Ünlü şarkıcı Hadise geçtiğimiz aylarda koronavirüse yakalanmıştı. Son olarak ünlü şarkıcı, yılbaşı akşamı gerçekleşen “O Ses Türkiye” programının kamera arkasının yer aldığı bir vlog çekti. Ünlü isim, koronavirüse yakalandıktan sonra yaşadığı hastalık sürecini anlattı. Hadise, koronavirüs endişesinin kendisinde anksiyete hastalığına yol açtığını belirtti. Bu açıklamaların ardından ünlü ismin hayranları tarafından anksiyete hastalığı araştırılmaya başlandı. Peki, anksiyete hastalığı nedir, neden olur, nasıl geçer? İşte detaylar...
Bir diğer adı kaygı bozukluğu olan anksiyete, psikolojik bir rahatsızlık olarak geçiyor. Günlük yaşamda da zaman zaman yaşanabiliyor. Bazı olaylar nedeniyle insanlar endişelenebiliyor veya geleceğe dair kaygılar taşıyabiliyor. Günlük hayatta kaygı duymak olağan görülse de bu durum aşırıya kaçtığı zaman tıbbi bir rahatsızlıktan bahsetmek mümkün oluyor. Anksiyete bozukluğu bulunan kişilerde yoğun ve sürekli olarak devam eden bir endişe hali ve günlük yaşamdaki durumlara karşı korku oluyor. Aynı zamanda bu rahatsızlık, panik atak krizleri ile de kendini gösterebiliyor.
Bu aşırı endişe, kaygı ve panik durumu günlük aktivitelerin sekteye uğratabiliyor. Anksiyete bozukluğu; sosyal anksiyete bozukluğu, spesifik fobiler, ayrılık anksiyetesi ve genelleştirilmiş anksiyete gibi çeşitlere ayrılıyor. Bazı durumlarda tıbbi tedavi gerekebiliyor. Toplumun yaklaşık yüzde 18’inde bu rahatsızlık görülüyor. Problemin artışına ve derecesine göre hastalık seviyesine geldiğinden bahsetmek mümkün olabiliyor. Anksiyete olan kişilerde, genellikle hep en kötü senaryo düşünülüyor ve bu tarz düşünceler kontrol altında olmuyor.
Anksiyetenin çok sayıda farklı belirtisi olabiliyor. Belirtilerden yola çıkılarak teşhis konulabilmesi için gerekli görüldüğü durumlarda mutlaka bir hekime danışmak gerekiyor. İşte görülebilecek belirtiler:
Belirtileri azaltmak ve rahatsızlığı yönetmek için farklı tedavi yöntemleri uygulanabiliyor. Bu doğrultuda yaygın olarak ilaç ve psikoterapi kullanılıyor. Kişi için en uygun tedavi yöntemine ise bir hekimin karar vermesi gerekiyor. Konuşma terapisi veya psikolojik danışmanlık olarak bilinen psikoterapide kaygı semptomlarını azaltmak adına terapist ile birlikte vakit geçiriliyor. Kişiler, duygularının davranışlarını nasıl etkilediğini görebiliyor. Dolayısıyla psikoterapi yöntemi anksiyete bozukluğunu anlama ve yönetme bakımından hem etkili görülüyor hem de sıklıkla tercih ediliyor.
Bunun yanı sıra bilişsel davranışçı terapi de tercih edilebiliyor. Bu yöntemde ise olumsuz etki yaratan ve paniğe yol açan düşüncelerin ve davranışların olumluya dönüştürülmesine odaklanılıyor. Kişi, kendinde kaygı ve korkuya yol açan durumlara endişe duymadan yaklaşmayı ve bunu yönetmeyi öğreniyor. İlaç tedavisinde ise hekim, kişiye semptomları hafifletmek adına ilaç, yatıştırıcı ve antidepresan verebiliyor. Hangi ilaçların ne kadar süre ile ve hangi durumlarda kullanılacağına ise hekimin kişinin durumuna göre karar vermesi gerekiyor.