YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Ansiad Girişimcilik Haftası

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) tarafından bu yıl 10'ncusu düzenlenen Girişimcilik Haftası'na şeref konuğu...

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) tarafından bu yıl 10'ncusu düzenlenen Girişimcilik Haftası'na şeref konuğu olarak katılan ve Forbes Dergisinde Türkiye'nin en zengin adamı ilan edilen Hüsnü Özyeğin, 1000 Dolarla gittiği ABD'ye vardığında cebinde 3 dolar kaldığını belirterek, ''Hayata 3 dolarla başladım'' dedi. Özyeğin, global krizin Avrupa ülkelerinde etkisini sürdüreceğini belirterek, Yunanistan'ın neden sıkıntı yaşadığını anlattı.

Sözlerine, daha önce konferans verdiği bir üniversitede öğrencilerden birinin, ''Cebinizde kaç paranız var?'' sorusu ile karşılaştığını hatırlatan

Özyeğin, şöyle konuştu: ''Cebimdeki paranın hepsini çıkardım. Çocuk bana 'Bu parayı bizim sosyal kulübe bağışlar mısınız?' deyince ne yapacağımı şaşırdım. Kabul etmek zorunda kaldım, ama içinden 'yol parası' diye 200 lirasını geriye aldım. Şimdiden söyleyeyim cebimde para yok.''

Sözlerine, ''Antalya'nın Türkiye'nin en girişimci ili olduğunu söylememe gerek var mı bilmiyorum. Gerek yok çünkü ben bunu görüyorum'' diyerek başlayan Hüznü Özyeğin, Antalya'nın önemli turizm şehri olduğunu söyledi.

Konuşmasında rahmetli Özal'ı bir kez daha andığını belirten Özyeğin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Turizmi ateşleyen bir çok konuda öncü bir insandı. Türkiye'de ilk golf sahasının yapılmasını bizzat sağladı. Bizde yatak sayısı 40-50 binlerdeydi. O zaman Yunanlıların Rodos Adası'nda 62 bin yatak vardı. Şimdi neler oldu ortada. Sadece Antalya'da 500 bini aştı. Yeni, bir haber aldım. Antalya dünyanın en önemli 5. turizm destinasyonu olmuş. NewYork, Londra, Paris ve Singapur'dan sonra beşinci.''

Bu sözler üzerine araya giren Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Mustafa Akaydın da, ''Az önce bir yeni haber aldım. Antalya Singapur'u geçmiş, 4. sıraya yükseldik'' deyince Özyeğin de ''Üçüncülüğünüzü de göreceğiz'' diye yanıt verdi.

HAYAT HİKAYESİ

İlkokuldan başlayarak hayat hikayesini anlatan Özyeğin, doktor bir baba ile ev hanımı bir annenin çocuğu olarak İzmir'de 1944'de dünyaya geldiğini, ilkokulu bitirdikten sonra kendi kararı ile Robert Koleje giderek 10 yaşında ailesinin yanından ayrıldığını anlattı. Bu dönemi aslında girişimcilik antrenmanı olarak gösteren Özyeğin, üniversite tahsili için herkesin hayalindeki gibi Amerika'ya gittiğini söyledi.

Oregan'a bin dolarla yola çıktığını anlatan Özyeğin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Okula vardığımda 3 dolarım kalmıştı. Yani hayata 3 dolarla başladım. Çalışmak zorundaydın. Her işi denedim. Bunların çok ilginç olanları var. Mesela bir çağrı merkezinde çalıştım. Satış için müşteri temsilcilerine telefonla randevu alıyorduk. Çoğu yaşlıydı, en gençleri ben 20 yaşındaydım. En ilginç küfürleri o zaman öğrendim. Gece aradığımız insanlar küfrederek telefonları kapatıyorlardı. Sabahın 5'inde kalkıp gazete dağıtıcılığı yaptım. Çikolata, ciklet sattım. Zor işlerdi. Oregon Eyalet Üniversitesi'nde İnşaat Mühendisliği okurken ilk Türk Öğrenci Birliği Başkanı oldum. 13 bin öğrencinin Talebe Birliği Başkanı. Ancak, politikada yükseldikçe notlarım aşağıya iniyordu. 2.17 not ortalaması ile zar zor mezun oldum. İnşaat Mühendisliği diplomama bir ilave yapmak istedim. Ardından birkaç üniversiteye master için başvuru yaptım. Harward beni kabul etti. Bu not ortalaması ile nasıl kabul ettiler şaşırdım ama sonra anlaşıldı. Dosyama o zamanki Savunma Bakanı Robert Kennedy'nin okulumuzu ziyaretinde öğrenci başkanı olarak birlikte çektirdiğimiz fotoğrafı koymuştum. O yüzden kabul etmişler. Harward'da işletme masteri yaptım ve 3 yıl çalıştıktan sonra Türkiye'ye döndüm''

1977 yılında, 32 yaşında iken Kolejden ranza arkadaşı Mehmet Emin Karamehmet'in teklifi üzerine Pamukbank'a genel müdür olan Özyeğin, sözün burasında gençlere şöyle seslendi: ''Yatılı okuyan ya da yurtta kalanlar arkadaşlarını çok iyi seçsin. Karamehmet'i 16 yıldır görmüyordum. Okulun son sınıfında Talebe Birliği başkanıydım. Birbirimizi aynı koğuşu paylaştığımız için unutmadık. 'Ben bankacılıktan anlamam' dedim. O da 'ben de anlamam. Beraber öğreneceğiz' dedi ve biz kolları sıvadık. Tam 10 yıl Pamukbank'ta yöneticilik yaptım, sonra 3,5 yıl da yine Karamehmet'e ait Yapı Kredi'de Genel Müdürlük''

1987 yılında Yapı Kredi'den ayrılarak kendi Bankası Finansbank'ı kurduğunu anlatan Hüsnü Özyeğin, ''Daha sonra Finansbank'ı da sattım. Fiba Şirketler grubu bünyesinde 30'dan fazla şirketim var'' dedi.

ÇALIŞTIĞIM İNSANLARI MOTİVE EDERİM

İşte başarının tek anahtarının, birlikte çalıştığın insanlara patron gibi değil arkadaş gibi davranmak gerektiğini söyleyen Hüsnü Özyeğin, şöyle konuştu: ''Çalıştığım insanları hep motive ederek başardım. Patron olarak değil, takım arkadaşı olarak ben de çalıştım. Lider olmak istiyorsanız önce elemanlarınızı dinleyecek, onlarla birlikte hareket edeceksiniz. 2000'e girerken milenyum diye bir şey çıktı. Herkeste büyük bir heyecan. Bilgisayarlar bu bol sıfırları kabul edecek mi diye merak ediyor herkes. Ben de gece 12'de Finansbank'ın operasyon merkezine gittim. 100 tane piyango bileti aldım. Çalışanlara dağıttım. Onlarla beraber çalıştım. Başlarında değil, yanlarında'' Başka bir günde boş oturan güvenlik görevlilerinin dikkatini çektiğini anlatan Özyeğin, ''Onlara kredi kartı doldurttum. Onaylanan her kart için de 10 lira verdim. Maaşlarından çok prim almaya başladılar. Mutlu oldular'' dedi.

Özyeğin, Vehbi Koç'la ilgili bir anısını anlatırken de şunları söyledi: ''Herkesi sabırla dinleyecek, siz az konuşacaksınız. Vehbi Koç'u 15 günde bir ziyaret ederdim. 1 saat 15 dakika ben, 15 dakika Vehbi Bey konuşurdu. İyi bir lider, az konuşup misyon ve vizyonu belirledikten sonra iyi bir yol haritası çizmeli.''

Başarı ve başarsızlığın hayatın her döneminde yaşanabileceğini dile getiren ve Finansbank'da Türkiye'de belki ilk kez bir başarısızlık zirvesi düzenlediklerini hatırlatan Özyeğin, şöyle konuştu: ''Hayat bir maratondur. Uzundur. 42 kilometre. Bu kadar uzun mesafede başarı da olacak, başarısızlık da. Her başarısızlık da, başarı da insana bir şeyler öğretir.''

GÖNLÜ ZENGİN İNSANLAR LİSTESİ YAPILSIN

2005 yılında Forbes'in milyarderler listesine girdiğini, sonra da hiç inmediğini söyleyen Özyeğin, sözlerine şöyle devam etti: ''Türkiye'de zenginler listesi yapıyorlar, bir de gönlü zenginler listesi yapsınlar bakalım. Zenginseniz başkalarının hayatını kolaylaştıracak işler de yapacaksınız. Onların hayatına da bir anlam katacaksınız. Aksi halde zenginliğin kimseye faydası yok''

İnsana yönelik Türkiye'de yapılacak çok iş bulunduğunu kaydeden

Özyeğin, şunları söyledi: "Kadınların istihdamı konuşuluyor. Şimdi soruyorum. Eğitilmeyen bir insan, ister kadın olsun, ister erkek istihdama nasıl katılacak? Köylerde ilkokulu bitiren 100 kızımızdan en fazla 5-6'sı liseye devam ediyor"

Özyeğin, istihdam sorununun eğitimle çözüleceğine inandığını dile getirdi ve bu konuda 2007 yılında kurdukları Özyeğin Vakfı'nın yaptıklarını şöyle anlattı:

"Bu nedenle özellikle doğu illerimizde kız yurtları yapmaya başladık. Üstelik yurt inşaatlarını da liselerin yanlarına yaptık. Yaptırdığımız 25 kız yurdunda kalanların okullaşma oranı yüzde 42'ye yükseldi. Türk,iye ortalaması yüzde 36. Demek ki, istenince oluyormuş. O gençlere fırsat vermek gerekiyor''

"Profesyonel yaşamımda kaç kişiyi işe almışımdır?'' diye kendine bir soru yönelttiğini söyleyen Özyeğin, ''Bankacılık başta olmak üzere 50 bin kişiye iş verdiğim ortaya çıktı. Finansbank bankacılıkta bir okul oldu. Burada birkaç yıl çalışanlar başka bankalara daha yüksek ücretle transfer oldu. Finansbank'da şu anda 12 bin kişi çalışıyor. Bizim grupta 8 bin çalışan var. Aviva'ya sattığım sigorta şirketinde 1500 kişi. Rusya'da 12 bin kişi çalışıyor. Rusya'da yurt dışındaki tüm Türk bankalarının toplam Kapasitesinden daha fazla kapasiteye sahibiz. Rusya'da bir Türk tek başına bir banka kurdu. Tek şubesi, 40 çalışanı var. Ama yılda 1,5 milyon dolar kazanıyor. Kim mi, benim oradaki Genel Müdürüm Sipahi Paktanır. Kendisini ziyaret edip başarı diledim. Ne güzel bir duygu bu değil mi? İyi Girişimci girişimciler doğuruyor. Rusya ile en çok iş yapan firmalardan biri Enka. Bu şirkette çalışan en az 5-6 girişimci, şimdi Rusya'da büyük, milyarlık işler yapıyorlar''

Bir soru üzerine üniversitesinden de söz eden Hüsnü Özyeğin; ''Üniversite bir yerde benim hayatta öğrendiğim her şeyi uygulamaya çalıştığım bir eğitim kurumu. Öğrencileri de benim çocuklarım" dedi.

EKONOMİK DEĞERLENDİRME

Global krizin etkilerinin süreceğine inandığını söyleyen Hüsnü Özyeğin, Japonya ekonomisinin 22 yıldır gelişmediğini, Avrupa ekonomisinin de önümüzdeki yıllarda büyümesinin zor olduğunu anlattı. Özyeğin, Avrupa'da insanların yaşlandığını, Almanya ve benzeri Avrupa ülkelerinin her yıl milyonlarca nüfus kaybettiğini söyledi ve Yunanistan örneği ile şöyle devam etti: ''Ülkeleri birer aile gibi görüyorum. Aile bütçesinden fazla harcama yaparsa güç durumda kalır. Yunanistan'da durum bu. Kişi başına milli gelirden alınan pay 25 bin euro. Bu rakam 120-15 bine inmezse ekonomi düzelmez. Emekli olanlar 2.500 Euro maaş alıyor. Yunanistan'da 489 kalem erken emeklilik için riskli iş belirlenmiş. Kuaförler de bu işlerden biri 50 yaşında emekli oluyorlar. 30 milyon nüfuslu koca ülkede 1 milyonun üzerinde vergi veren sadece iki kişi. Yüzme havuzlarından lüks vergisi alınıyor. Uçaktan seyredin yüzlerce havuz var ama havuz vergisini 5-6 kişi veriyor.''

Özyeğin, ayakta alkışlanan konferansının ardından soruları yanıtladı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler