Bu konunun iki nedeni olabilir.
Birincisi, hanımların kendini kaybetmişçesine; "Tuzdan kaçalım!", "Amman yağa yakalanmayalım!", "Allah'ını seven beni şekerden korusun!" diyerek yaptıkları tatsız tuzsuz yemeklerin beğeni toplayacağı sanrılarıyla yaşamalarıdır.
İkincisi ise, sebzelerin pelteleşip, bütün tadını, tuzunu, dokusunu kaybedene kadar pişirilmesidir.
Şimdi derseniz ki "Umut bunları neden anlattı?":
Biz Türk İnsanı olarak damak tadımıza pek düşkünüzdür. Masamızdan zeytinyağlı da kızartma da eksik olsun istemeyiz. Sağlık ve lezzeti ayni potada eritebileceğimizi (bu deyimi kullanmak da her kula nasip olmaz, hadi yine iyiyim.) düşündüğüm bir şeyler yemek isterseniz diye tavsiyede bulunacağım:
Kullanılabilecek Sebzeler: Patlıcan, Kabak, Havuç, Yeşil ve Kırmızı Dolmalık Biber. Diğer Gerekli Malzemeler: Fırın, Fırın Tepsisi, Yağlı Pişirme Kağıdı, Zeytinyağı, Tuz, Karabiber
Fırını 200 Dereceye ısıtın.
Kullanacağınız sebzeleri, boyuna, olabildiğince ince dilimleyin.
Bir kasede tuz ve karabiber karışımı hazırlayın, diğer bir kaseye ise zeytinyağı koyun.
Pişirme kağıdını tepsiye serin.
İşaret ve orta parmaklarınızı birleştirip, uçlarını zeytinyağına batırın ve sebze dilimlerinin iki tarafını da yağlayın. Parmaklarınızdaki yağ bittikçe, işlemi tekrarlayın.
Yağladığınız sebzeleri fırın tepsisine koyun, tepsi dolunca, önceden hazırladığınız tuz karabiber karışımından, canınız istediği kadarını sebzelerin üzerine serpin ve fırına verin.
10-15 dakika sonra fırından alın.
Bundan sonrası sizin hoş keyfinize kalıyor.
Hem sağlıklı hem lezzetli günler dilerim.