Dünyanın en değerli 10 şirketine baktığımızda bunların büyük bir çoğunluğunun teknoloji kökenli olduğunu görüyoruz. Teknoloji çağında yaşadığımız gerçeğini göz önüne aldığımızda bu durum pek de absürt sayılmaz.
Ayrıca kullanıcıların teknoloji ürünlerini bir statü simgesi olarak görmesi de bu alandaki yatırımları arttırmış durumda.
Şüphesiz tüketim çılgınlığının yaşandığı en popüler pazarlardan birisi de akıllı telefon sektörü. Çok da derin bir maziye sahip olmayan bu sektör, kısa süre içerisinde dünyanın en büyük pazarlarından biri haline geldi.
Pazarın geneline bakıldığında yüzde 50’lik pazar payının 3 – 4 firma arasında bölündüğünü görüyoruz. Fakat iş kar marjına geldiğinde, bambaşka bir tablo ile karşılaşıyoruz. Pazar payı yaklaşık olarak yüzde 12 – 13 olan Apple, sektördeki toplam kar marjının yüzde 70’inden fazlasını tek başına kasasına koyuyor. Peki bu devran daha ne kadar bu şekilde devam edece?
Zor günler kapıda
Apple bir 5 – 6 yıl öncesine kadar taklit edilen firma konumunda yer alıyordu. Fakat şirketin kurucu ortaklarından Steve Jobs’un ölmesiyle birlikte bazı şeyler değişti.
En önemlisi de inovasyon alanındaki düşüş oldu. Apple kullanıcılar için kolaylıklar sunmak yerine, pek de verimli olmayan teknolojiler üretmeye başladı.
Birkaç yıl öncesinde taklit eden firma konumunda yer alan Cupertino merkezli şirket, şu aralar taklit eden firmalardan biri haline gelmiş durumda.
Şimdi pek çok kişinin aklına Apple’ın çentikli tasarımı kullandığı ve herkesin bu tasarımı Apple’dan aldığı düşüncesi gelebilir. Fakat çentikli tasarımı kullanan ilk şirket Apple değil Essential’di.
Android’in kurucu ortağı olan Andy Rubin tarafından kurulan Essential bünyesinde üretilen PH-1, su damlası şeklinde bir çentiğe sahipti. Tim Cook ve ekibi bu çentiği biraz genişletmek dışında pek de birşey yapmadı.
Fırtına artık dinmek üzere
Hayatta bazı gerçekler vardır. Örneğin fırtına birden dinmez. Rüzgar yavaş yavaş şiddetini kaybeder ve sonra tamamen ortadan kaybolur. İşte Apple da şu aralar fırtınalı geçen yılların ekmeğini yiyor.
Kabul edelim, Steve Jobs zamanında satışa sunulan iPhone modelleri akıllı telefon sektörüne çağ atlatmıştı. O zamanlar inovasyon anlamında fırtınalar estiren Cupertino merkezli şirket,
şimdilerde ise kullanıcıları heyecanlandırmanın çok uzağında. Zaten açıklanan son raporlar da bu durumu net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Kısa süre önce Tim Cook tarafından kamuoyu ile paylaşılan raporlarda Cupertino merkezli şirketin 20 yıl sonra gelir beklentilerini düşürdüğü göze çarpmıştı. Peki ama neden? Neden 20 yıl sonra Apple’ın gelirlerinde düşme olacak? Çünkü artık kullanıcılar akıllanmış durumda.
iPhone dünyanın en iyi telefonu değil
Öncelikle şunu kabul etmemiz gerekiyor. Apple ürünleri kalite bakımından belli bir çıtanın üzerinde bulunuyor. Burada asıl çıkmaza girilen nokta, bu ürünlerin etiket fiyatında yazan rakama değip, değmeyeceği.
Açık konuşalım. iPhone dünyanın en iyi telefonu değil. Hali hazırda satışta olan iPhone modellerinden çok daha nitelikli akıllı telefonlar mevcut.
Fakat iş etiketlere geldiğinde kimse iPhone modellerinin yakınına bile yaklaşamıyor. Peki gerçekten bir iPhone için 14.000 TL ödemeye değer mi?
Kullanıcılar da bu durumu idrak etmiş durumdalar. iPhone kullanımı sadece Türkiye’de değil. Tüm dünyada azalıyor. Muhtemelen Cupertino merkezli şirket politikasını değiştirmediği sürece de azalmaya devam edecek.
Eğer Tim Cook ve ekibi bu sene satışa sunulacak olan iPhone modellerinde de benzer bir tasarım çizgisi ve uçuk fiyat anlayışını devam ettirirlerse, Apple için tehlike çanları çalmaya başlayacaktır.