Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "Bakın geçmişte bizi 'hasta' diye nitelendiren Avrupa'ya, Allah şifa versin bir çok ülke bugün yoğun bakım çadırında. Bilhassa İzlanda, İrlanda. Hakikaten şu an son derece kötü durumdalar" dedi.
Bakan Çağlayan, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) tarafından Ramada Otel'de düzenlenen "Ekonomideki Son Gelişmeler" başlıklı 19. Akdeniz Toplantısı'na katıldı. Toplantıdaki konuşmasında salondakilere "uyumayın ihbar ederim" uyarısında bulunan Çağlayan, konuşmasına fıkra anlatarak başladı.
Türkiye'deki ihracat ve ticaret hacmi, ekonomik büyümenin ciddi bir şekilde gerçekleştiğini anlatan Çağlayan, 2011 yılında Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamlarına ulaşıldığını ifade etti. Geçen yıl 135 milyar dolar mal, 40 milyar dolar da hizmet ihracatı gerçekleştirildiğini söyleyen Çağlayan, Türkiye'nin küresel krize rağmen ihracatta önemli bir başarıya imza attığını bildirdi.
Türkiye'nin ihracatını küresel krizde olan Avrupa ülkeleri ile siyasi krizde olan Kuzey Afrika ile Ortadoğu ülkelerine yaptığını hatırlatan Çağlayan, talebin daralmasına rağmen ihracat oranının arttığını ancak bunun sürdürülebilir bir hale getirilmesi gerektiğini ifade etti.
Dünyadaki diğer ülkeler küresel krizle mücadele ederken, Türkiye'nin büyüme kaydettiğini ifade eden Çağlayan, "Bakın geçmişte bizi 'hasta' diye nitelendiren Avrupa'ya, Allah şifa versin bir çok ülke bugün yoğun bakım çadırında. Bilhassa İzlanda, İrlanda. Hakikaten şu an son derece kötü durumdalar" dedi.
Avrupa ekonomisinin çok iyi irdelenmesi gerektiğini ve ciddi bir kriz yaşadıklarını dile getiren Çağlayan, bu yıl büyümenin değil, küçülmenin konuşulacağı bir Avrupa gördüklerini kaydetti. Avrupa'da sadece 3 ülkenin yüzde birden fazla bir büyümesinin öngörüldüğünü belirten Çağlayan, "Bu krizin en etkin tesiri de 12 hükümetin devre dışı bırakılmasıyla ortaya çıktı. Yani kriz, bugün Avrupa'daki 12 hükümeti alaşağı etti ve bu işi bir siyasi sıkıntı haline getirdi" dedi.
Avrupa Birliği'nin bugün kendi koyduğu kriterlerin dışına çıktığını söyleyen Çağlayan, "Avrupa Birliği Türkiye'ye karşı her türlü iki yüzlü davranışı açık şekilde sergiliyor. Başka ülkelere ayrı, Türkiye'ye ayrı standart uyguluyor. Türkiye 8.5 oranında büyüme kaydetti. Eğer Türkiye AB'nin 28'inci ülkesi olsaydı, AB'nin büyüme oranı 1.5 değil, yüzde 1.8 olacaktı. Türkiye AB'ye yük katmaya değil, yük almaya gelecek bir ülkedir" diye konuştu.
Türkiye'nin ekonomideki başarısının bir model ülke olarak anlatıldığını ifade eden Çağlayan, bu çalışmaları da yeterli bulmadıklarını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve bu vatanın kurulmasında canlarını feda eden şehitlerin evlatları olarak 2023 yılında Cumhuriyetin 100'üncü yılında 500 milyar dolar mal ihracatı ve 150 milyar dolar hizmet ihracatı yapan bir ülke olmayı hedeflediklerini dile getiren Çağlayan, bunu bir görev olarak gördüklerini bildirdi.
-"Türkiye'de otomotiv sektörü sos vermeye başlamıştır"-
Türkiye'nin otomotiv sektöründe de yerli üretime ağırlık vermesi gerektiğini vurgulayan Bakan Çağlayan, "Türkiye'de otomotiv sektörü sos vermeye başlamıştır. Bizim ihracattaki göz bebeğimiz ve lokomotif sektörümüz, 21-22 milyar dolardan fazla ihracat gelirimiz olan sektörümüz açık vermeye başlamıştır. Sebebi çok basit, bizi işin hamallığına mahkum etmişler" dedi.
Otomotiv sektörünün yüzde 56'sının ithalata ve sadece yüzde 44'nün yerli üretime bağlı olduğunu dile getiren Çağlayan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yerli otomotiv yapacak bir babayiğit arıyorum" sözlerinin altında bu mesajın yattığını söyledi. Yerel otomotivin isminin önemli olmadığını kaydeden Çağlayan, "Sayın Başbakanımızın mesajının altında otomotivin altındaki adının ali, veli, ahmet, mehmet olması yatmıyor, bunlar zaten geçmişte yapıldı. Bildiğimiz bütün kuş isimleri var. Ama şimdi Türkiye'nin kendi mühendisinin, kendi tasarımı olan ve mümkün olduğunca teknolojisini, üretimini Türkiye'de yapacak, dışarıya mahkum olmayacak üretim miktarına ihtiyacı vardır" diye konuştu.
Bugün Türkiye'de çok sayıda otomotiv sektörü bulunduğuna ancak motor teknolojisi yapımının Türkiye'de yapılmadığına işaret eden Çağlayan, "Türkiye, her yıl 6 milyar dolar otomotiv motoru ithalatı yapan bir ülkedir. Yani bizim zekamız çok mu eksik- Sanayimiz çok mu yetersiz- Kabiliyetimiz yok mu- Mühendisimiz, teknoloji tasarımız mı yok- Alası var Allah'a şükürler olsun" dedi.
Bugün Türk otomotiv yan sanayinin 8.5 milyar dolar ihracat yapan bir yan sanayi olduğunu anlatan Çağlayan, otomotivin yüzde 85'ini yapar halde olduğunu ancak asıl motorunu ithal ettiğini belirtti. Bundan dolayı Türkiye otomotiv sektörünün açık vermeye başladığını ifade eden Çağlayan, sözlerine şöyle devam etti:
"Önümüzdeki 10 yılda otomobillerde maliyetin yüzde 70'inden fazlası elektronik ve gömülü yatırımdan oluşacak. Peki nedir Türkiye'nin bu sektöre verdiği değer, sadece sıfır. Oysa bizim uçak sanayimiz, savunma sanayimiz de son derece gelişmiş, bu konuda son derece gelişmiş olan tasarımcılarımız var. Ama bizi dışarıya bağlı hale getiren bu sistem üretimimizi engellemiş oluyor. Şimdi gözümüz açıldı. Burada bilhassa biz artık Türkiye'de bunun tasarımını yapacak, motorunu da Türkiye'de üretecek, en azından yüzde 85'ini Türkiye'de üretebilecek bir altyapıya sahip olan sektörler ortaya çıksın istiyoruz."
Ayrıca Türkiye'nin dünyanın en fazla ve en pahalı demir çelik hurda ithalatı yapan ülke olduğunu belirten Çağlayan, "Çünkü demir çelik sektörümüz öyle bir yapılanmış ki, öyle bir kurgulanmış, öyle bir başıboş bırakılmış ki ve teşviklerde sanayi sitesinde hiç yer almadığı için bugün Türkiye'de demir çelik sektörünün yüzde 78'i hurda demir çelikten üretim yapan bir yapıya dönüşmüş" diye konuştu.
-Elektrikli otomobil-
Geleceğin dünyasında elinde en güçlü madenleri bulunduran ülkelerin en güçlü ülke olacağını ifade eden Bakan Çağlayan, "Şimdi elektrikli otodan bahsediyoruz. Güzel başımın üstünde yeri var. Ama benim bazı çekincelerim var. Elektrikli otomobilde kullanılan bataryanın şuan Türkiye'de üretimi yok. Elektrikli bataryanın hammaddesi şuan lityumdur. Lityumun Türkiye'de varlığı kanıtlanmış tek gram rezerv yoktur. Peki ben gelecekte elektrikli otoya girip pil, batarya yatırımını yaptım. Bunun hammaddesi olan Lityumu bulamasan bir anlam ifade eder mi- Bu lityumu benim sanayicim alabilecek mi-" dedi. Çağlayan, bu alanda yatırım yapacak, alternatif oluşturacak girişimcilerin 5. bölge teşvik kapsamında değerlendirileceğini söyledi.
-2023'e kadar 3 tane nükleer santral yapılacak-
Bakan Çağlayan 2023 yılına giderken mevcut olan 55 bin megavatlık kurulu elektrik kapasitesinin 125 bin tona çıkarılması gerektiğini söyledi. Bakan Çağlayan, şunları söyledi:
"Türkiye'de her yıl enerji ihtiyacı yüzde 6 artıyor. 125 bin megavata çıkarmak için Türkiye'nin enerjisini çeşitlendirmesi ve kendi iç kaynaklarına dönmesi gerekir. Bizim ülkemiz o kadar aciz bir ülke değil ki. Bizim her türlü alt yapımız var. Ama bu oyunu kuranlar bizi ithalata bağımlı hale getirmişlerdir. Şimdi o yapıyı kırıyoruz. Bunun için 130 milyar dolardan fazla yatırım yapacağız. Evet nükleer. Zaman zaman karşıt olanlar var. Saygı duyarım. Ama ben nükleere kaşı çıkanlara karşıyım."
Türkiye'ye iki tane nükleer santral yapılması planlandığını anlatan Çağlayan, iki nükleer santralin 85 milyar kilovat saat elektrik enerjisi üreteceğini belirtti. Birinin Mersin'de diğerinin ise Sinop'ta yapılacağını dile getiren Çağlayan, "85 milyar kilovat elektrik enerjisini doğalgazdan üretseniz bugünkü rakamla 4.5 milyar dolar doğalgaz parası ödersiniz. Nükleerde bunun maliyeti 320 bin dolardır. Biz 2023'e kadar 3 nükleer santral yapacağız. Burada halkın ve çevrenin güvenliği olmazsa olmazımızdır. Ben enerji fiyatını ucuzlatmazsak Türkiye alüminyumu ve bakırı dışarında ithal etmeye devam eder" dedi.
Bakan Çağlayan, toplantıda yeni teşvik sistemi hakkında da bilgiler verdi.
-Diğer konuşmalar-
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Başkanı Erdem Çenesiz, Türkiye'de ekonominin daha rekabetçi bir yapıya ulaşması için daha fazla teknolojik ürünler üretebilmesi ve ihracat yapılması gerektiğini söyledi.
ANSİAD Başkanı Ergin Civan, Türkiye'nin son iki yılda yüksek büyüme hızlarını mali istikrarını koruyarak gerçekleştiğini ve Türkiye ekonomisine olan güvenin arttığını kaydetti. 2023 yılı için 500 milyar dolar ihracat hedefi konulduğunu ifade eden Civan, Türkiye'nin bu iddialı hedefe yönelmesinin milli heyecan yaratması açısından gerekli ve yararlı olduğunu belirtti.
Yatırım ortamının iyileşmesinde güven duygusunun önemli bir faktör olduğuna işaret eden Civan, "Geleceğe güven için Türkiye'nin bölücü terör sorununu ortadan kaldırması, iç politikada kutuplaşmanın engellenmesi, dış politikada tüm dünyada saygı ve güven duyulan tutarlı politikalar izlemesi için azamı çaba harcanması hem bölge coğrafyamız hem de dünya barışı için önem arz etmektedir" dedi.
Toplantıda Bakan Çağlayan tarafından ANSİAD ailesine katılan üyelere rozetleri takıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz