Anne olmadan önce rahat ve hızlı bir hayatım vardı. Eşimle gezmeyi çok sever ve her fırsatı gezerek değerlendirirdik. Kalabalık bir arkadaş grubumuzla gitmediğimiz yer kalmamıştı. Öyle ki arkadaşlarımızda çocuk sahibi olanlar bir zaman sonra bizden ayrılır ve bizler çocuksuz olarak gezmelerimize devam ederdik.
İtiraf ediyorum, çocuklu ortamlarda kalmaya bile tahammül edemezdim. Ağlayan çocuk gördüğümde anneye suçlar gözlerle bakar, rahatsızlığımı belli ederdim. Bir çocuğa bile sahip çıkamıyorlar deyip anneliklerini eleştirirdim.
Eşimle bana göre çocuksuz hayat pek alla güzeldi ve böyle devam edebilirdi.
Tabii ki evdeki hesap çarşıya uymadı ve bir akşam üzeri 3 kişilik bir aile olacağımızı öğrendik. Artık yeni sıfatlarımız vardı. “Anne” ve “Baba”...
Yeni bir yolculuk gibiydi heyecan verici ama bir o kadar da bilinmezliklerin verdiği bir korku vardı.
Rahat bir hamileliğim oldu. Sadece hamilelik şekerim çıktığı için diyet yaptım. Bu da bana 9 kilo ile hamileliğimi bitirmeme fayda sağladı.
Hamileliğim boyunca çok kitap okudum sandım ki her şey kitaplarda gizli. O zamanlar bilmiyordum tabi, her anne kendi kitabını yazıyormuş :)
Kızımı kucağıma aldığım ilk an itibarı ile artık ben bambaşka biri olmuştum. Rahatlıktan çok sorumluluğun verdiği bir kaygı içindeydim. Hiç bir şey kitaplardaki gibi değildi. Kitaplarda hep bir şeyler eksik gibiydi. Ne yapsam olmuyordu. Kaygılarım bitmiyor sürekli daha iyisi olmalı diyordum. Onun için en iyisi olan anne sütü ile başladı kaygılarım. Sadece anne sütü almalıydı mama hayatımızda olmayacaktı. Bu düşünce ile başlarda kendimi çok yıprattım. Az gelen sütüm nedeniyle mama verildikçe vicdan azabı çekiyordum. Ek gıdaya geçene kadarda bu kaygılarım devam etti.
Aslında her şey 1 yaşına kadarmış. Bana göre 1 yaş bebekten çocukluğa geçişin dönüm noktası. Yürümeye başladıkça söylenenlerin aksine ben çok rahatladım. Kızım büyüdükçe kaygılarım azaldı ve yerine eskisi gibi rahatlığım ve sakinliğim geldi. Ben kendim gibi oldukça kızımda daha rahatlar oldu. Ve uyumlu bir şekilde hareket etmeye başladık.
Anneliğimde yaptığım en iyi şey sakinliğim. Sinirli bir yapım yoktur. Bu da annelik ile birleşince kızmayan ve her şeyi konuşarak yapan sabırlı bir anne olmamı sağladı. Büyüklerimin yanlış davranıyorsun, bu çocuk başımıza çıkacak demelerine aldırış etmeden, her seferinde ve hala aynı hizaya gelip konuşurum kızımla. Onun hayatı keşfetme yolcuğunda benim en büyük görevim ona güven ve sevgi ortamı yaratmak...
Kızım şuan 3,5 yaşında. Birlikte kitap okumak ve puzzle yapmak en büyük zevkimiz. O büyüyor, büyüdükçe özgüvenli, duygularını ifade etme yönü güçlü bir bireye dönüşüyor.
Şimdi ise yeni bir yolculuğun içindeyiz, ben ikinci kez anne olacakken kızım ablalık, kardeşlik duygularını keşfediyor olacak...
Önceden çocuklu ortamlardan kaçan ben şimdi kendi çocuklarım dışında tüm çocuklara annelik edebilecek şefkati içimde barındırır oldum. Tek dileğim dünyadaki tüm çocuklarım mutlu ve sağlıklı bir hayatı olması....
Kısaca benim annelik yaklaşımım böyle. Peki ya sizin annelik yaklaşımlarınız nasıl?
Sevgiyle kalın.
Ebeveyn Koçu, Canay Bahşi Ilgın