HABER

Anne ve adaylarının Türkiye'deki durumu

SAMSUN (İHA) - Türkiye'de yılda 2 bin 500 anne adayı doğum yaparken ölürken, her anne adayından 1'i okumaya yazma bilmiyor. Kadınlar şiddet, geri planda kalma, eğitim, iş gücü, toplumdaki yeri gibi sorunlar yaşıyor.

13 Mayıs Anneler Günü, anne ve anne adaylarının durumunu yeniden gündeme getirdi. Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün ve çeşitli kuruluşların yaptığı araştırmalarda, annelerin Türkiye'deki durumu da rakamsal verilere dökülerek bir şablon oluşturuldu. Türkiye'de her yıl ortalama 2 bin 500 kadın anne olmak isterken ölüyor, her 4 kadından biri okuma-yazma bilmiyor, TBMM'deki kadınların oranı yüzde 4.4, kadınların kazancı da erkek kazancından yüzde 40 daha az olarak gerçekleşiyor.

Anne adaylarının katılımının yetersizliği yalnızca siyasette değil, ekonomide, eğitimde ve sosyal hayatta da kendini gösteriyor. Tarımda çalışanların yüzde 72'si kadın. Türkiye'deki yöneticilerin yüzde 11'i, profesyonel mesleklerde çalışanların yüzde 34'ü, kamu yönetiminde çalışanların yüzde 17'si, özel sektörde çalışanların yüzde 16'sı, işverenlerin yalnızca yüzde 3.4'ü kadın. Çalışabilir her 4 kadından yalnızca 1'inin işi var. Türkiye'de kadınların yüzde 22'si hiç okula gitmemiş veya ilköğretim
eğitimini tamamlayamamış. Üniversite ve üstü eğitim görmüş kadınların aylık kazançları, kendi düzeylerindeki erkeklerin özel sektörde yüzde 68'ini, kamu sektöründe de yüzde 76'sını aşmıyor. Kadınların yüzde 64'ü evlenince, toplumsal cinsiyet rolleri ve geleneği yüzünden işten ayrılıyor. Yüzde 57.1'si ev işleri ve çocuk bakımına günde 3 saatten fazla, hafta sonları ise 5 saatten fazla zaman ayırıyor. Çocuk bakımı, yemek, temizlik için eşlerinden destek görmüyorlar. Türkiye'de 15-60 yaş arasındaki 20 milyon anne ve anne adayı kadının 10 milyondan fazlası dayak yiyor.

Araştırmalara göre Türkiye'de doğuma ilişkin ölümler nadiren istemli düşüklerle bağlantılı iken, spor alanında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Spor Federasyonu'nun toplam 46 kadın milli takımı kurduğu, fiziksel eğitim desteğiyle genç kız ve kadınların çeşitli spor dallarında desteklendiği belirtildi. Spor federasyonlarına kayıtlı 77 bin 746 ve aktif olarak yarışlara hazırlanan 41 bin 824 kadın var. Kadınlar tüm spor dallarına katılmalarına rağmen voleybol, basketbol, tekvando, hentbol ve atletizm üzerine
yoğunlaşıyor.

1995'te 10 milyon olan ev kadını statüsündeki kadınların sayısı 2001 yılında 12 milyona yükseldi. Medeni Kanun'daki son değişikliklerle ev kadınlarının ev içi ekonomisine katkısının önemi kabul edilirken, ancak bu işgücü istatistiklerine yansımıyor. Enformel sektörde evde parça başı iş yapan veya diğer biçimlerde çalışan kadınlar işgücü istatistiklerine girmiyor. Kadınlar, enformel sektördeki işgücünün yüzde 65'ini oluştururken, bu oran erkeklerde yüzde 37.5 olarak belirtiliyor.

Eğitim ve medeni durum kadının işgücüne katılımında belirleyici olmaya devam ediyor. Eğitim düzeyi artıkça kadının işgücüne katılımı artıyor. 2001 verilerine göre, yüksekokul ve fakültelerden mezun olmuş kadınların işgücüne katılım oranı yaklaşık yüzde 70 iken, enformel sektörde çalışan ve okur-yazar olmayan kadınlarda yüzde 5. Erkek çalışanlarda eğitim düzeyi ise kadın çalışanlar kadar işgücüne katılım oranını etkilemiyor. Ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların oranı 1995'de yüzde 64.5 iken, 2001'de yüzde 51.3'e düştü. Diğer bir taraftan ücretli-yevmiyeli çalışan kadınların oranı yüzde 24.4'den yüzde 36.1'e yükseldi. İşveren-kendi hesabına çalışan kadınların oranı da yüzde 9.1'den yüzde 13.5'e yükseldi.

Dünya araştırmalarında her 3 kadından biri şiddete maruz kalıyor. Her 5 kadından biri tecavüze uğruyor ya da tecavüzden kurtuluyor. Dünyadaki yoksulluk sınırındaki 1.5 milyar insanın yüzde 70'i kadın. İşlerin yüzde 60'ını yapan kadınlar, toplam gelirin yüzde 10'una, dünya üzerindeki mal varlığının yüzde 1'ine sahipler. Dünya genelinde okuma-yazma bilmeyen yetişkinlerin yüzde 67'si kadın.

En Çok Aranan Haberler