YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Anne Sevgisinin Gücü

METİN BOLAT - Konya'da sırtında taşıdığı, tedavisi için hastane bahçesinde yattığı, yüzde 98 engelli 27 yaşındaki oğlunu yaşama bağlamanın

METİN BOLAT - Konya'da sırtında taşıdığı, tedavisi için hastane bahçesinde yattığı, yüzde 98 engelli 27 yaşındaki oğlunu yaşama bağlamanın sevincini yaşayan Fatma Öztürk, ilk günden bu yana gösterdiği büyük fedakarlık örneğiyle adeta anne sevgisinin gücünü gösteriyor. Ramazan çiftinin, evliliklerinden dünyaya gelen 4 çocuğundan ilki olan Ali, 6 aylıkken geçirdiği ateşli hastalık sonucu yatağa bağımlı hale geldi. Oğulları için tüm imkanlarını seferber eden çift, birçok doktora başvurdu. Ankara'ya gittiklerinde kalacak yerleri olmadığı için eşiyle hastanenin bahçesinde yatan Öztürk, oğlu Ali'nin rehabilitasyonu için de çok çaba sarf etti. Evde sıkıldığında, hastanelere taşırken, eğitimi için oğlunu kilometrelerce sırtında taşıyan Öztürk, adeta bir bebek gibi ilgilendiği, konuşamayan, bedensel ve zihinsel engelli Ali'ye yüzde 98 engelli raporu verilmesini hiç kabullenmedi. Gözleri tam görmeyen Ali, annesinin sevgisiyle oturmaya, idrarını tutmaya, başını kontrol etmeye, çevresine tepki vermeye ve konuşulanları anlamaya başladı. - "Engelli çocuğun var" diyerek dışladılar Fatma Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlu doğduğundan bu yana zorlu bir yaşam sürdüklerini, ancak bu durumun kendisinde hiç umutsuzluk yaratmadığını söyledi. Ali'nin durumunu ilk öğrendiklerinde dünyanın başlarına yıkıldığını dile getiren Öztürk, sağlık probleminin yanı sıra maddi imkansızlıkların boyunlarını büktüğünü ifade etti. Oğlu için her şeye katlandığını vurgulayan Öztürk, "Şehir içinde minibüse binemediğim için oğlumu gideceğimiz yerlere sırtımda taşıdım. Minibüse bindiğimizde de insanlar, 'kadına bak, sakat çocuğu var gezmeye çıkmış' derlerdi. Çok üzülürdüm ama elimden bir şey gelmezdi" diye konuştu. "Oğlum engelli olduğu için insanlar tarafından çok dışlandım. Hiçbir şey umurumda olmadı. Çünkü tek isteğim; evladımı hayatta tutmaktı" diyen Öztürk, şöyle devam etti: "Ben istemez miydim çocuğum yürüsün, yaşıtları gibi koşup oynasın, askerlik çağı geldiğinde birliğine davul zurnayla göndereyim. Ama oğlum 'engelli' diye onu atacak mıyım. Aksine hep 'onu nasıl sevindirebilirim, durumunda gelişme olabilir mi' diye çabaladım. Neticeyi gördüğümde başardığımı düşünüyorum. Oğlum neredeyse her gün yeni bir şey öğreniyor. Onun mutluluğu bizim mutluluğumuz. Ali'yi kaldırıp indirmekten belim ağrıyor ama bu durumu da hiç sorun etmedim. Eşimin ve diğer çocuklarımın yardımıyla oğlumu dışarıya çıkarıp gezdiriyorum." Öztürk, engelli çocuğu olan ailelere evlerinde "sevgi"yi eksik etmemeleri tavsiyesinde bulundu. Baba Ramazan Öztürk de eşinin hakkını hiçbir zaman ödeyemeyeceğini ifade etti.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler