Omurgada meydana gelen bir hastalık olan ankilozan spondilit, omurgada bulunan bazı kemiklerin birbiriyle kaynaşmasıyla oluşan inflamatuar bir hastalık tipidir. Hastaların bu süreçte duruş bozuklukları ve şiddetli ağrıları olabilir. Ankilozan spondilit hastalığının tedavi yöntemi ise, fizik tedavi ve rehabilitasyon egzersizleri ile uygun ilaç tedavisinden oluşmaktadır.
Duruş bozuklukları ve şiddetli bel ağrıları ile ortaya çıkan bu hastalığın omurgada meydana getirdiği kemik kaynaşması sonucunda esneklik kaybolur ve hasta günlük hayatına dilediği gibi devam edemeyebilir. Eğilmeyi zorlaştıran bu hastalığın ciddi semptomlar göstermesi üzerine kişiler daha kapsamlı bir tedavi yöntemine tabi tutulur ve ankilozan spondilit egzersizleri sayesinde özgürce hareket etmeye başlayabilir. Erken tanı bu hastalık için oldukça önemli bir kavramdır. Kişiler ankilozan spondilit yüzünden nefes almakta bile zorlanabilir ve kaburgalar bu durumdan olumsuz etkilenerek geri dönüşümü güç olan duruş sorunları yaşanabilir.
Omurgada meydana gelen bu değişme sonucunda tüm iç organlar olumsuz yönde etkilenir. İç organlar zamanla görevini yapamayacak hale gelerek kendi aralarında sıkışır ve bu yüzden başka sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Ankilozan spondilit hastaları en ufak bir eğilme hareketinde bile ciddi acılar yaşarlar ve geceleri ise rahat bir uyku uyuyamazlar. Hastalığın tedavisi yapılmazsa zamanla vücudun farklı bölümlerinde iltihaplanma meydana gelebilir ve ne yazık ki hastalar bu durumda ciddi semptomlarla maruz kalarak ağrılı bir süreç geçirebilir.
Büyük çoğunluğu yetişkin hastalardan oluşan ankilozan spondilit hastalığının literatüre geçen kesin bir nedeni yoktur. Bazı tıp uzmanları bu hastalığın genetik faktörlerin etkisinde olduğunu savunsa da günümüzde hastalığın net bir sebebi ortaya konmamıştır. Halen detaylı incelemeler ve araştırmalara tabi olan ankilozan spondilit hastalığı kişilerin yaşam kalitesini tamamen bitirecek düzeye geldiğinde ciddi bir kronik hastalık olarak görülür.
Hastalarda yapılan bazı incelemeler sonucunda kesin olmamakla beraber HLA-B27 genine sahip bireylerin ankilozan spondilit olma olasılığını artırmaktadır. Bu geni taşıyan bireylerde hastalık faktörü görülmüş ve ortak bir nokta olarak ankilozan spondilit nedeninin genler etkisinde geliştiğinin kanısı ortaya konmuştur.
Uzmanlar tarafından detaylı bir şekilde incelemeye tabi tutulan bu hastalığın kadınlara oranla erkeklerde daha fazla görülmesi dikkat çeken bir diğer ayrıntıdır. Hastalığın başlangıç aşaması ergenlik çağında başlayarak yetişkinlik döneminde kendini göstermektedir. Bu yüzden erken teşhis hayat kalitesi için muhakkak üzerinde durulması gereken ciddi bir meseledir.
Ankilozan spondilit tedavisi hastalığı yok etmek amaçlı değil, yalnızca hastalığın seyrini kontrol altına alma amaçlıdır. Bu yüzden hastaların her birinde farklı dozlarda ilaçlar ve fizik tedavi protokolleri uygulanır. Genel olarak ankilozan spondilit hastalarının en sık karşılaştığı durumlar omurgada sertleşme meydana gelmesi ve esnekliğini yitirmesidir. Omurga arasında yeni yerleşen sert dokular boşlukları kapattığı için günlük doğal hareketler yapılamayacak durumuna gelebilir. Yine hastaların ortak yaşadığı sorunlar arasında bazı akciğer problemleri bulunur. Nefes almada güçlük çeken hastalar ciddi akciğer hastalıklarıyla baş etmek zorunda kalabilir.
Hastaların bir diğer ortak özelliği ise aniden gelişen göz ağrısı ve ışığa duyarlılıktır. Sinir hücrelerini etkisi altına alan omurgadaki yeni oluşumlar görme sistemini son derece olumsuz bir şekilde etkiler ve bunun sonucunda ise hastalar bulanık görmeye başlar. Bu semptom ciddi bir durum olduğu için hastaların bu durumu yaşadığı an doktorua başvurması gerekmektedir.
Ankilozan spondilit belirtileri ergenlik çağında başlayarak yetişkinlik evresinde ortaya çıkan bir dizi süreçten oluşur. Ergenlik çağında yeni oluşmaya başlayan omurga diskleri arasındaki yeni oluşum azda olsa bölgesel bel veya boyun ağrılarına sebebiyet verebilir. Ergenlik zamanlarından önemsenmeyen bu sorunlar ebeveynler tarafından dikkatli bir şekilde takip edilmelidir.
Hastalığın tanısı ister ergenlik döneminde isterse yetişkin dönemde konmuş olsun, bu rahatsızlığa sahip kişiler mutlaka yaşam tarzında köklü değişikler yapmalıdır. İlk başta ankilozan spondilit beslenme alışkanlıkları edinilmelidir. Bir ankilozan spondilit hastası sık aralıklarla ve hafif öğünlerle beslenme ihtiyacını karşılamalıdır. Mümkün olduğunca uzman hekim tarafından belirlenen egzersizler eksiksiz yapılmalıdır. Ankilozan spondilit hastasının aldığı her kilo ağrılarını ve duruş bozukluklarını olumsuz yönde etkileyeceği için dengeli ve yeterli beslenme kurallarına uyulmalıdır.
Şiddetli ağrıların yaşandığı zamanlarda ısı kompresleri ağrıların hafifletilmesi için uygulanabilir. Ağrı oluşumunu engellemek amacıyla hastalar mümkün olduğu kadar aktif bir yaşam tarzını benimsemelidir. Masa başında çalışan hastalar ise mutlaka oturdukları yerden egzersizlerini yapmalı ve sırt bölgelerini destekleyecek yastıklarla esnekliğini korumaya çalışmalıdır.
Ankilozan spondilit hastalarında ilerlemiş vakaların sigara tüketimine bir an önce son vermesi gerekir. Omurgaların akciğere baskı yapması yeteri kadar oksijen almaya engel olduğundan hastalar bunun üstünde sigara alışkanlığından vazgeçmeyerek daha ciddi akciğer hastalıklarının önünü açabilir.
Hastaların yatağı omurganın esnemesi için özel olarak seçilmeli ve düzenli bir uyku düzeni sağlanmalıdır. Tüm gece rahatsız bir yatak yüzünden hastaların günlük yaşamları olumsuz etkilenebilir ve duruş bozuklukları daha büyük sorunlar yaratabilir.