YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Antalya'da 'kanser Okulu'

Medstar Antalya Hastanesi Kanser Merkezi Başkanı Prof.Dr. Mustafa Özdoğan, ‘Kanser Okulu’ ile bilimle hastaları birbirine...

Antalya'da 'kanser Okulu'

Medstar Antalya Hastanesi Kanser Merkezi Başkanı Prof.Dr. Mustafa Özdoğan, ‘Kanser Okulu’ ile bilimle hastaları birbirine yakınlaştırmak olduğunu belirterek,“Kanser korkutulmuş bir toplumla değil, bilinçlenmiş bir toplumla yenilebilir” dedi.

Medstar Hastaneler Grubu Kanser Merkezi, Kanserle Savaş misyonu doğrultusunda toplumu bilgilendirmek amacıyla Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Kanser Okulu eğitim projesini hayata geçirdi. Antalya Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda düzenlenen eğitimin ilk konusu meme kanseri oldu. Meme kanserinin anlatıldığı ilk derse kadınlar ilgi gösterdi. Salon tıklım tıklım dolarken, erkek katılımcılarında olması dikkatleri çekti. Her ayın ilk Perşembe günü gerçekleştirilecek eğitimlerde kanser türlerinin ele alınacağı belirtildi.

İLK DERS BAŞKAN AKAYDIN'DAN

İlk derste konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Mustafa Akaydın, meme kanserinin çok önemli olduğunu belirterek, gösterilen duyarlılık karşısında mutlu olduğunu dile getirdi. Kanserin çağın en önemli hastalıklarından biri olduğunu anlatan Akaydın, meme kanserine karşı kadınların daha duyarlı olmasını istedi. Memenin bir verimlik organı olduğunu ifade eden Başkan Akaydın, şöyle konuştu: "Meme aynı zamanda seksüel karakter kadar, bir güzellik, bir estetik organıdır. Meme seksüel olarak Anadolu’da pek önem arz etmiyor. Meme daha çok çocuğa süt verebilme olarak görülüyor. Bu organ kanserler içinde kadının başına en bela olanıdır. Dünya ve Türkiye dahil olmak üzere kanserli kadınların 4'te biri meme kanserlidir. Ne kadar erken tanı olursa o kadar iyidir. Ama geç teşhis koyulsa da sorun değil. Böyle bir korku algılanmamalıdır. Hekimle hastanın birbirine yakın olması halinde hastalık daha kolay yenilebilir"

KANSER BİLİNÇLENMİŞ BİR TOPLUMLA YENİLEBİLİR

Medstar Antalya Hastanesi Kanser Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan ise, meme kanserinde tıbbı tedaviler konusunu ele aldı. Son bir yılda medyada kanser haber oranının yüzde 266 arttığını kaydeden Prof.Dr.Özdoğan, yapılan bu haberlerin yüzde 90'ının tam olarak gerçeği yansıtmadığına dikkati çekti. Prof.Dr. Özdoğan, "Kanser korkutulmuş bir toplumla değil, bilinçlenmiş bir toplumla yenilebilir" dedi.

HER KANSER AYNI DEĞİLDİR

Bir kadının memesini kaybettikten sonra alacağı psikolojik tedavinin önemli olduğunu anlatan Prof.Dr.Özdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her yıl meme kanserinde yeni ilaçlar çıkıyor. Bu da her hasta için ayrı bir umut demektir. Her kanser aynı değildir. Toplumda en büyük yanlışımız bu. Bugün kanserde etkili olan ilaçlar tüm dünyaya aynı anda yayılıyor. Hekimin bilgisi olmadan alternatif tıbba yönelmeyin. Bu bitkilerden sadece zencefili kullanın. Onun da sadece bulantıyı azaltıcı etkisi dışında bir yararı yoktur. Meme kanseri sürecinde alınan kemoterapide günlük yaşam içinde tükettiğiniz yiyecekleri tüketmeye devam edelim. Ama uzun süreçte kırmızı etten uzak durmalıyız. Bugün aile içi terapi, cinsel terapi, ya da çocuğa karşı bir psikolojik eğitim verebilmeliyiz. Bu bir sosyal politika olmalıdır”

YILDA BİR KEZ MEME FİLMİ ÇEKTİRİN

Medstar Antalya Hastanesi Kanser Merkezi’nden Prof.Dr. Saim Yılmaz da, meme kanserinde radyolojik görüntüleme ve erken tanı yöntemleri hakkında bilgi verdi. Prof.Dr.Yılmaz, katılımcılara slayt üzerinde meme kanserinde uygulanan filmleme yöntemlerini aktardı. Yılmaz, hastalarda tarama olarak mamografinin 40 yaşından sonra yılda bir kez, 50 yaşından sonra yılda iki kez, 70 yaşından sonra ise gerek olmadığını kaydetti. Mamografiden ağrıya rağmen vazgeçilmemesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, mümkünse dijital mamografinin kullanılmasını ifade etti.

Medstar Antalya Hastanesi Kanser Merkezi’nden Prof. Dr, Akın Yıldız, meme kanserinde moleküler görüntülemede PET/CT teknolojisi ile kanserin tanısında, değerlendirilmesi ve takibinde bu teknolojinin çığır açtığını hatırlattı. Moleküler teknolojinin kanser hücresinin canlılığını göstermede büyük önem arzettiğini aktardı.

HANIMLAR MEMESİNİ İYİ TANIMALI

Medstar Antalya Hastanesi Kanser Merkezi'nden Op. Dr.Ali Özlük, meme kanserinde erken tanı ve cerrahi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Özlük, 2011 yılındaki verilere göre, Doğu bölgelerinde 100 binde 20 bin; Batı bölgelerinde 100 binde 40-50 bin meme kanserine yakalanma oranı olduğunu söyledi. Erken tanı yapabilmek için kişinin kendi memesini mutlaka iyi tanıması gerektiğini belirten Özlük, şöyle konuştu: "20 yaşından itibaren hanımların, adetten sonraki ilk hafta memesinde elle inceleme yapmalıdır. Hiç acele etmeden memenizi tanıyın. Ele gelen farklılık varsa mutlaka doktora başvurun. Erken tanı hayat kurtarıyor. 'Kanserli kitle ağrı yapmaz' tanısı yanlıştır. Kanserli kitle ağrı yapar. Meme ucunda değişiklik, yara, akıntı, kitle varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır."

Doç.Dr. Berrin Pehlivan da meme kanserinde hastaların hayatları boyunca yüzde 60 ya da 70'inin radyoterapi aldığını söyledi. Pehlivan, radyoterapi tedavisinin gerektiğinde mutlaka yapılması gerektiğini kaydetti.

MEME YAPARAK HASTANIN YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIYORUZ

AÜ. Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan ise, meme kanseri cerrahisinde eş zamanlı ve sonrası rekonstrüksiyonu anlattı. Meme kanserinin üzerinde durulması gereken bir kanser türü olduğunu belirten Prof.Dr. Özkan, sözlerine şöyle devam etti: “Bize ihtiyaç duyuluyorsa mutlusunuzdur. Bizim ameliyat hayati bir süreç değil, ama hastanın yaşam kalitesini artırmaktadır. Meme rekonstrüksiyon, yeniden yapılandırmadır. Genel olarak kadınların 9'da biri hayatları boyunca meme kanseri ile tanışmaktadır. Meme rekonstrüktifi hemen hemen her hastaya yapılabilir. Son evredeki bir hastaya bile meme yapabilme lüksümüz var. Yaşlı hastalarda aday olabilir. 70 yaşından sonra meme yaptığımız bir hasta bile oldu. Tek operasyon ve eş zamanlı olarak ameliyat yapabiliyoruz. Vücudun her yerinden parça alarak hastaya meme yapabiliyoruz. Bizim yaptığınız iş asla orijinal memeyi yerine koymak değildir. Biz en yakın memeyi yapıyoruz. Memenin şekli bozulduysa, şeklini de düzeltiyoruz. Önemli olan hastanın bir psikolojik kazanım elde etmesidir. Hasta vücudunda bir eksiklik hissetmiyor ve mutlu oluyor.”

KANSER KADINLARIN CİNSEL İSTEĞİNİ AZALTIYOR

Memorial Sağlık Grubu’ndan Op. Dr. Dilek Erdoğru, meme kanseri sonrasında yaşanan cinsel sorunlarla ilgili bilgi aktardı. Meme kanserinin günümüzde diyabet, tansiyon gibi kronik bir hastalığa dönüşmeye başladığını ifade eden Erdoğru, şunları söyledi: “Meme kanserinin ardından çiftlerin cinsel isteğinde azalma başlıyor. Kadınlarda cinsel isteksizlik, memenin kaybında ise kısırlık oluşabiliyor. Partneri endişeye itiyor. Dünyanın farklı ülkelerinden 509 kadın üzerinde yapılan araştırmada meme kanserine yakalanan kadınların yüzde 76’sında cinsel fonksiyonel bozukluğu belirlenmiş. Kanser en çok cinsel isteği, kadınların uyarılmasını ve orgazmı bazen azaltıyor veya yok ediyor.”

Dersin ardından vatandaşların soruları cevaplandırıldı. Aralık, ayındaki dersin konusu ise, ‘Çevresel faktörler, yaşam tarzı ve kanserle ilişkisi’ olarak belirlendi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler