Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün Taksim Gezi Parkı eyleminin ardından Türkiye geneline yayılan protesto gösterileri konusunun ana gündem maddesini oluşturacağı önemli bir görüşmede bulunacak.
Gül; Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı ile olağan görüşmelerini, devlet günü çerçevesinde perşembe günleri yapıyordu. Ancak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Başbakan Erdoğan'ın bazı göstericilerle yapacağını belirttiği görüşmelerin ardından Gül'ün bugünkü programında Başbakan ile görüşmesinin yer alması dikkat çekti.
Sancak töreni
Gül, bugün öğleden sonra Jandarma Eğitim Komutanlığı'nı Ziyaret edecek. Gül, Jandarma Astsubay Meslek Yüksekokulu Öğrenci Alay Komutanlığı'nda Sancak Verme Töreni'ne katılacak. Bu tören TSK açısından değer taşıyor. Çünkü ilk kez Balıkesir'deki astsubay jandarma okullar komutanlığındaki alaya dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tarafından sancak tevdi edilmişti. Bu TSK içinde kendini dışlanmış hisseden astsubaylar için önem taşıyan bir tören olacak. Gül, saat 17.00'de de Başbakan Erdoğan ile görüşecek. Gül, gösterilerin ardından sağduyu çağrısı yaparak, demokrasinin sadece seçimden ibaret olmadığını vurgulamıştı. Arınç da, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Erdoğan'ın bazı temsil özelliği olan kişilerle görüşmeye açık olduğunu ifade etmişti.
Gül devleti temsil ediyor
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, geçen hafta Başbakanvekili sıfatıyla yaptığı toplantıda, şunları söylemişti:
"Değerli arkadaşlar, unutmayın ki; Sayın Cumhurbaşkanımız bugün bulunduğu makam itibariyle çok önemli bir yerde Türk devletini temsil ediyor, Türk milletinin birliğini temsil ediyor. Anayasa’da 102, 103, 104. maddelerde geniş yetkileri var, bu yetkilerini kullanabiliyor ve Türkiye’deki tüm organların şüphesiz demokratik organların, anayasal organların çalışmalarını organize olması ve ahenkli olması konusunda da bir çaba gösteriyor. Kaldı ki, bunun dışında geçmiş yıllardan bu yana birlikte olduğumuz, birbirimizin yapısını, birbirimizin ahlakını, birbirimizin aile özelliklerini çok iyi bildiğimiz insanlarız. Bizler Hükümetimizde ki kişilerle, Cumhurbaşkanımız ve diğer bazı arkadaşlarımız yıllardır belli bir mücadelenin içinde geldik, hepimizin belli bir üslubu var. Cumhurbaşkanımı sadece bu konuda değil hemen hemen her konuda yapıcı bir rol oynuyor, yapıcı bir konuşma yapıyor. Siyasi partilerin liderlerini davet ediyor, Türkiye’nin meselelerini daha geniş bir perspektifken bakarak çözmeye çalışıyor bunu takdirde karşılamak lazım. Kapıdan çıktığım zaman Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarını aldım veya almak istedim sözünü hiç kimse yanlış anlamasın Sayın Cumhurbaşkanımız bugünkü konumu itibariyle bize talimat verecek noktadadır. Arkadaşlar siyaset böyle bir şeydir ben 2005 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanıydım. İslam Konferansı Örgütünün Mekke’de zirve toplantısı vardı. Sayın Sezer’in gitmesi gerekiyordu, gitmedi. Dolayısıyla temsilen ben gittim. Ben Türkiye adına zirve toplantısında bir konuşma yaptım. Sayın Abdullah Gül, o zaman Dışişleri Bakanıydı, benim 3 arkamda oturuyordu. Şimdi ben Başbakan Yardımcısıyım, Sayın Abdullah Gül bizim Cumhurbaşkanımız. O benim 10 metre önümde. Bunlar üzülecek şeyler değil, iftihar edilecek şeyler. Bizim siyasetimiz millet için, bizim siyasetimiz milletimizin daha güzel günler görmesi için. Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Kılıçdaroğlu’yla ne görüştüğü o kadar önemli, benimle ne görüştüğü o kadar da önemli. Olaylara onun gözüyle bakmak ve yapabileceğimiz işler konusunda onun düşüncelerini almak bizim için fevkalade önemlidir. Aramızdaki mesafeyi biliriz onun görevleri, bizim yetkilerimizi herkes çok iyi biliyor. En arkadaki arkadaşımızla devam edelim ve bitirelim."