Antisosyal kişilik bozukluğunun mutlaka bir uzmandan yardım alınarak tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayan Medical Park İzmir Hastanesi Psikiyatri Kliniğinden Uzm. Dr. Tarkan Amuk, bazı durumlarda, bir kişinin düşünce ve davranış tarzının hem başkalarına hem de kendine zarar verebileceğini söyledi. Amuk, antisosyal kişilik bozukluğu (ASKB) hastası kişilerin manipülasyon ve çevrelerine zarar verme gibi belirtiler gösteren zihinsel bir sağlık durumuna sahip olduğunu ifade ederek, "Antisosyal kişilik bozukluğu tipik olarak çocukluk veya erken ergenlik döneminde başlar ve yetişkinlikte devam eder" dedi.
Kişilik kavramının bireyin kendine özgü olan ve başkalarından ayırt ettiren uyum özelliklerini içerdiğini belirten Dr. Tarkan Amuk, "Bu özellikler bireyin bilinçsel değerlendirmelerine dayanarak iç ve dış dünyaya uyum için geliştirmiş olduğu duyuş, düşünüş ve davranış örüntülerini içerir. Bu örüntüler, belli durumlarda belli duygusal tepki gösterebilme yetileri, engellenme ve çatışmalar karşısında yerleşmiş baş etme biçimleri ve savunma düzenekleridir" şeklinde konuştu.
Antisosyal kişilik bozukluğu belirtileri hakkında bilgiler veren Dr. Amuk, "Tutuklanmasına neden olan davranışları tekrar tekrar yaparak yasaları çiğnerler; yani yasaları tanımazlar, yasalar bana uysun derler. Yalan söylemek, başkalarını aldatmak, dürtüsel davranmak, sinir, öfke saldırganlık ile sürekli kavgalara karışırlar. Kendisinin ve başkasının güvenliğini göz ardı eden davranışlar sergilerler, iyi iş ilişkileri geliştiremezler. Başkasına saygısızlık yapmak, asla suçluluk hissetmemek belirtiler arasındadır. Kişi, en az 15 yaşından beri bu belirtilerden 3 tanesini gösteriyorsa 18 yaşından itibaren tanı konabilir" diye konuştu.
Toplumda yüzde 3 oranında bu bozukluğun görüldüğünü belirten Dr. Tarkan Amuk, "Erkeklerde kadınlara oranla 3 kat fazla görülür. Psikoaktif madde bağımlılığı olanların yüzde 18-40’ında ASKB görülür. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan yetişkinlerin yüzde 12-27 de ASKB görülür. Yetişkinlerde DEHB görülme oranı yüzde 4’dür. Çocuklarda yüzde 5, dürtüsel hiper aktivitesi olanlarda daha çok görülür. Ayrıca cezaevlerindeki erkek mahkûmların yüzde 50-80’nin ASKB olduğu bildirilmiştir. Nedenleri arasında kalıtım ve yapısal nedenler olarak ikiye ayrılmaktadır. Kalıtımsal olarak; ebeveynleri alkol, madde bağımlısı ve ASKB olan çocuklar yer almaktadır. Yapısal nedenler arasında ise merkezi sinir sistemini etkileyen beyin disfonksiyonuna neden olan durumlar bulunmaktadır. Çocuklukta fiziksel, cinsel, duygusal istismara maruz kalan çocuklar risk altındadır. Ayrıca çocuklukta ihmal ve terk etmeye maruz kalma, parçalanmış aile çocukları, çelişkili değer yargıları olan aileler, çok ağır baskılar, cezalandırma tutumları olan aileler, çocuklukta yalan söyleyen, evden kaçan, hırsızlık yapan ve kavgacı çocuklar ile ağır sosyal ve ekonomik sorunları olan toplum kesimleri çevresel faktörler arasında yer almaktadır" diye aktardı.
Hastaların genellikle kendiliğinden hekime tedavi için gelmediklerini belirten Uzm. Dr. Amuk, şöyle devam etti:
"Hastalar genelde adli vaka olarak gelirler ve tedaviyi kabul etmezler. Beraberinde diğer psikiyatrik bozukluklar varsa onlara uygun tedavi verilir. Bu bozukluğu olan insanlar tarafından işlenen suçların kurbanları tarafından çekilen acılar kadar açık olan bir şey var ki o da toplumda büyük infial oluşturan olayların sebebi olurlar."