Gezi Parkı protestolarına destek eylemlerinin 15. gününde Ankara'da, dün gece de polis eylemcilere müdahale etti. Kennedy Caddesi ve Bestekar Sokak'taki eylemciler, TOMA ve çevik kuvvet polisleri tarafından gaz ve ses bombalarıyla dağıltıldı. Polis, çok sayıda biber gazı kullanırken, bazı eylemcilerin de gözaltına alındığı öğrenildi.
-"O TALİMATI VEREN KİŞİ GELSİN, BU PARKTAKİ ORTAMI BİR GÖRSÜN"-
Öte yandan Kuğulu Park da bu sabah yine polis müdahalesiyle uyandı. İki polis otobüsüyle gelen çevik kuvvet, pasif direnişe devam eden eylemcilerden parkı terk etmelerini istedi. Parkta çadır kuran eylemcilerin çadırları polis tarafından sökülürken parktaki pankartlar, kütüphane ve yemek alanı da kaldırılmıştı. Polis, eylemcilerin geceyi parkta geçirmek üzere getirdikleri battaniye ve matlara da el koyarken, eylemcilerin "tutanak tutulmadan" kişisel eşyalarının toplanmasına da tepki gösterildi.
Eylemcilere destek olmak amacıyla Kuğulu Park'a gelen CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, polis amiriyle görüştü.
Eylemcilerin battaniyeler üzerinde, piknik havasında, kimseye zarar vermeden parkta oturduklarını belirten Nazlıaka, "Arkadaşların battaniyeleri, yiyecekleri, cep telefonları, kimlikleri, her şeyleri alınmış. Buradakiler de aynen Gezi Parkı'ndaki direnişçiler gibi halka ait olan bir parktan faydalanıyorlar ve burada oturuyorlar. Burası Ankara'nın Gezi Parkı. Buradaki arkadaşların da eylem nedeni bu zaten" dedi.
İstanbul'daki Gezi Parkı direnişine desteğin engellenmeye çalışıldığını söyleyen Nazlıaka, keyfi bir uygulamanın söz konusu olduğunu vurguladı. Polisin, 2911 No'lu Toplantı ve Yürüyüş Kanunu öne sürdüğünü; ancak parkta herhangi bir yürüyüş ya da toplantı yapılmadığını dile getiren Nazlıaka, şöyle konuştu:
"Buraya gelen direnişçiler, ellerine kitaplarını alarak pasif bir direniş sergilemektedirler. Kolluk güçlerini her gün buraya getirerek, buradaki kişilerin üzerinde bir korku imparatorluğu kurulmaya çalışılmaktadır; ancak buradaki genç arkadaşlarımız ne istediğini bilen, o anlamda da kararlılıkla direnişlerini sürdürmeye devam edecek olan kişilerdir. Bizler de onların bu onurlu direnişlerinde yanlarında olmaya devam edeceğiz. Ben diyorum ki, onlara bu talimatı her kim veriyorsa, o talimatı veren kişi gelsin, bu parktaki ortamı bir görsün. Ondan sonra bakalım o talimatın arkasında durabilecek mi? Çünkü bu, haksız ve yersiz bir talimat. Vicdanı varsa gelsin, şu parkı bir görsün. Buradaki arkadaşlarla tanışsın, onların çayını içsin. Vatandaş bu parka ve direnişçilere bu kadar sahip çıkıyorsa, her gün onlara yemek, kitap getiriyorsa, demek ki bu direnişin sahiplenicisi halktır. Onun için devlet gücüyle halkın sahiplendiği bir direnişe engel olmak tamamen bir baskı imparatorluğudur. Türkiye artık baskı cumhuriyeti haline getirilmeye çalışılıyor. Ama bizler buna izin vermeyeceğiz. Şikayet dilekçeleriyle ilgili bize bir kanıt sunamıyorlar. Bu uygulama keyfidir."
ANKA