Aslında otobüs olsun, metro, minibüs olsun, biz de çok istiyoruz kitap okumayı; kısacık da olsa, trafiğe de takılsak yolculuğumuzu Twitter'da Arda Kural caps'leri yerine böyle yararlı bir aktiviteyle geçirmeyi...
Hayır, toplu taşıma araçlarında karşılaştığımız deodorantsızlık ile, gün boyu çok yorulmamız ve dikkatimizin dağılması ile, zaten uykumuzu alamamış olmamız, bunalımda olmamızla filan hiç ilgisi yok. Hele Türkiye'de düzenli kitap okuma oranının 10.000 kişide bir olmasıyla hiç mi hiç ilgisi yok.
Sadece midemiz bulanıyor yani...- - - - - -
Nörolog Dean Burnett'in New York Mag ile yaptığı söyleşide bu konu ayrıntılı bir şekilde ele alınmış. Ayrıntısız, doktor dilinden kısmen arındırılmış açıklama şu şekilde:
Bir şeyler okurken, önündeki sayfalara odaklanan gözlerimiz beynimize sabit durduğumuza dair sinyaller gönderiyor. Ancak taşıt hareket halinde olduğu için, vücudumuzun geri kalanının beyninize yolladığı sinyal elbette 'hareket ettiğiniz' şeklinde oluyor. Beynimiz aynı anda hem hareket etmeye hem de sabit kalmaya alışkın değil ne yazık ki... Evrimsel olarak da, beyin bu iki sinyalin aynı anda gelmesini direkt olarak ''Vücut kesin zehirlendi!'' sonucuna bağlıyor; bu yüzden zehirlenmeye karşı ilk önlem paketini devreye sokuyor: KUSMAK.
Yani tüm olay hareket halinde olmak&olmamak konusunda kafamızın karışması, bu yüzden de beynimizin zehirlendiğimizi zannetmesinden ibaret...- - - - - -
Bu tepki her insanda aynı sertlikte gerçekleşmiyor elbet. Bazı insanlar pencereden dışarı bakıp hareket ettiklerini gördüklerinde mide bulantılarını sakinleştirebiliyorlar. Hattâ bazı insanlar tren, metro gibi sabit bir hızla ve pek manevra yapmadan hareket eden araçlarda kitap okumaktan etkilenmiyorlar bile!
Ama bazı insanlar hareket halindeki aracın içindeyken tek bir cümleye bile odaklanmaya kalksalar, mide bulantısıyla yerli yerine oturuyorlar. Peki ne yapmak lazım, bu sıkıntıyı rahatlatmanın pratik yolları var mı?
Elbette var.- - - - - -
Pencerenin üzerindeki küçük bir leke olur, emniyet kemerinin üst başlığı olabilir, kapı kilidi olabilir... Hem hareket halinde olduğunuzu görebileceğiniz, hem de gözlerinizi sabitleyebileceğiniz bir obje olması yeterli. Bu, beyninize gönderilen sinyallerdeki karışıklığı giderecektir.
Bu hareketteki önemli noktalardan biri de kafanızı yere paralel tutmak. Yani kitap okurken kitabı dizlerinizde tutmak yerine başınızın hizasında tutarsanız da rahatlarsınız...
_Sakın pencereden dışarı bakıp ağaçların, otların nasıl da hızlı hareket ettiğine odaklanmaya çalışmayın. Bu başınızı daha beter döndürür!
_- - - - - -
Vücudunuzun beyninize yollayacağı ''AY HAREKET EDİYORUZ GALİBA!'' sinyallerini en aza indirmeniz de oldukça rahatlatıcı olacaktır. Vücudunuzun koltukta manevralardan en az etkileneceği şekilde oturmanız, başınızın ve üst vücudunuzun savrulmasına yönelik sırt yastığı ve boyun yastığı gibi önlemler almanız bulantıyı engeller. - - - - - -
Yüzünüze temiz havanın vurması da bir başka rahatlatıcı etkendir. Tabii pencereyi komple açarsanız kitabınızda sayfa mayfa kalmaz, o yüzden hafifçe açın. - - - - - -
Beyninize ''Patron benim, hasta değiliz diyorsam değilizdir.'' şeklinde baskı kurmak da elbette sizin elinizde. Öncelikle kesin hasta olacağınızı düşünüp paniğe kapılmayın. Ardından derin derin nefes alarak, müzik dinleyerek, gözlerinizi bir süre hafifçe kapalı tutarak ve meditasyon yaparak bu baskıyı gerçekleştirebilirsiniz...
---
_Kaynaklar: Lifehacker.com, [
Nymag.com](http://nymag.com/scienceofus/2016/08/a-very-weird-explanation-for-car-sickness.html), Ozetkitap.com & Wikihow.com_