YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Antalya’daki binaların yüzde 70’i deprem riski taşıyor

Türkiye’nin büyük acılar yaşadığı 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen Antalya’nın hala...

Antalya’daki binaların yüzde 70’i deprem riski taşıyor

Türkiye’nin büyük acılar yaşadığı 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen Antalya’nın hala depreme hazırlıklı olmadığı ortaya çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, şehirdeki 120 bin binadan 85 bini risk taşıyor. Üstelik bu binaların olası bir deprem anında nasıl tepki verecekleri de bilinmiyor.
Riskli binaların tamamına yakını Işıklar, Güllük, Dokuma, Konyaaltı Caddesi gibi şehir merkezindeki semtlerde bulunuyor. Antalya’nın depreme hazırlıksız olması dayanıksız binalarla da sınırlı değil. İmar haritalarında olası deprem durumunda insanların toplu olarak barınacağı büyük alanlar da yerler almıyor.
Antalya İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cem Oğuz, Marmara Depremi’nin 12. yıldönümünde düzenlediği basın toplantısında, şehrin olası bir deprem anında karşı karşıya olduğu tabloyu gözler önüne serdi. TÜİK verilerine göre 120 bin bina bulunduğuna değinen Oğuz, bunların 85 bininin 1998 öncesi yapıldığını söyledi. Antalya’nın 1998’e kadar dördüncü risk bölgesinde yer aldığını, bu tarihten sonra ikinci risk bölgesine alındığını anlatan Oğuz, “Dördüncü risk bölgesine göre projelendirmesi ve imali yapılan yapılar ikinci risk bölgesinde bazı yetersizlikler ortaya çıkarabilir. Dolayısıyla 85 bin yapı riskli konumunda şu an.” dedi.

EN RİSKLİ BÖLGE ŞEHİR MERKEZİ
Antalya’daki yapıların yaklaşık yüzde 70’ine denk gelen riskli binaların, ağırlıklı olarak şehir merkezinde yer aldığına dikkati çeken Oğuz bunların; Işıklar, Güllük, Dokuma, Konyaaltı Caddesi gibi semtlerdeki 40-45 yaşındaki binalar olduğunu kaydetti. Bu binaların durumunun ne olduğunu gösterecek bir çalışma yapılmamasına rağmen, oda olarak 2004’te Antalya Valiliği’nin öncülüğünde yaptıkları bir araştırmanın ışık tutucu olduğunu belirten Oğuz, “2004’te Antalya Valiliği öncülüğünde 119 kamu binası incelendi. Olabilecek depreme karşı bu kamu binalarının davranışının ne olabileceği araştırıldı. 73’ünün güçlendirilmesi, 13 tanesinin yıkılması gerektiği ortaya çıktı. Yani 86 bina depreme karşı dayanıksız yapılardı. O binalardan bir tanesi şu an yıkımı devam eden Devlet Hastanesi’nin eski binasıydı. Bir diğeri de eski Özel İdare binasıydı. Ona hala karar veremedik. Genele yayarsak aynı perspektifi görebiliriz.” diye konuştu.

TEK RİSK DEPREM DEĞİL
Antalya’nın karşı karşıya olduğu tek riskin deprem olmadığına değinen Oğuz, şöyle devam etti: "Antalya’da bir de şu risk var; 2004 yılı içinde hepimiz tanık olduk. Deprem olmadan, seri şekilde üst üste yapıların, taşıma güçlerini kaybettiğini gördük. Sağlık kolejiyle başlayan Güllük’teki Güleç Apartmanı, TRT caddesinde bir apartmanda, Işıklar’da iki üç apartmanda ve nitekim eski Özel İdare binasıyla devam eden yapılar, deprem olmadan da taşıma güçlerini kaybettiler. Bu da düşündürücü. Antalya Atatürk Stadyumu’nu da buna dahil edebiliriz. Antalya’da mevcut yapı stokunun olası depreme karşı davranışının belirlenmesi gerekiyor. Biz buna deprem master planı diyoruz. Uzun yıllardır dillendirdik. Bu konuyla ilgili, özellikle belediyeler 2005’te bir çalışma başlattılar ama sonunu getiremediler.”

ÇÖZÜM KENTSEL DÖNÜŞÜM
Antalya’yı, içinde bulunduğu durumdan kurtarmanın yolu kentsel dönüşüm çalışmalarından geçiyor. Pilot bir bölge seçilerek, buradaki binaların risk analizini yaptıktan sonra güçlendirilecek ve yıkılacak yapıların belirlenmesi gerekiyor. Buna göre de yasal bir zemin üzerinde yeni bir inşa faaliyetinin başlaması gerekiyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bu yönde başlattığı bir çalışma bulunuyor. Değişik üniversiteler ile ilgili meslek odalarından görüş isteyen belediyenin, bu konuda ne yapacağı merakla bekleniyor.

ANTALYA HER YÖNÜYLE HAZIRLIKSIZ
Antalya’daki bir diğer eksiklik de deprem sonrasına hazırlıklı olunmaması. Yıllardır bir Kızılay deposuna dahi sahip olamayan Antalya’da olası bir deprem sonrasında çadırların kurulacağı, insanların toplanacağı planlı alanlar da bulunmuyor.
Türkiye ve Antalya için en önemli sorunun deprem olduğunun altını çizen Antalya Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Teoman Akçalı, risk yönetimi olmadığını savunduğu Antalya’da deprem için ayrılmış bir tane açık alan olmamasını eleştirdi. Akçalı, “İmar paftalarının lejantlarına baktığınızda deprem risk yönetimiyle ilgili olarak bir tane şey göstersinler. Ne kadar yamuk yumuk alan varsa yeşil alan olarak ayrılıyor. Antalya’da risk yönetimi ile ilgili, depreme ayrılmış bir açık alan yok. Aksu civarında var ama şehir merkezinde bir tane bile yok. Geniş, açık alanların olması lazım. Çünkü deprem olduğunda o bölgeye çadırların kurulması ve oradan yönetilmesi gerek. Dokuma’yı ya da Çallı’yı gözönüne alalım. Bir deprem olsa oradaki insanlar ne olacak? Karmaşa olacak. Çünkü ortada, hiçbir tane yeşil alan yok. Kocaeli’nde, Gölcük’te yaşananlar yaşanacak.” eleştirisinde bulundu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler