Annem dayımın katilini aradığı için öldürüldü

Iğdır’da sekiz çocuk annesi Ziver Karakuş (37), 23 Aralık 2008’de, komşusuna gitmek için çıktığı evine bir daha dönmedi. Dört gün boyunca her yerde aranan Karakuş’un cesedi 27 aralık günü, tek katlı boş bir evin çatı katında elleri ve ayaklarından bağlanmış şekilde bulundu. Olay yerinde yapılan ilk incelemede Ziver Karakuş’un 18 ayrı cisimle 50 bıçak darbesi aldığı ortaya çıktı.

Olayın ardından birinci derecede şüpheli baba Süleyman Karakuş ve yeğeni Gökhan Karakuş, dört ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Üzerinden yaklaşık 11 ay geçmesine rağmen iddianamesi tamamlanamayan cinayet soruşturmasıyla ilgili gizlilik kararı alındı.

Annesinin katilinin bulunması için yetkililerden yardım istemek üzere dayısı Zahir Karakuş ile birlikte İstanbul’a gelen Pınar Karakuş, ölüm tehditleri aldığını iddia etti. Annesinin ölümünden babasını sorumlu tutan Pınar Karakuş, annesinin kaybolduğu gece polise haber vermeyen babasının bir gün sonra harekete geçtiğini öne sürdü. Pınar Karakuş, “Annem komşuların dediğine göre saat 18.30 civarında komşularından çıkıyor, fakat eve gelmiyor. Babam saat 21.30’da eve geliyor. Gelip evde çocuklara ‘Anneniz nerde’ diye sormuyor, aramıyor. Çocuklara ‘Uyuyun’ diye ısrar ediyor. Hatta, ‘Neden hâlâ bu saatte uyumadınız’ diyor. Bir de, ikide bir pencereyi açıp perdeden dışarı bırakıyormuş... Babam 23.00’da işyerinin aracına binip nöbete gidiyor ve saat 23.00’a kadar annemin nerede olduğunu hiç sormuyor” şeklinde konuştu.

Babasının, annesinin kaybolmasını umursamadığını anlatan Pınar Karakuş, “O sekiz çocuğunun annesiydi... Annem üç gündür kayıptı, dördüncü gün boş bir evin çatısında 57 kez bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Ellerini bağlamışlardı. Babamı hastaneye götürüp cesedi teşhis etmesini istediler. Babam ise annemin yüzünü görmeden hemen “Evet evet” dedi. Gözlerinden bir damla yaş akmadı. ‘Benim şekerim var dayanamam’ dedi. Yüzünü görmeden nasıl ‘bu benim eşim’ diyorsun?.. Belki değildi, belki başkasıydı. Hiç merak etmedi, hiç sormadı” ifadelerini kullandı.

Babası Süleyman Karakuş’un sürekli olarak annesini dövdüğünü ve annesinin de iki kez boşanma davası açtığını ancak sekiz çocuğu yüzünden vazgeçmek zorunda kaldığını belirten acılı Pınar Karakuş, “Benim dayım öldürülmüştü. Dayım da aynen böyle vahşice öldürülmüştü” dedi.

**Annem dayımın katilini arıyordu**

Karakuş, “Dayımın cinayetinde babamın adı da geçiyordu. Annem de hep ‘Ben arayacağım ve kardeşimin katilini bulacağım’ diyordu. Annem arayıp soruştururken, birkaç kişi ‘senin kocanın da işin içinde eli var’ diyor. Annem de babama gelip soruyor. Babamsa susuyor... Annem sonradan bir delil bulmuş olabilir. Belki onun için annemi yok etmiştir” dedi. Annesinin delici ve kesici aletlerle 57 kez bıçaklandığını dile getiren Pınar Karakuş, “Annem ya bir şey biliyordu, söyletmek istediler. Ya da bir şey yaptırmak istediler” dedi.

**Münevver’in katilini buldular**

Savcılığın yürüttüğü soruşturma dosyasının üzerinde gizlilik kararı olduğu için bilgi edinemediklerini söyleyen genç kız, ancak Adli Tıp raporundan çıkan sonuçta annesinin tırnak arasında baba tarafına ait bir kan dokusu çıktığını ileri sürdü. “Biz de baba tarafımın tamamından kan ve saç dokularının alınmasını ve test yapılmasını istedik. Polis de bize ‘Hepsini alamayız’ diye cevap verdi. Neden almadılar? Neden araştırmadılar” dedi.

Münevver Karabulut cinayetinde tırnak arasından elde edilen kan ve doku izlerinden katilin bulunduğunu söyleyen Pınar Karakuş, annesinin cinayetine de aynı ilginin gösterilmesini istedi: “Münevver Karabulut cinayetinin üzerinde nasıl duruyorlarsa, benim annemin cinayetinin de üzerinde dursunlar. Sonuçta iki küçük kardeşim annemin öldüğünü bilmiyorlar. Ben evdeyken yanıma gelip, ‘Abla, sen hep annem gelecek diyorsun, niçin gelmiyor’ diye soruyorlar. Ben onlara ‘İstanbul’da teyzemlerde kalıyor’ diyorum. Okula giden kardeşim ağlayarak geliyor. ‘Niçin ağlıyorsun’ dediğimde, okulda bana ‘Senin anneni öldürmüşler’ dediklerini anlatıyor.

Bu öldürülen sizin da anneniz olabilirdi. Annem ardında sekiz çocuk bırakıp gitti. Ama ben devlete güveniyorum. Mutlaka ortaya çıkacak. O Münevver’in katili çıktıysa, onun nasıl üzerinde durdularsa benim annemin de üzerinde durmalarını istiyorum. Artık dayanamıyorum.”