Japonya’nın başkenti Tokyo’daki Ulusal Kanser Merkezi Hastanesi’ndeki araştırmacılar, erkek bebeklerin doğum sırasında annelerinin rahim ağzı tümöründeki kanserli hücreleri soluması sonucunda akciğer kanserine yakalandığını ortaya çıkardı. Araştırmada, akciğer kanseri olan 23 aylık ve 6 yaşındaki iki erkek çocuktan alınan örnekler, annelerin rahim ağzı kanserleriyle genetik eşleşme olduğunu gösterdi. Bu sonuçlar akla ‘Kanser bulaşıcı olabilir mi? Anneden bebeğe kanser geçer mi? sorusunu getirdi.
Araştırmanın sonuçlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Betül Açıkalın, “Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Doğum kanalında bir enfeksiyon varsa yeni doğan bebeğe enfeksiyon bulaşabilir ama kanserin bulaşması çok nadir görülen bir olaydır. Eğer rahim ağzında yer kaplayıcı bir lezyon varsa bebeğin normal yolla doğması çok zor. Bu yüzden sezaryen tercih edilmelidir” diye konuştu.
Rahim ağzı kanserinin genellikle orta yaş üzeri ve doğurganlığını kaybetmiş kadınlarda görüldüğünü dile getiren Uzm. Dr. Açıkalın, “Doğurganlık yaş grubunda rahim ağzı kanserinin olması ve bebeğe geçmesi çok nadir görülen bir olay. Burada büyük ihtimalle hem annede hem de bebekte bağışıklık sistemi sorunu vardı. Bağışıklık sistemi ile ilgili bir sorun varsa yeni doğan bebekte sistemin düzgün çalışmaması sonucunda anneden aldığı sağlıklı olmayan hücrelerin tekrar aktive olarak bir tümör hücresi olarak gelmiş olduğunu düşünmekteyim. Bunun dışında kanser yan yana oturmakla, aynı yemeği yemekle, aynı eşyaları kullanmakla ve anneden çocuğa geçen bir hastalık değildir” ifadelerini kullandı.
Kanser hastası gebe kadınların bu durumdan korkmaması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Açıkalın, “Mutlaka genç yaşta başlayarak düzenli olarak rahim ağzı kanserinden korunmak için Smear testi yapılması gerekir. Annelerin jinekolojik muayenelerinde rahim ağzı kanserinin başlangıç hücrelerini tespit eden tahlilleri yaptırmalıdır. Kanser hastası olması rağmen gebe olan annelere kemoterapi yaptım ve çok sağlıklı bebekler doğdu” dedi.
Türkiye’de kadın kanserleri içinde görülme sıklığı açısından rahim ağzı kanserinin 3’üncü sırada yer aldığını vurgulayan Uzm. Dr. Açıkalın, “Rahim ağzı kanseri başlangıçta hücredeki bir değişiklik olarak başlıyor. Eğer tedavi edilmezse yavaş yavaş bozulmalar devam ediyor ve uzun bir sürede rahim ağzı kanseri oluşuyor. Bizim amacımız rahim ağzı kanseri oluşmadan, hücresel başlangıçlar olduğu dönemde bunun tedavi edilmesidir. Kanserden değil de geç kalmaktan korkmak gerekir” diye konuştu.
Kaynak: DHA