Antalya Kent Konseyi ‘şiddet’e Dikkat Çekti

ANTALYA(İHA) Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nca yapılan açıklamada; Taksim Gezi Parkı’ndan başlayıp ülkenin birçok kentinde devam eden, bir takım demokratik hak taleplerine yönelik eylemlerin, yaşanan şiddet olaylarıyla kişi hak ve hürriyetlerini ihlal eden ve kamu mallarını hedef alan boyutlara ulaşmaya başladığı vurgulandı.

Yapılan açıklamada; Demokratik toplumlarda devletin, vatandaşın can ve mal güvenliğini korumanın yanında onun temel hak ve ödevlerini yerine getirebilmesinin de imkanlarını sağlamakla zorunlu olduğuna işaret edilerek, “İfade özgürlükleri ve demokratik hak arama eylemleri bunlardandır. Devlete, kamuya ve kişiye karşı işlenen suçların failleri kolluk kuvvetleri tarafından tespit edilip yakalanarak millet adına görev yapan bağımsız mahkemelere teslim edilir. Böyle olması gerekirken Gezi Parkı eylemlerinin istenmeyen boyutlarda olaylara dönüşmesi ve birçok ilimize sıçramasıyla birlikte zaman zaman polisimizin vatandaşlara karşı orantısız güç kullandığı ulusal ve uluslararası haberlere konu olmuştur” denildi.

İstenmeyen boyutlarda cereyan eden bu eylemlerde bazı kışkırtıcı grupların şiddete başvurarak kamu ve kişi mallarına zarar vermeleri ile kolluk kuvvetlerinin orantısız güç kullanmalarının ülkenin uluslararası kamuoyunun çeşitli platformlarında eleştirilmesine sebep olduğu da ifade edilen açıklamada şunlar kaydedildi:

“Gezi Parkı eylemi olarak başlayan ve farklı protestolara dönüşen eylemler ilimizde de gerçekleşmiş ve demokratik tepkilerin yanı sıra şiddet içerici eylemler olarak da kamuoyuna yansımıştır. Geçen hafta yerel ve ulusal basında haber konusu olan Antalya’da 17 polis tarafından otoparkta dövülen üç gençle ilgili video görüntüleri kamu vicdanını yaralamıştır. Vatandaşlar demokratik haklarını kullanırken kışkırtmalara karşı daha dikkatli olmalı; güvenlik güçleri de suç unsurları içeren eylemleri yapanlara karşı bizzat şiddet uygulamak yerine onları adalete teslim etmelidir. Antalya Kent Konseyi olarak kentimizde sağduyunun hâkim kılınmasını beklemekteyiz. Demokratik hak ve özgürlüklerin ifade edilmesi, onları talep edenlerin olduğu kadar onları korumakla yükümlü olanların da üzerine titremesi gereken bir konudur. Tüm tarafların bu hassasiyeti gösterecek sağduyuya sahip olduğuna inanıyoruz.”