım talep ettiklerini aktaran Erdoğan, terör örgütleri karşısında ilkeli bir tutum sergilemeyenlerin çok uzak olmayan bir gelecekte bunun acısını bizzat çekmek zorunda kalacağını bir kez daha hatırlatmak istediğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturmak için getirilen 5 bin tır ve 2 bin uçak dolusu silah, bugün sadece bize karşı kullanılıyor olabilir. Ya biz parayla bunlardan bu silahları istedik vermediler ama terör örgütüne ücretsiz olarak bu silahları veriyorlar. Peki biz nasıl oluyor da stratejik ortak olabiliyoruz. Nasıl oluyor da biz stratejik müttefik oluyoruz, model ortak oluyoruz. Bunu anlamak mümkün değil. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, yarın bu silahlar onları gönderen ülkelere de dönecektir. Dün Reyhanlı'yı hedef alan roketlerin, yarın hangi Avrupa veya Amerikan şehrini vuracağını kimse bilmez. Terörün karakteri böyledir. Biz, Allah'ın izni ve milletimizin ferasetiyle, bu terör dalgasının da üstesinden geliriz. Sınırlarımız içindeki ve dışındaki teröristleri birer birer etkisiz hale getirme konusunda çok büyük tecrübe sahibiyiz. Suni bir güven ve refah duvarı içinde yaşayan ülkelerin, benzer şoklara aynı derecede dayanıklı olup olamayacaklarını ise hep birlikte göreceğiz. Türkiye olarak, tıpkı DEAŞ meselesinde olduğu gibi uluslararası camiaya gereken her türlü bilgi desteğini vermeye, mücadeleye katkı sunmaya devam edeceğiz."

- "Suriye'de DEAŞ'a en büyük darbeyi Türkiye vurmuştur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de DEAŞ'a en büyük darbeyi Türkiye'nin vurduğunu, Irak'ta DEAŞ ile mücadelede Türkiye'nin oradaki eğittiği güçlerin en ön saflarda yer aldığını belirtti.

Şu ana kadar DEAŞ'la bağlantısı tespit edilen 56 bin kişiye Türkiye'ye giriş yasağı koyduklarını, 6 bine yakın kişiyi de sınır dışı edip, ilgili ülkeleri bilgilendirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, buna rağmen sınır dışı edilen veya DEAŞ ile bağlantısı konusunda ikazda bulundukları isimlerden bazılarının, Avrupa'da ellerini, kollarını sallayarak eylem yapabildiklerini ifade etti.

Erdoğan, "Demek ki terörle mücadele konusunda diğer ülkelerin hassasiyeti, bizimki kadar değil. Bizi asıl üzense, ortadaki bu gerçeklere rağmen bazı çevrelerin hala ülkemizi terör örgütleriyle irtibatlı göstermeye çalışıyor olmasıdır. İnşallah endişelerimiz gerçekleşmez. Dünyayı daha huzurlu ve güvenli bir yer haline getirmek için kendi inisiyatiflerimiz yanında, bölgesel ve küresel tüm oluşumlara katkı vermeye hazır olduğumuzu da bir kez daha belirtmek istiyorum." diye konuştu.

- "Bunlarda yüz yok ki, özür dilesinler"

Geniş bir cephede bu şekilde fiili mücadele yürütürken, ekonomiyi de asla ihmal etmediklerini, etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, ekonomideki hedeflere ulaşmak için gereken her türlü tedbiri aldıklarını, her türlü adımı attıklarını bildirdi. Erdoğan, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı büyük krizlere bakıldığında, hepsinde de siyasi istikrarsızlıkla birlikte ekonomik zayıflığın rol oynadığını gördüklerini belirtti.

Erdoğan, 3,5 milyar dolarlık manipülasyonlarla ekonomisi alt üst edilebilen bir ülkenin, siyasi ve diplomatik bakımdan etkin güç haline gelebilmesinin, elbette mümkün olmadığına işaret ederek, "Kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları açıklamalara falan sakın ha aldanmayın. Bunlar tamamen adeta birer siyaset kurumu gibidir. Bunlar kendilerine göre siyasi kararlar vermek suretiyle Türkiye'yi çökerteceklerini zannediyorlar. Onlar ne denli aleyhte açıklamalar yaptıysa işte büyüme açıklandı, 11,1. Dünyada bir numara neresi? Türkiye. Ne oldu? Hani kredi derecelendirme kuruluşları? Özür dilediler mi? Yok. Bunlarda yüz yok ki, özür dilesinler." dedi.

Geçen 15 yılda demokrasiyle birlikte ekonomiyi de ayağa kaldırmanın mücadelesini verdiklerini vurgulayan Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Attığımız her adımda önümüze akıl almaz engeller çıkartıldı. Hani Nasreddin Hoca'nın 'parayı veren düdüğü çalar' hikayesi var ya, işte onu biz bizzat yaşadık. Ülkemize hibe bile değil, kredi veren yani faizle borç veren kuruluşların seçilmiş hükümeti bir kenara bırakıp devleti yönetmeye kalktıklarını gördük. Hani benim o meşhur Davos hikayem var ya, orada IMF'nin başındaki adam gelmiş bize akıl veriyor. 'Ya sen paranı alıyor musun?' dedim, alıyorsun. 'Sen paranı almak için adamlarını gönder, siyaset dersen bu ülkeyi yöneten benim, ülkeyi siz yönetemezsiniz' dedim. Ondan sonra o da siyasete soyundu ama pek dayanamadı, gönderdiler. Ve 2013 bizim IMF ile işimiz bitti. Bütün borç 23,5 milyar dolar ödendi ve Türkiye yoluna şimdi kararlı bir şekilde devam ediyor. Bir de daha sonra bizden 5 milyar dolar da borç istediler. Arkadaşlar 'verelim mi' dediler, 'verin' dedim. Baktılar ki Türkiye kararlı, sonra vazgeçtiler. Elhamdülillah, Rabbim bizlere bunu da gösterdi."

- "Bu dayanışmayı yapacağız"

Erdoğan, 2013'te milli gelirin 950 milyar dolara kadar çıktığını, bu rakamı biraz daha yukarı çektiklerinde gelişmekte olan ülkeler sınıfından, gelişmiş ülkeler sınıfına geçme yolunun çoğunu da kat etmiş olacaklarını aktardı.

İşte tam bu noktada Türkiye'nin Gezi olaylarıyla tarihinin en büyük saldırı dalgalarıyla karşı karşıya kaldığını belirten Erdoğan, bu hadiseler zincirinin bugüne kadar geldiğinin ifade etti.

Buna rağmen darbe girişimi gibi bir felaketin yaşandığı 2016 yılını dahi 863 milyar dolarlık milli gelirle ve 2,9 büyüme oranıyla kapattıklarını dile getiren Erdoğan, 2017 yılının ilk 3 çeyreğinde yüzde 7,4'lük büyüme oranına ulaşıldığı düşünüldüğünde, milli gelirin de buna uygun bir artışla yeniden hedeflere yaklaştıran bir seviyeye geleceğine dikkati çekti.

İhracatın 16 yıl önce 36 milyar dolar olduğunu anımsatan Erdoğan, şimdi 158 milyar doların aşıldığını, turizmin de yeniden toparlandığını aktardı.

İstihdam konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçenlerde yapılan bir toplantıda istihdam konusunda "gelin şu istihdamda her bir girişimcimiz, yatırımcımız bir defa bu oranı ikiye çıkarıversin" dediğini hatırlattı.

Erdoğan, salondakilere "Burada bir sıkıntı var mı? İkiye ne diyorsunuz?" diye seslendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu güçlü bir ses değil. Demek iki kişiyi bile istihdam etmekten çekiniyorsunuz öyle mi? O zaman sesinizi güçlü bir şekilde duyayım. İkiye ne diyorsunuz? Yani bu iki kat demektir, iki kişi değil. Bunu yaptığımız anda Türkiye işsizlikte tek haneli rakama inecektir. Zaten işsizlikte tek haneli rakama indiğimizde ülkemiz bir barış ülkesi, bir sevgi ülkesi olur mu? Olur. O zaman birileri de bunun istismarını yapamaz. Bu dayanışmayı yapacağız. Bu sizin aynı zamanda hayrınıza olacak. İşsiz insanlara iş vermek, iş yerinizin kapısını o insanlara açmak, bu dünyada bundan daha güzel ne olabilir?"

(Sürecek)

(AA)

En Çok Aranan Haberler