Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, 17 Aralık tarihinin Türkiye’nin kırılma noktası olduğunu belirterek, “Asla 17 Aralık soruşturmalarının üstü örtülmemeli. Siyasi iktidarın görevi paralel yapıyı ortadan kaldırmaksa kaldırmalı ama hakları ihlal ederek değil tam demokrasiyle” dedi.Baro Başkanı Antmen, yönetim olarak göreve geldikleri günden bu yana geçen 15 aylık sürede Mersin Barosu olarak yaptıkları ile Türkiye gündemindeki son hukuki ve siyasi gelişmeleri değerlendiren bir basın toplantısı düzenledi. Baronun Gökdelen’deki Hizmet Birimi’nde gerçekleşen toplantıya Mersin Barosu Yönetim Kurulu Üyeleri ile Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal da katıldı.Bugüne kadar yapılan faaliyetlerin bir slayt gösterisiyle anlatıldığı toplantıda konuşan Antmen, göreve geldikleri 15 ayı aşkın süredir avukatların uğradıkları hak ihlallerinden Akkuyu Nükleer Santrali’ne karşı verdikleri mücadeleye, vatandaşlara sundukları hizmetlerden hayvan haklarına, Gezi Parkı davalarından Türkiye gündemine oturan olaylara kadar Mersin’e ve ülkeye karşı olan sorumluluklarını yerine getirmeye çalıştıklarını kaydetti. Mersin Barosu’nun her zaman haklı taleplerin yanında olduğunun altını çizen Antmen, “İnsan, hayvan, kadın, çocuk bizim için önemli olan hak ihlali. Nerede bir hak ihlali varsa Mersin Barosu bundan sonra en dik şekilde yanında olacaktır. Mersin Barosu’nun muhaliflik duruşunu 15 aylık sürede Mersin kamuoyu da gördü. Biz her tür yanlışa muhalifiz. Belki eleştirildik ama hiçbir zaman Mersin Barosu olarak 15 ayda muhaliflik duruşumuzu bozmadık. Hangi yönden hukuksuzluklar gelirse gelsin, siyasi görüşü ne olursa olsun bu böyle devam edecek” diye konuştu.2013 yılında Mersin Barosu’na gelen 18 bin 125 ceza vakasına 20 bin 928 müdafi görevlendirdikleri bilgisini veren Antmen, “Yaklaşık 21 bin kere karakol, savcılık ve mahkemelerde görev aldı arkadaşlarım ve bu görevlerde asgari tarifenin beşte biri ücret aldılar” diyerek, önceliklerinin para olmadığını ancak, CMK’daki ücretlerin avukatlık asgari ücret tarifesine endekslenmesini istedi. Adli yardımda da geçen yıl Mersin Barosu’na 875 olay başvurusu olduğunu, bunun 865’ini kabul ettiklerini belirten Antmen, savcılıktan intikal eden 227 adet olayda uzlaşmacı avukat olarak görev aldıkları bilgisini verdi.“HUKUK KURALLARI HERKES İÇİN EŞİT UYGULANMALI”Türkiye gündemine damgasını vuran olaylara da değinen Antmen, 17 Aralık 2013 tarihinin Türkiye’nin kırılma noktası olduğunu söyledi. 17 Aralık’ta yapılmak istenen yolsuzluk soruşturmasında, yapılanlar ister haksız ve yanlış olsun, ister sonuna kadar doğru olsun, hukuk kurallarının herkes için eşit uygulanması gerektiğini vurgulayan Antmen, şöyle devam etti: “Hukuk, birilerinin oğlu veya babası, birilerinin yakını veya tanıdığı ya da düşmanı, rakibi, iki farklı grubu almaz. Herkes hukuka muhtaç olur, herkes için hukuk vardır. Hukuku eşit, adil uygulamadığınız zaman ayaklar altında süründürürsünüz ve gün gelir bir gün maalesef hukuka muhtaç olursunuz. 17 Aralık olayının siyasi yönü Mersin Barosu’nu ilgilendirmiyor. Bizim için önemli olan hukuk ve ceza yargılamasıdır. 17 Aralık’ta varlığı iddia edilen yolsuzlukların üzerine bağımsız savcılar ve bağımsız yargıçlar tarafından gidilmesi gerekiyor. Asla 17 Aralık soruşturmalarının üstü örtülmemeli, örtülemez.”“İNTERNET SANSÜRÜ HAKLARIN İHLALİDİR”Meclis’te onaylanan internet yasası ile ilgili görüşlerini de aktaran Antmen, “İnsanların fikirlerini, düşüncelerini yasaklayamazsınız. Hele 21. yüzyılda insanlara internette sansür uygulayamazsınız” dedi. Antmen, yasanın şu anda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de olduğunu anımsatarak, “Getirilen internet sansürü, özel hayatın gizliliğini, mahremiyetini ihlaldir. İnsanların Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile gelen haklarının açık ihlalidir. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu yasayı onaylamayacağına inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı bunu imzalarsa Anayasa Mahkemesi’nden döner. Buradan dönmezse iddia ediyorum Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden dönecektir” ifadelerini kullandı.“HSYK TAM BAĞIMSIZ OLMALI”‘Paralel devlet’ tartışmalarını, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısının değiştirilmesine bağlayarak görüşlerini anlatan Antmen, “Ama siz de HSYK’nın yapısını değiştirerek bir teokratik veya diktatörlük rejimine yol açmamanız gerekiyor. Adalet Bakanlığı’nın HSYK’dan çıkması gerekiyor. HSYK’nın tam bağımsız olması gerekiyor. Ne siyasi iktidardan ne güç sahiplerinden ne güç odaklarından ne herhangi bir cemaatten hakimler emir ve talimat alamaz. Biz 12 Eylül 1980 HSYK’sını eleştiriyoruz ama 12 Eylül 2010 HSYK’sının bundan daha kötü olduğunu söylüyoruz. HSYK’nın Teftiş Kurulu’nun Adalet Bakanı'na bizzat bağlanması artık Türkiye’de yargıyı bitirir. Bağımsız, adil bir yargı olmayan bir devletin de hükümranlık gücünden söz edilemez. Siz hukuku çiğnerseniz, başkaları da gelir çiğner. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanı’nın HSYK Yasası’nı onaylamamasını ama ondan önce Anayasa Mahkemesi’nin tedbir kararı vermesini talep ediyoruz. Yoksa artık yarın çok daha geç olacak” şeklinde konuştu.Mersin’deki dinleme skandallarının hep beraber yaşandığına dikkat çeken Antmen, şunları söyledi: “Hiç kimse hiç kimsenin özel hayatının gizliliğine, mahremiyetine dokunamaz. İnsanlar rahat, huzurlu yaşamak, adil yargılanmak, adliyeye, devlet dairesine girerken korkmamak istiyor. Siyasi iktidarın görevi evet paralel yapıyı ortadan kaldırmaksa kaldırmalı ama otoriter bir iktidar kurarak değil, hakları ihlal ederek değil, sansür yaparak değil, HSYK’yı kendine bağlayarak değil, diğer bütün kurumları kendine bağlayarak değil, tam demokrasiyle.”Antmen, bir soru üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘paralel devlet’ sözünün bir duyurusu olduğunu ve yargının bunun gereğini yapması gerektiğini söyledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz