Kentte Ekim 2019'da polis merkezine giden D.A., babası C.A.'nın 9 yaşından bu yana kendisine cinsel istismarda bulunduğunu iddia ederek, şikayette bulundu. Gözaltına alınan C.A., çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı. Olayla ilgili hazırlanan iddianamede C.A. hakkında Kayseri 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçlarından 10 yıldan 30 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Bu süreçte ailesi ile çevresinin yalnız bırakıp, şikayetini geri çekmesi için baskı yaptığı D.A., ilk duruşma öncesi sosyal medya aracılığıyla destek istedi. Twitter'da 'Tecavüze hayır' başlığıyla hesap açan D.A., yaşadıklarını anlatarak, "9 yaşından beri öz babamın tecavüzüne uğruyorum. Fiziksel ve psikolojik şiddeti ve tehditleri yüzünden sessiz kaldım. Defalarca beni tabanca, asit ve bıçakla öldürmeye kalktı. Babaannem, dedem ve benim için en acısı; annem ve kardeşlerim olmak üzere tecavüzcü babamın yanında oldular" ifadelerini kullandı.
Kayseri 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 12 Ekim 2020'de görülen davanın karar duruşmasına sanık C.A., tutuklu bulunduğu cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Sanık C.A., 1999-2006 yıllarında Almanya'da diğer yıllarda da Kayseri'de kızı D.A.'ya istismarda bulunduğu iddialarını reddederek, mahkemeye 10 sayfadan oluşan yazılı savunmasını okudu. Sanık C.A., ifadesinde, "Adil olarak yargılanmıyorum. Tanıklar dinlenilmedi. İktidarsızlık yaşadığıma dair rapor talebim reddedildi. Kızım iffetsiz bir hayat sürüyordu. Çok kolay yalan söylemeye, kin gütmeye başladı. Aşırı tüketim harcamaları yapmaya başlamıştı. Temizlik hastası olmuştu. Alkol almaya başladı. Hayat tarzı değişti. Kızım ile aramızdaki ses kaydı da bir senaryodur. Adaletinize güveniyorum" dedi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık C.A.'yı, 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan 30 yıl hapis cezasına çarptırdı, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan da beraatine karar verdi. Sanığın tutukluluk halinin de devamına hükmedildi. Karar sonrası sanık avukatı Gökmen Döner, itiraz ederek dosyayı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi'ne taşıdı. İstinaf da yerel mahkeme ile aynı kararı verince dosya, Yargıtay'a taşıdı.
Dosyanın geldiği 9'uncu Ceza Dairesi ise dosyayı esastan redderek bozulmasına, yerel mahkemeye gönderilmesine ve sanığın tahliye edilmesine karar verdi. Ceza Dairesi, adli mercilere sunulan ses kaydının 'yasak delil' niteliği taşıdığına vurgu yaptığı kararında, "Olayın oluş şekli ve zamanı, tanık ifadeleri, mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları ile adli süreçte delil olarak kullanılmak üzere alınan ses kaydının, 5721 sayılı CMK'nın 148/3'üncü maddesi kapsamında yasak delil niteliği taşımasından dolayı söz konusu kayda istinaden hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğinde çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesine ve tahliye ile salıverilmesine karar verilmiştir" değerlendirmesinde bulundu.
Bozma kararı sonrası tutuksuz yargılanan sanık C.A., yerel mahkemede yeniden hakim karşısına çıktı. Duruşmada sanık C.A., avukatı Gökmen Döner ile şikayetçi avukatı Özden Ertan hazır bulundu, mağdur D.A. ise katılmadı. Davaya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da müdahil oldu. Yargıtay ilamı hakkında sözleri sorulan sanık C.A., "Bozma ilamı hakkında takdiri sizlere bırakıyorum" dedi. Mahkeme heyeti, Yargıtay bozma ilamı kararına karşı direnerek, bir önceki heyetin verdiği kararı yerinde gördü ve sanık C.A.'yı, 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan 30 yıl hapis cezasına çarptırdı. Dosya yeniden Yargıtay'a gönderildi.
(DHA)