MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretim öğrencilerine okutulması gereken 100 Temel Eser arasında bulunan ve yıllardır binlerce çocuk tarafından da okunan Şeker Portakalı kitabını öğrencilerine ödev veren bir Türkçe öğretmeni hakkında soruşturma açıldı. Bakanlığın önerdiği 100 Temel eser arasında yer alan başka bir kitap için ise İzmir’de işlem yapıldı. Steinbeck’in ünlü “Fareler ve İnsanlar” kitabının bazı bölümleri, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından sakıncalı bulundu.
Haberimiz aynen bu şekilde. Yani doğru okuyorsunuz. Şeker Portakalı’nın Zeze’si Türk örf ve geleneklerine aykırı bulunmuş bir veli tarafından ve BİMER’e şikâyet edilmiş ödevi veren öğretmen.
Sözde argo hakimmiş kitabımızda çocuğunun ahlakını bozuyormuş. 100 temel eser arasında yer alan bu kitapta bu nedenlerden sakıncalı bulunmuş.
Şimdi sıkı durun Şeker Portakalı sakıncalı eserler arasına alınırken yıllardır teröre hizmet eden, bebek katili, büyük büyük düşünür, İmralı Fatihi sözde aydın Apo’nun kitaplarına konulan yasak ise kaldırıldı.
Özgürlük hakimi tarafından Apo’nun kitapları özgür kılındı.
Ne güzel değil mi? Özgür bir ülkeyiz ve çok duyarlıyız. Argoya, küfüre hayır diyoruz, bebek katilini düşünür ilan ediyoruz.
Aman duyarlılığınızı sevsinler. Yahu sizin meclisinizde her gün küfür gırla gidiyor. O küfürleri çocuklarınız izliyor, duyuyor da Türk örfüyle örtüştüğü için mi ses çıkarmıyorsunuz? Diğer taraftan bir çocuğun dostluk arayışını, dostluğun önemini öğrenmesini sağlayan bir kitabı sakıncalı buluyorsunuz.
Yine aynı siz çocuk, bebek katilinin kitaplarını özgür bırakıyorsunuz.
Çocuklarınıza ne kadar da değer veriyorsunuz.
Aynı yıllar önce yakılan kitaplar gibi.
Nedir bu kitap düşmanlığı anlamıyorum. Okumayı sevmeyen bir milletin kitap düşmanlığı. Okumayı sevmiyoruz, o halde diğerleri de okumasın. Yasaklayalım, yakalım.
Ama yazmaya gelince hepiniz, şairsiniz, hepiniz yazarsınız.
Ve yine aynı siz çocuklarınızın masumiyetini çalan adamın kitaplarına geçit veriyorsunuz.
Ne ikiyüzlü bir millet.
Zamane çocuklarından şikâyet edersiniz. Ama hiç düşünmezsiniz o çocuklar neden öyle. Çünkü yasakladığınız her masum kitap, okuma alışkanlıklarına vurduğunuz her darbeyle öğrendikleri tek şey sokak kültürü.
Kendilerini okumadıkları için geliştiremiyorlar, kendilerini okumadıkları için doğru ifade edemiyorlar, okumadıkları için bilgisayara bağlı yaşamlar içinde bölük börçükler.
Ve siz onların internet avcıları tarafından uğradıkları istismardan bi haber ancak okudukları kitaplarla, öğretmenlerini yargılarsınız.
Çünkü okuyan çocuk hala sizin geçmişinizdeki o sanrıların içinde anarşist olacaktır görüşünü taşırsınız.
Siz o görüşün içinde sıkışıp kaldığınız için kaybolan, yitip giden çocuklarınızdan bihabersiniz.
Bir kitabı yakmak yasaklamak devrinin geçtiği zamanlara ne zaman kavuşacağız.
Ne zaman gerçekten okuyan bilinçli aydın bir toplum olacağız.
Zeze’yi öyküsünde yargılayan yıkıp dökenlere bir terbiye kurulu eksikti oda oldu. Ne şansız çocuksun be Zeze seni hiç anlamadı bu yetişkinler. Dünde bugünde. Ama bebek katilini anlıyorlar onunla empati kuruyorlar.
Yarın anlayan olacak mı bilmiyorum ama iyi ki çocukken ilk okuduğum kitaplardanmışsın Şeker Portakalı. Zeze’nin çocuk ruhundaki dostluğun önemini aşılayarak hala bugün bile temel değerimiz oldun “dostluk”.
Seni okumayarak büyütülen çocukların kaybının telafisi yok. Kitaplığımdaki yerin hala sağlam en azından ben tüm yasaklara rağmen başta yeğenlerim olmak üzere çevremdeki çocuklara okutacağım seni. Varsın onlar kendi ayıplarında boğulsun. Ha tabii sivil iradeye de yasak koyarlarda geçmişte olduğu gibi ev baskınlarıyla kitap yaktırırlarsa bilemem. Şimdilik tehlike yok ama yarın bilinmez…
Yunus Emre’yi sansürleyen bir zihniyetin yarın Pamuk Prenses dağda yedi cücelerle masalına Pamuk Prenses nikahsız yedi adamla bir evde ya da Keloğlan anasının sözünden sürekli çıkıyor kötü örnek demeyeceğinin garantisi var mı? Ya da Mevlana’nın birleştiriciliğini sakıncalı bulmayacaklarının garantisi.
Öte yandan aynı zihniyetin bu masumiyeti kirletenlere o çocukları dağlara kaçırıp hayatlarını karartanların kitaplarına onay verilen bir ülke.
Garantisi olmayan bir ülkenin mağdurları her an yer değiştirebilir. Geldiğimiz zamanda dostluk, sevgi, barış aşılayanlar suçlu bunları delik deşik edenler masum olabilir. Bugün olduğu gibi…
Masumiyetimizi neden yitiriyoruz sorusunun cevabını yanlış yerlerde arıyorsunuz o masumiyeti kirletenler sizlersiniz…
oyatekin@gmail.com
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz