ANKARA (İHA) - Ankara'da 2 aydır kolera salgını olduğu, vaka sayısının her geçen gün arttığı ve hatta şüpheli ölümlerin görülmeye başlandığı iddia edildi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği (HAYAD), Tüm Belediye Çalışanları Sendikası (Tüm-Bel-Sen) ve Biyologlar Derneği, ortak yazılı açıklama yaptı.
Yaklaşık 2 ay önce Ankara'da başlayan kolera salgınının devam ettiğini ileri süren sivil toplum örgütleri, "Yüzlerce insanımızı etkileyen bu sorunun muhatapları ısrarla inkar ve örtbas etme çabası içerisinde. Oysa inkar ve örtbas etmekle sorunun çözülemediği aradan geçen 2 aylık zamanda vaka sayısının artışı ve şüpheli ölümlerle görül müştür" iddiasında bulundu.
Gelinen noktanın sağlık alanında uygulanan yanlış politikaların doğurduğu bir halk sağlığı sorunu olduğunu savunan örgütler, şunları kaydetti:
"Koruyucu sağlık hizmetlerini yok eden, altyapı yatırımlarını önemsemeyen, sağlık hizmetlerini parası olanların yararlandığı bir hizmet şekline dönüştüren anlayışın yarattığı sonuçtur. Sorun, bireyle başlayan, toplumun tamamım kapsayan hasta haklan sorunudur. Hasta haklarıyla ilgili çalışma yürüten Sağlık Bakanlığı'nın, bireyin ve toplumun en temel hakkı olan bilgilendirme hakkının ihlal edilmesi sorunudur. Sorun, nasıl bir çevrede yaşadığımız sorunudur. Kent yaşamında yerel yönetimlerin altyapıya verdiği önem ve toplum sağlığı konusundaki duyarlılıklarıyla İlgili bir sorundur, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e soruyoruz. 1994 yılında yaşanan kolera salgınında da Ankara'nın çevresindeki kirli su derelerinin mutlaka ıslah edilmesi önerilmişti. Aradan 11 yıl geçmesine rağmen bu konuda hiç bir şey yapmadınız. Bugünlerde bu derelerden sulanan sebze ve meyve bahçelerini kaldırtmaya çalışıyorsunuz. Bu konudaki görevinizi yapmak için ikinci bir kolera salgınını, yani 11 yıl beklemeniz mi gerekiyordu? Okulların açılmasıyla birlikte bizleri önemli bir tehlike bekliyor. Çocuklar hastalığın en kolay bulaşabileceği risk grubudur. Okullardaki tüm su depolarının kolera mikrobuyla kontamine (kirlenmiş-bulaşmış) olduğunu var sayarak, en kısa sürede dezenfekte edilmesi gerekmektedir. Gerek Sağlık Bakanlığı, gerekse Büyükşehir Belediyesi'nin konuyla ilgili çalışma yürüttüğünü gözlemliyoruz. Ancak sorunun adını koymaktan dahi çekinenlerin yürüttükleri çalışmaların yeterliliğinden şüpheliyiz. Bu aşamada toplumsal önlemlerin yanı sıra beslenme ve bireysel hijyen kurallarının tam olarak uygulanması zorunludur. Çiğ sebzelerin dezenfeksiyonu ve şüpheli suların tüketilmemesi gerekir. Biz aşağıda imzası bulunan örgütler gerçekle yüzleşmeden hiç bir sorunun çözümlenemeyeceğini hatırlatıyoruz. Bilgilendirme başta olmak üzere, sorunun çözümü için acil önlemlerin en kısa sürede alınmasını, bir daha benzer sorunları yaşamamak için sağlık, hasta hakları ve yerel yönetim-çevre politikalarının bilimsel, toplum yararına bir içerikte oluşturulması ve hayata geçirilmesini istiyoruz."