600 milyon yıl öncesinde gezegenimizi tanımak pekte mümkün değildi. Dünya şu anda bilindiği gibi 7 kıtanın birleşiminden değil bütün kuru topraklarının tamamının birleşimi ile Pangea adı verilen bir süper kıtadan oluşmaktaydı. İklim şartları da farklılıklar gösteriyordu ve yüksek sıcaklıklarla beraber aşırı nemli bir ortamdan oluşuyordu. 100 milyon yıldan daha fazla süredir ise süper kıtanın güney kısmı olan Gondwana en kuzeyde ki Laurasia’dan başlayarak bugünkü Antarktika’nın bulunduğu hale kadar gelmiştir.
Sıcaklıkların yüksek olması bitkilerin hayat bulabileceğinin bir kanıtıdır. Güney kutbunda yer alan bu kıta da bitki örtüleri yaklaşık 6 ay süren uzun karanlığa ve ardından 6 ay boyunca güneşin hiç batmamasına dayanmak zorunda kalmışlardır. Modern bitkilerin gelişim süreçlerinde bir sezondan diğerine atlarken aylar geçmesi gerekmektedir. Ancak Gondwana’da ki bitkiler devamlılıklarını sağlayabilmek için 1 ay kadar kısa bir zaman dilimi içerisinde ışığın ve sıcaklığın hızlı değişimine maruz kalmışlardır.
Permiyen-Triyasik Kitlesel Yok Oluşu
Permiyen Dönemi boyunca Gondwana Ormanlarında boyları 20-30 metreyi bulan, düz yapraklı Glosspteris cinsinde olduğu bilinen ağaçlar mevcuttu. Ancak yaklaşık olarak 251 milyon yıl önce büyük bir yıkım olarak adlandırılan Permiyen-Triyasik kitlesel felaketi gerçekleşmiştir. Bu felaket dünya türlerinin %95’inin yok olmasına neden olmuştur. Bilim adamları bu yok oluşun nedenini halen tam olarak bilmemekle beraber yanardağın sağladığı sera gazı emisyonun aşırı sıcaklara sebep olarak okyanus oksitlenmesi oluşturduğu düşüncesindedirler.
Sonuç olarak, Gondwana Ormanları hızlı bir şekilde fosilleşmiştir.